Cumhuriyet iktidarı kavgası
Koca bir yılı daha iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Yepyeni bir yıl yeni umutlara yelken açmamıza vesile olur inşallah. Son yıllarda Cumhuriyetimizin dalya diyeceği 2023 yılına kilitlendik. Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünün arifesindeyiz. Bu yıl 2023 hedeflerine ne kadar yaklaşacağımızın veya ne kadar uzaklaşacağımızın mücadalesi içinde geçecektir.
Bir devleti şirkete benzetirsek, bu şirkette kar ortakları ve zarar ortakları bulunuyor. Kar ortakları ihale alan, iş yapan, parasıyla para kazanan unsurlar. Zarar ortakları çalışıp, didinip vergisini veren. Yükümlülüklerini yerine getiren, seçimden seçime oy veren karşılığında ise devletten hizmet bekleyen sade vatandaşlar.
Cumhuriyetin zarar ortağı olan vatandaşlarımızın ekonomik sıkıntı yüzünden her ne kadar gündeminde olmasa da siyasi sistem ve rejim tartışmaları 2022 yılına da damga vuracağa benziyor.
Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılına bir yıl kaldı. Cumhuriyete giden süreç ve Cumhuriyet sonrası gelişmeleri doğru okursak geleceğimizin şekillenmesinde de doğru kararlar verebiliriz. Osmanlı Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesinin ardından, Tahta çıkan İkinci Abdülhamit tarafından ilan edilen 1876 yılında Kanuni Esasi ile yönetme yetkisi mutlak sultanda olan yönetim biçiminden meşruti (Anayasal Monarşi) sisteme geçti. Rus savaşı sırasında rafa kaldırılan Meşrutiyet,10 Temmuz (Grogeryan takvimine göre 23 Temmuz) günü ikinci kez ilan edilirek 1918 yılına kadar sürecek İttihat Terakki Partili meşruti yönetim uygulandı. Bu tarih Cumhuriyetin kuruluşuna kadar Milli Bayram olarak kutlandı.
Milli Bayram olarak kutladığımız 23 Nisan 1920'de meclisin açılması sonrasında 1921 anayasası ile hükümet sistemimiz yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin millet adına mecliste toplandığı dönem olmuştur. Hükümetin meclisin denetiminde olduğu, Meclis Başkanı'nın aynı zamanda hükümet başkanı olduğu bir sistem yaşandı. Birinci meclisin vekilleri “Hilafet ve saltanat ve vatan ve milletin istihlas ve istiklâlinden başka bir gaye takip etmeyeceğime vallahi.” diye yemin ederek göreve başladılar. Birinci Meclisin ilk yasağı dördüncü kanun teklifi olarak onayladığı içki yasağıdır.
1 Nisan 1923 Birinci meclis dönemi bitti. 8 Nisan 1923 Rumeli ve Anadolu Müdafai Hukuk Cemiyetleri Kamuoyuna yayınladığı 9 umde ile CHP'nin ilkeleri belinlendi.
Yine Milli Bayram olarak kutladığımız 29 Ekim 1923'te ise Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi hükümeti Cumhuriyettir ilkesi kabul edilerek, Meclis hükümet sisteminden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Yasama, yürütme ve yargı yetkileri Meclis'in elinden alınarak Cumhurbaşkanına verildi. 1923-1927 yılları arası devrimlerin yapıldığı yıllar oldu.
1924 Anayasası'na göre, Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.denilerek devletin nitelikleri tarif edilmiş, Meclise, "Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin yegâne ve hakikî mümessili olup Millet namına hakkı hâkimiyeti istimal eder." denetleme görevi yüklenmiş, Cumhurbaşkanını ise, Meclis, icra salâhiyetini, kendi tarafından müntahap Reisicumhur ve onun tâyin edeceği bir İcra Vekilleri Heyeti marifetiyle istimal eder. denilerek icranın başına oturtur. Yargı yetkisi de millet adına, "Hakkı kaza, Millet namına, usulü ve kanunu dairesinde müstakil mahakim tarafından istimal olunur" denilerek bağımsız mahkemelere verilir.
Laiklik ilkesi ise 1928 ve 1937 yılı Anayasa değişikliği ile Anayasamıza girmiş, 1850'li yıllardan beri dünya Fransız gözlüğüyle bakmamızdan dolayı öykündüğümüz Fransız usulü bir laikliği benimsedik. Laiklik ilkesi Hürriyet ve Demokrasi Bayramı diye kutlanan 27 Mayıs 1960 darbe anayasasında da 1982 Anayasasında da korundu.
14 Ağustos 2014 yılında Cumhurbaşkanımızı halk oylamlası ile seçtik. 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliğinden sonra 24 Haziran 2018 seçim sonuçlarına göre Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmiş olduk.
2023'e giderken, Muhalefet ile iktidar arasındaki en büyük kapışma konusu, ekonomiden çok başkanlık sistemi-parlamenter sistem tartışması. Tıpkı 1923'te olduğu gibi iktidar kavgası. Bu kavganın galipleri bu milletin 2023 yılı sonrasında söz sahibi olacak. Tüm bunlar tartışılırken, hegamon güçlerin bu tartışmalara bigane kalması düşünülemez. Dünyayı, Türkiye'yi yönetmek, yönlendirmek, çıkarları doğrultusunda şekil vermek isteyen dış güç odakları olmuştur olacaktır. İçerde çalışacağı ortaklarını bulamayan hiçbir dış güç Türkiye'ye zarar veremez.
O yüzden dış güçlerle mücadele ederken içerdeki uzantılarının söylem ve eylemlerine dikkat etmeliyiz. Yaşanan ekonomik savaşta, kur, faiz, enflasyon oyunu iktidar mücadelesinin sadece tek cephesidir. Bu süreçte iktidarın milli politikalar uygulaması kadar muhalefetin de milli olması önemlidir. Cumhuriyetle nice yüz yıllara diyerek yazımızı bitirelim vesselam...