Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2921.47
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Temmuz 2021

'Çünkü sizin kalpleriniz ölüdür!..'

İmam-ı Gazâli rh.a. Hazretleri duaların kabul edilmeme sebeplerini “İhya-u Ulûmi’d Din” adlı eserinde açıklıyor…

İbrahim b.Edhem Hazretlerine şöyle soruldu:

“Biz Allah’a dua ediyoruz fakat duamız kabul edilmiyor. Oysa, Allah Tealâ, ‘Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.’ Buyurmuştur. Duamızın kabul edilmemesinin sebebi nedir?”

İbrahim. b. Edhem Hazretleri cevaben,

-Çünkü sizin kalpleriniz ölüdür, deyince…

-Acaba kalplerimizi öldüren nedir?, diye soruldu.

Bunun üzerine, İbrahim b. Edhem Hazretleri şöyle buyurdu:

-Kalplerinizi öldüren, sekiz haliniz var.

1-Siz Allah’ın hakkını biliyorsunuz fakat o hakkın gereğini yerine getirmiyorsunuz.

2-Kur’an-ı okuyorsunuz fakat onun emirlerini tatbik etmiyorsunuz.

3- Biz Peygamber’i (s.a.v.) seviyoruz, diyorsunuz fakat Sünnet’e göre amel etmiyorsunuz.

4-Ölümden korkarız, diyorsunuz fakat ölüm için hazırlık yapmıyorsunuz.

5-Allah Tealâ ‘Muhakkak şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın.’ (Fâtır 6) buyurmuştur. Siz ise şeytana uyuyor, günah işliyorsunuz.

6-Biz ateşten korkarız, diyorsunuz oysa bedeninizi ateşte helâk ediyorsunuz.

7-Biz cenneti seviyoruz, diyorsunuz oysa cennet için hiçbir amel yapmıyorsunuz.

8-Güne başladığınızda kendi ayıplarınızı arkaya atıyor, insanların ayıplarını ise getirip önünüze seriyorsunuz. Böylece Rabbinizi gazaplandırıyorsunuz…

Durum böyle iken, acaba Rabbiniz sizin duanızı nasıl kabul edecek?..

*

Hediye edilen Semerkand adlı dergiden aldığımız bu satırlar belki, “kalplerimize dönmemize” vesile olur.

Küçük bir işaret, bir satır, bir cümle…

Belki de kurtuluşa vesiledir, belli mi olur?..

“Ölü kalplerin” dirildiğini gösteren nice misal var.

Uhud’da Hazret-i Peygamber’in (s.a.v.) Sevgili Amcası Hazret-i Hamza’yı şehit ettikten sonra ciğerini söken Habeşli Köle…

Vahşî.

Resûl-i Ekrem, karşısındaki Vahşî’ye “Kim tövbe edip iyi davranışlarda bulunursa şüphesiz o kişi tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner” âyetini okuyor. (el-Furkân 25/71).

Vahşî, “Ey Allah’ın Resulü! Ben neredeyse küfre denk bir günah işledim. Allah bunu da hasenata çevirir mi?” diye soruyor.

Resûlullah da, “Allah kendisine ortak koşulması dışında bütün günahları dilediği kimse için bağışlar.” âyetiyle (en-Nisâ 4/116) cevap veriyor.

Vahşî, yine soruyor:

“Burada Allah’ın dilediğini affedeceği bildiriliyor, beni bağışlamayı diler mi dilemez mi bilmiyorum.” deyince,

Hz. Peygamber, “Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, çünkü Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayan, çok esirgeyendir” âyetini okuyarak (ez-Zümer 39/53) Vahşî’nin bütün endişelerini gideriyor.

Vahşî Müslüman oluyor ve cihat meydanlarında çok büyük, çok güzel işler yapıyor.

Büyük dönüşlere misal çok.

Kalplerimiz ölmüşse de, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek yok.

*

“Ey İman Edenler, sabır ve namaz ile Allah’dan yardım isteyin. Çünkü Allah, muhakkak sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153.)

*

Kalp temiz olursa, ibadetler lezzet verir.

İbadetler lezzet vermiyorsa, bu durumu dert etmek gerekir.

Çile yoksa, kalp de yok.

Çilesiz kul, ibadetlerden lezzet alamaz.

Lezzetsiz ibadet, özetle adet.

Şuur ve ibadet.

Ve ayet:

“Ey iman edenler! Sarhoş iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisâ, 43)

Namaz ve şuur.

“Ne söylediğini bilmemek” ne demek?

Çoğumuzun hâli bu, değil mi?

Abdullah bin Abbas Hazretleri şöyle der: “Düşüne taşına kılınan orta (ne uzun ne kısa) namaz, düşünmeksizin, gafil kalple sabaha kadar kılınan namazdan daha hayırlıdır.” (Gazalî, İhyâ, I, 151)

*

Kalp ve akıl.

Biri yoksa diğeri de yok.

Varlık içinde yokluk.

“Çünkü sizin kalpleriniz ölüdür!”

Ümit.

Şükür.

Müjde:

“Kim tövbe edip iyi davranışlarda bulunursa şüphesiz o kişi tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.” (el-Furkān-71).

“Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, çünkü Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (ez-Zümer-53)