Cumhursuz Cumhuriyetçiler
Kadimden beri tarihin hiçbir döneminde, bu ortak vatanda, aynı bayrak altında yaşayan Kürtler ve Türkler arasında kitleleri duygusal kopuşa götüren ciddi bir problem asla mevcut olmadı. Yüzyıllarca barış ve huzur içinde, adalet ve kardeşlik duygularıyla yaşadılar. Olduğu söylenen problemler ise CHP’nin başını çektiği geçmişin yanlış idare anlayışı ve uygulamalarında, “Kürtleri daima potansiyel bölücü ve tehlike gören katı ırkçı” yaklaşımlardan kaynaklandı. Ancak CHP’ye son zamanlarda bir haller oldu. 2023 seçimleri yaklaşırken CHP’de alttan alta bir Kürt sevdası almış başını gidiyor. Şimdi bu sahte aşıkların geçmişine şöyle bir yakından bakalım.
****
1930’ların CHP’li Başbakanı İsmet İnönü Sivas
demiryolu açılışında: “Bu ülkede sadece Türk etnik ulusu ırksal haklar talep
etme hakkına sahiptir. Başka hiçbir ırkın böyle bir hakkı yoktur.” (
Milliyet 31.08.1930)
1930’ların CHP’li Adalet Bakanı Mahmut Esat
Bozkurt, Ağrı ayaklanması sırasında Ödemiş’te seçmenlere yaptığı bir
konuşmasında: “Türk, bu ülkenin yegâne efendisidir, yegâne sahibidir. Saf
Türk ırkından olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi ve köle
olma hakkı… Dost, düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bile.” (Cumhuriyet
19.09.1930) ( Bu zat eğer CHP’nin adalet bakanı ise diğer bakanları varın siz
düşünün!)
Yine
1930’ların CHP Genel sekreteri Recep PEKER, yaptığı bir konuşmasında “ Hukuki
ve siyasi haklar tüm ulus ve fertleri için geçerlidir. Ancak farklı etnik
kökene sahip olanlar ya da olduklarını düşünenler ulusal topluluğa
katılamazlar. Çünkü ulusal topluluğun tek bir etnik kökeni vardır; o da
Türklüktür.” ( Recep Peker İnkılap Tarihi ders notları)
CHP’nin
20. Yüzyıldaki Kürt düşmanlığı üzerine kurgulanan ırkçı yaklaşımları
bitmemişti, 21. yüzyılda da aynı ırkçı zihniyet bu defa CHP eski İzmir Milletvekili
Birgül Ayman Güler'in 'Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz'
sözleriyle kendini ele vermişti.
Yüzyıl geçse de kafa aynı
kafa, CHP yine bildiğimiz CHP… Oysa "Demokrasilerde insanların etnik
ve dini kökenine göre herhangi bir ayrım yapılmaz, bütün insanlar eşittir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün vatandaşlarımız eşit haklara sahip
olmalı."
****
Yıllar yılı Kürtlerin varlığını dahi inkâr eden, “Türkiye
sadece Türklerindir ve Türk etnik ırkından olmayanların bu ülkede sadece köle
ve hizmetçi olma hakkı vardır” diyen, “çarşı pazarda Türkçe konuş çok
konuş” baskıları yapan, insafsızca Kürtlere işkence yapan, dışkı yediren, mahkemelerde
yapılan Kürtçe savunmaları “bilinmeyen dil” diye tutanaklara geçirten, Gezi
Olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleriyle ülkeyi uluslararası
emperyalizme teslim etmeye çalışan, kirli ve akıl almaz bir koalisyonla “Erdoğan
ve AK Parti düşmanlığı” ortak paydasında yan yana gelen paralelciler, ulusalcılar,
vesayetçiler bugün Kürt haklarını savunur gibi olmuşlar.
****
Asırlık
sabıkalılar Kürtlere dost oldu da; Kürt meselesine ilk kez bu kanlı geçmişi
bize miras bırakan bürokratik ve vesayetçi yapıların ayak diremesine rağmen,
büyük siyasi risk alarak sorunu uzlaşıyla ve toplumsal mutabakata dayanan çözüm
bulmaya çalışan, büyük riskler alarak çözüm süreçlerini devreye sokan, “Gerekirse
baldıran zehri içmeye hazırım yeter ki analar ağlamasın” diyerek OHAL’leri ve
DGM’leri kaldıran, Kürtlerin ret ve inkârına son veren, işkence ve fail-i
meçhulleri bitiren, Kürtçenin TV, radyo ve okullarda serbest olmasını sağlayan,
anadilde savunma imkânı getiren, dışlanmışlığı, geri kalmışlığı, ihmal
edilmişliği reformlarla ortadan kaldırmaya çalışan, “Yaratılanı Yaradan’dan
ötürü severim” diyerek Türkiye’nin tüm bölgelerinde milletin gönlünde taht
kuran Recep Tayyip Erdoğan birden bire Kürt’e düşman mı oldu?
****
Eğri oturup, doğru konuşalım. Yaşananlar ortada. Bugün
eğer Kürtler korkmadan göğsünü gere gere, istediği yerde ben Kürdüm
diyebiliyorsa, Kürtçeyi özgürce konuşuyorsa, yasaksız ve korkusuz bir şekilde Kürtçe
şarkı söyleme hasretini bugün Kürt sanatçılar kolaylıkla dindirmişse bu gibi
konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katkısı çok büyüktür! İnkâr edilemeyecek
bir gerçek şu ki; “Kürtler bu ülkede Başkan Erdoğan’la zorunlu ve mutsuz
vatandaşlıktan, gönüllü ve mutlu vatandaşlığın hazını ve tadını almaya başladı.”
Son zamanlarda peyda olan sahte Kürt dostları bilsin ki, Kürtler yeminli
Erdoğan düşmanlarının göstermelik, riyakâr desteklerine asla muhtaç değildir.
Onların üç kuruşluk siyasi hesapları için, kullanmak isteyecekleri rakı masası
mezesi hiç değildir. Bu böyle biline...