Cumhuriyet Düşmanı Yobazlara…
Şükürler olsun; bizler, Hz. Ebû Bekir (r.a)’dan beri Cumhuriyeti ve demokrasiyi içselleştirmişiz ve şişkinlik yapmamış ve de hazmetmişiz. Ya sizler? Evet, sizler ise Kabil’den beri başkalarının hayat hakkına, tercihine, özgürlüğüne düşmansınız. Kabil bir yerde Habil’i katlederek kişisel cumhuriyetini yıkmış. Sizler ise diktatör bahanesi, geri kaldık bahanesi, özgürlük bahanesi ile Osmanlıyı yıktınız, asıl hedefiniz olan; İslam düşmanlığınızı ve özgürlük ve demokrasi nefretinizi cami ezan saldırganlığınızla ortaya koydunuz. Cumhuriyeti dindarlara, gerçek Müslümanlara haram ettiniz, hor gördünüz… Oysa bu millet, yalın ayak cumhuriyetin kurulmasına, ezanlar susmamasına zaferler için koştu, çoğu da şahadetlere uçtu.
Müslümanlar, ta Hz. Âdem’den beri
cumhuriyet ve demokrasi taraftarı ama sizin atalarınızın Allah’tan aldığı
tebliğleri vazifeleri gereği insanlığa tebliğ etmeğe çalışan peygamberlere yapmadığı
zulüm kalmadı ve her devir inananların gördüğü eza ve cefa hiç eksik olmadı. İmanından dolayı Bilal Habeşi'nin göksüne kızgın taşları kim koymuş ise yemin merasimine
ve düğünler için ordu evlerine giremeyen başörtülü anaların göğsüne hasreti ve
hüznü koyan aynı kabilenin fertleridir. İman edenlerin, insanlık tarihinden
beri hem kişisel cumhuriyetle hem de yönetim biçimi cumhuriyet ve demokrasi ile
asla sorunu olmadı: Başkalarının özgürlüğüne hayat hakkına kendi özgürlüğü ve
hayat hakkı gibi sahip çıktı. Bunun misali özellikle bizim şanlı tarihimiz ile
ortadadır. Baskı ve zorbalığımız olsaydı bu gün bütün dünya Türkçe konuşur ve
kılık kıyafetimiz ta kutuplarda taklit edilirdi, hele terörist devlet İsrail
asla olamazdı, putlara aşk ile secde edenler yalandan, münafıkça Allah’a secde
ederlerdi. Allah ve Peygamberine iman etmiş olanlar, günah işleyenin bile
güneşten faydalanmasını, yeme içmeden faydalanmasını ve fırsat verilmesini
kendilerine örnek alarak, düşmanı bile olsa, özgürce inancını yaşamasına
müdahale etmemişlerdir. Zorla bunu tercih et ve seç dayatmasında
bulunmamışlardır. Müslüman, cumhuriyeti
benimsemiş ve sindirmiş zındıklar ve cumhuriyet düşmanı Ebû Lehebler, Kabiller
ise neden cumhuriyet daha fazla hatta köklerini kuruturcasına dindarların başını
koparmadı diye hayıflanmış ve Müslüman’ın özgürlüğünü hor görmüşlerdir...
Bizler, Cumhuriyetin 98. yıldönümünü,
devletimize ve milletimize dualarla ve demokrasinin Müslüman’ca bir şey
olduğunu düşünerek kutladık ama asla emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmeden ve
borazanları olmadan. Fakat cumhuriyetimizle problemi olanlar, Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın, ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşmede yine Amerika yanlısı
oldular, dakikalar üzerinden Erdoğan ve Türkiye’ye çizik atmaya, karizma
bozmaya çalıştılar... Cumhuriyet düşmanı
mütareke basını, Türkiye’nin onurlu duruşunu ve Amerika’dan yediği F-35
kazığını Batı’ya şamar vuracak şekilde manşet ve haber yapmamış, her zaman
olduğu gibi emperyalist hayranlığını ve batı uşaklığını göz önüne koyacak
habercilik yapmışlardır. Güya bizden daha çok Cumhuriyeti sevdiklerini ve
hatta biz kurduk diye binlerce şehidi göz ardı ederek naralar atanlar,
Cumhuriyetin yıldönümüne kavuşturulan yeni AKM’yi, her yapılan muhteşem
hizmetler gibi görmezden geldiler. Bu özü bozuk, sözde cumhuriyetçiler, çiş
kokan Emek sineması için ve Muhsin Ertuğrul sahnesi ve AKM için; asla yeniden
yapmazlar, AVM yaparlar diye Erdoğan’a karşı bolca zırladılar ama o eserler
muhteşem hallere kavuştuğunda ise kalkıp mertçe yanlış anladıklarını dile
getirip, alkışlamadılar. Bunların derdi
ne AKM ne de cumhuriyet. Bunların derdi; başta Erdoğan olmak üzere inananların 20
senede yaptığı muhteşem eserler ve cumhuriyetimizi ulaşılmaz yerlere taşıması
ve Batı’yı hiçe saymasıdır. Yetmedi, cumhuriyetimizin başına
İHA-SİHA-TİHA-Bayraktar’ı taç yapmalarıdır. Yetmedi, Erdoğan liderliğinde 2023,
2053 ve 2071 hedefleri, vizyonu var ve Cumhuriyetimizin parıltısı uzaya bile
taşınacak… Gel gör ki; Allahsızlar, ezanlar ile Kur’an’lar ile yükselen
cumhuriyeti hiç istemiyor ve Müslümanların alınlarını secdeye koyarak, ilimde
bilimde sanatta ilerlemesine nefret ediyorlar. Kısaca Kabiller kuduruk; kişisel
cumhuriyete ve emperyalistlere boyun eğmeyen, dik durup, icabında hesap soran
cumhuriyete öyle öfkeliler ki… Yaşasın her
türlü izimler karşısında dik duran ve küresel alçaklara pabuç bırakmayacak ve
ezanlar ile al bayrak ile var olacak Cumhuriyet. Var olsun; imana Kur’an’a
kelepçe vurmayacak demokrasi… Kahrolsun; namaz kılan öğrenciler için: “
Suçüstü” diyen zihniyet ve çocukları heykele secde ettiren hastalıklı akıl… Biz, bu cumhuriyeti “sınırlar namustur”
sözüne gerçekten sahip çıkarak koruyacağız ve üreterek; sanayide, bilimde
yenilikler yaparak yaşatacağız, asla küresel alçakların, emperyalistlerin
oyuncağı ve amelesi olmayacağız ve de onların fonlaması ile bu millete devlete
düşman olmayacağız…