Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde zalimlere yol kapalı
Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ ile memleketi Yozgat'ta bir sohbet gerçekleştirdik.
Meslektaşımız Emin Pazarcı ile birlikle yönelttiğimiz sorularla Sayın Bakan'ıncevaplarına geçelim:
SORU: Yüzde kaç "evet" çıkar?
BEKİR BOZDAĞ: Milletimizin 'evet' diyeceğini düşünüyorum.
-Risk?
-Risk görmüyorum.Bütün seçimlerde hep şunu gördük seçim takvimi başladığı zaman tablo neyse seçimin sonunda da üç aşağı beş yukarı gerçekleşiyor.
MHP'LİLER TEKZİP EDECEK!
-MHP tabanının yönelimi?
- Birileri MHP tabanında bir sıkıntı varmış, Sayın Bahçeli ve yönetimine rağmen, CHP ile FETÖ ile PKK ile DHKP-C ile diğer terör örgütleriyle aynı safta yer alacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bunun MHP üzerine kirli oyun olduğunu düşünüyorum. Anayasa değişikliğiyle ilgili çok şey yapıldı ama sonuçta gördük ki MHP'nin parlamentodaki temsilcileri Sayın Bahçeli ile birlikte 'evet' dediler. Yani o bütün yazan çizenleri tekzip ettiler. Şimdi onlar utanıyorlar mı bilmiyorum?
ERDOĞAN GİDER, YERİNE "KÖTÜ" BİR ADAM GELİRSE!..
-İtiraz noktalarından biri de, "Ya Erdoğan'ın dönemi bittiğinde yerine 'yanlış" bir adam gelirse, bu sistemi kötüye kullanmaz mı?"
-Bu, kişiye göre dizayn edilmiş bir sistem değil. Bu Türkiye'nin menfaatine, geleceğine, istiklaline göre dizayn edilmiş bir sistem. Eğer kişiye göre değerlendiriyorsan, o zaman değiştirmeye gerek yok.Ak Parti'nin çoğunluğu zaten var, hükümet Ak Parti'de, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, eğer kişiye yönelik bir niyet olsa, elde etmek istediği her şey var. Tayyip Bey gibi güçlü liderlik özellikleri olan milletiyle bağı güçlü olan insanlar her vakit gelmeyebilir. Parlamenter sistem her zaman AK Parti'ye olduğu gibi kahir ekseriyetle iktidar imkanı vermeyebilir. Zayıf iktidar da parçalı iktidar da güçlü iktidar da bu sistemin sonuçlarından olabilir. Ama Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine sisteminin zorunlu sonucu siyasi istikrar ve güçlü iktidardır. Güçlü yasamadır. CHP'yi ele alalım: %26. Cumhurbaşkanı seçtirmek için neye ihtiyacı var; %50.1'e ihtiyacı var. CHP seçmeni ile bunu tamamlayabilir mi, tamamlayamaz. O zaman ne yapacak? Diğer seçmenlerde de oy alabilecek bir adayı olacak. İşte Ak Parti, %49. Peki biz kendi seçmenimizle çıkarabiliyor muyuz? Çıkaramıyoruz. Ne yapacağız? Biz de iki puan fazla almalıyız kendi oyumuzdan. Onun için bize oy vermeyenlerden de oy olmak mecburiyetindeyiz. MHP de hakeza öyle. Bu neyi getirecek? Bir defa Türkiye'nin yürütme yetkisini kullanmaya talip olan bütün siyasiler; milletin inançları, değerleri, kabulleri, farklılıklarını kabul edip bunu zenginlik olarak gören ve buna saygı duyan kişiler olacak. Milletle kavgalı olana bu sistem yolu kapatıyor. Bir de güçlü liderlik özellikleri olan insanları aday yapacaklar.
YA GÜÇLÜ BİR LİDER ÇIKMAZSA?
-Peki öyle birisi üretilemezse ne olacak?
-Güçlü liderlik özellikleri olan birini içinden bulup çıkaracak. Sonuçta kim kazanırsa kazansın Türkiye kazanacaktır. Yani milletiyle kavgası olmayacak kazananın.
- "Bir zalimgelirse ne olacak?" deniyoru2026
-Bu sistem zalim bir adama izin vermez!
-Seçilirse zulmedebilir mi? Seçildi diyelim, bir kaza oldu.
-Zalim birisinin cumhurbaşkanı olması mümkün değil. Böyle özelliği yok da seçildi, sistem buna izin vermiyor. Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırları hani büyük yetkiler vaat ediyor ya, bir defa yasama Cumhurbaşkanı'ndan yani yürütmeden tam olarak ayrılıyor. Şimdi yasaların %99'u yaklaşık kanun tasarısı, %1'i teklif, o da hükümetin onay verdiği teklif. Bugün Parlamento'da yasalar görüşülürken Bakan oturuyor Genel Kurul'da da komisyonda da, hükümetin izin vermediği bir kanunun değişmesi mümkün değil. Genel Kurul gündemine gelmesi mümkün değil. Şimdi bu 'yeni' sistemde Cumhurbaşkanı bir kanuna ihtiyacı olunca Parlamento'ya mesaj gönderecek, 'Benim şu kanuna ihtiyacım var şu kanunu yapın.' diye. Parlamento yaparsa olacak. Hükümetin kanun teklifi verme imkanı yok, milletvekilleri teklif verecek ve bütün müzakere süreçlerini milletvekilleri yönetip karara bağlayacak. Bu yasamayı güçlendiriyor, yürütme yasamaya hakim olamıyor. İkincisi Cumhurbaşkanı kararnameleri üzerinden bir iftira kampanyası yapılıyor. Şimdi bir defa Cumhurbaşkanı'nın kararnamesi hangi konuda çıkarılıyor ona bakmak lazım. Bir kanunla düzenlenmiş konularda çıkaramıyor, temel haklarla ilgili çıkaramıyor, siyasi haklarla ilgili çıkaramıyor, yargıyla ilgili çıkaramıyor, yasamayla ilgili çıkaramıyor, Anayasa'da kanunla düzeltileceği belirtilen hususlarla ilgili çıkaramıyor ki, 82 yerde geçiyor bu. Bir de şu anda kanunla düzenlenmiş olan konularda da çıkaramıyor. Geriye ne kalıyor; bakanlıkların kuruluşu, teşkilatı ve işleyişi ile ilgili kısım kalıyor ki bu da doğaldır. Yani bu Cumhurbaşkanı kararnamesi ile olur. Şimdi diyorlar ki kararnamelerle getirdi, şunu yaptı, bunu yaptı. Yapamaz, neden yapamaz? Şimdi bu sistem haksızlığa, hukuksuzluğa mani oluyor mu, oluyor. Şimdi Cumhurbaşkanı kararnamelerinin hepsi yasama denetimine tabi, yani Meclis isterse bu kararnameleri yürürlükten kaldırabilir, isterse değiştirebilir. Aynı zamanda Anayasa denetimine tabi. Anayasa Mahkemesi'ne götürecekler. Bir de tabi Anayasaya uygunluk şartı var. Bir kere Cumhurbaşkanı bunları çıkarırken de Anayasa'ya uygun çıkaracaktır. Bu da sistemin hukuk dışına çıkmasına, işte tek adamlığa gitmesine işte insanlara zulmetmesine engel olacak. İkincisi Parlamentonun Cumhurbaşkanı'nın görevini sona erdirme yetkisi var. Yani ilk defa böyle bir yetki geliyor Parlamento'ya. Nasıl sona erdirecek, seçim kararı alacak. Cumhurbaşkanının görevini sona erdirecek. Yani Parlamento'nun görevini sona erdirme yetkisine sahip olduğu birisi nasıl zulüm yapabilir? Bir de şunu konuşuyorlar 'Efendim işte olağan üstü hal çıkarırsa orada bunu, bunu yapar.' Bu da ayrı bir iftira çünkü olağanüstü dönemde KHK çıkarma yetkisi bugün de Cumhurbaşkanı'na ait. Anayasa da, Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu Kanun Hükmünde Kararname çıkarabiliyor. Şimdi OHAL var Türkiye'de milletin hayatını olumsuz etkileyen ne oldu Türkiye'de? Olmadı, sadece teröristler, terör örgütleri ve bunlara destek verenlerle ilgili bir düzenleme yapıldı, onun dışında ne yapıldı? Yapılmadı ama bunda bir de ayrıca teminat getiriliyor. OHAL döneminde Cumhurbaşkanı çıkaracağı kararnameleri 3 ay içinde Meclis'te görüşülüp kanunlaşmasını şart koşuyor. Eğer 3 ay içinde Meclis'te görüşülmezse kendiliğinden yürürlükten kalkacak. Cumhurbaşkanı diyelim kararnameyi çıkardı, şart koşuyor, Meclis'te görüşeceksin. OHAL Kanun Hükmünde Kararnamelerinin bugün Meclis'te görüşülme zorunluluğu yok, şimdi getiriliyor. Görüşemedin, yürürlükten kalkıyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın her türlü eylemlerine karşı yargı denetimi açıldı, eskiden bu yoktu.
-Kılıçdaroğlu "Erdoğan bunu yargılamaktan kaçmak için yapıyor" demekteu2026
-Sayın Kılıçdaroğlu'nun aklı nasıl çalışıyor, nasıl muhakeme yapıyor?
Mevcut durumda, Cumhurbaşkanı vatana ihanetten başka suçlandırılamıyor, vatana ihanet diye de bir suç yok kanunlarda. Hiçbir sorumluluğu yok, siyasi sorumluluğu yok, cezai sorumluluğu yok sadece vatana ihanetten suçlandırılabiliyor öyle bir suç da bizim kanunlarımızda yok, 550 vekilin 413'ü ile suçlandırılıyor. Şimdi bütün işlediği iddia edilen suçlardan dolayı sorumlu tutulacak ve 600 vekil varken 400 vekille suçlandırılacak. 550 de 413 bulmak mı daha zor yoksa 600'de 400 bulmak mı daha zor? Yeni düzenlemeyle, Cumhurbaşkanı Yüce Divana sevkindeki karar nisabı düşürülüyor ve kolaylaştırılıyor, böylece son derece önemli bir adım atılıyor. Yasama denetimi var ayrıca yani Cumhurbaşkanını kim denetliyor? Siyasi denetimi halk sandıkta yapıyor. Ayrıca Meclis yasama vasıtasıyla yapıyor. Gündem dışı konuşmalar genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması bunlar bir siyasi denetim ama öte yandan da bir yasama denetimi. Oradan da bir denetim var.
BİR CHP'Lİ CUMHURBAŞKANI OLABİLİR!
-CHP özellikle, bu sisteme en çok o karşı malu00fbmu2026
-Kılıçdaroğlu korkuyor. Nedir onların korkusu, bu şey gelirse bir daha CHP düşüncesinde bir kişi iktidar olamaz. Bana göre esas Parlamenter sistem devam ederse CHP asla iktidar olamaz. Ne zaman iktidar oldu, işte gördük. CHP zihniyetindeki iktidarlar ara dönemlerde iktidara geldi. 28 Şubattan sonra baktığınızda DSP iktidar olduğunu görüyorsunuz ama onun dışında parlamenter sistemde tek başına bir CHP'nin iktidarı Türkiye'de mümkün değil.Bu sistemde CHP milletin değerleriyle kavga etmekten vazgeçerse şimdi diyelim bir tanesi açıklama yaptı. Ben hani "Şu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli ama ebedu00ee benim yurdumun üstünde inlememeli!" şimdi Cumhurbaşkanlığı sistemi olsa CHP bunu diyen kadını 1 saat sonra partiden ihraç eder, etmek zorunda kalır. Neden? Bu milletin inancına hakarettir, alay etmektir, partinin en üst organında barındıran bir partiyi milletimiz iktidara getirmez, değerleriyle kavga eden birini iktidara getirmez. Şimdi ne yapacak, milletle barışacak bu CHP'nin lehine değil mi? CHP'liler gittiler hendekleri gezdiler orada bir rapor hazırladılar. Kandilin yöneticilerini, teröristlerinin söylediği ile CHP'nin hazırladığı rapora alın bakın, ne kadar birbiri ile örtüşüyor ne kadar birbiri ile örtüşmüyor. Şimdi bu sistem olduğu zaman terör örgütleriyle aynı toplantılara katılamaz. İşte Gezi hadiselerini gördük, DHKP-C militanlarının yüzlerini koyuyor orada görüyorsunuz. O zaman diyor ki yeni sistem, ' Kardeşim teröristlerin yanında değil milletin yanında duracaksın!' Yani marjinal gruplarla değil, uçlarla uçmayacaksınız, merkeze geleceksiniz çünkü bu sistem uçların iktidarını engel oluyor. Herkesi merkeze çekiyor, merkeze zorluyor, merkezde birleştiriyor. Merkezin büyümesi Türkiye'yi güçlendirir.
-'CHP'li Cumhurbaşkanı da olabilir.' diyorsunuzu2026
-Bu sistemde CHP'nin Cumhurbaşkanı seçtirme imkanı var. Nasıl var? Diyelim ki sistemin bir özelliği nedir, kaybedenin hemen gitmesidir. Kaybeden kaybettiği an gidiyor. Kazanan başarısızsa 5 sene sonra gidiyor. Çok başarılıysa 10 sene sonra gidiyor. Sistem, değişim istiyor, dönüşüm istiyor, dinamizmim istiyor. Halı serenin Azrail gelene kadar orada durmasına izin vermiyor. Diyor ki 'Kötüysen başarısızsan hemen bu sahneyi terk et. Başarılıysan seni seçtim ama 5 sene benim dediğim gibi yapmazsan 5 sene sonra git. Çok başarılısın Allah razı olsun seni 10 sene seçtim 10 sene sonra gidiyorsun.' Bu ne demektir? Türkiye'de siyasi kadroların 10 senede bir yenilenmesi, Türkiye yönetiminin azami 10 senede bir değişmesi ve dinamizmim gelmesine taşıyacaktır. Şimdi diyelim ki sağdan biri seçildi, başarısız çıktı millet beğenmedi sonra onu aday yapmadılar. Başka bir isim üzerinde uzlaştılar getirdiler o da başarısız oldu ondan sonra bu arada da diyelim ki CHP hakikaten 'Ezanlar benim memleketim üzerinde inlemesin!' diyenlerle yolunu ayırıp milletin değerleri ile kavga etmeden milletle buluşmayı seçti ve milletin her kesiminden de oy alabilecek kalibrede bir aday çıkardı. O zaman vatandaşımız der ki 'Ya bir de bunları deneyelim çünkü artık milletin değerleriyle kavgayı bırakıyor.' Aslına bakarsan bu CHP'yi marjinal olmaktan kurtaracak.Bu gidişle CHP ucun daha ucuna savrulmaya aday ama şimdi bu CHP'yi merkeze zorlayacak, CHP'yi milletin değerleriyle barıştıracak ve dediğim gibi böyle bir ihtimal gerçekleşirse %1 diyelim neyse işte %10, %20 ihtimal doğacak ama bu parlamenter sistemde CHP'lilerin iktidar şansı hiç yok. Onlar ara dönemde yani bir şey olursa ara dönemde biz bir iktidar yolu buradan bulabiliriz diye bakabilirler ama bu sistem ara dönemleri de yok ediyor. O yüzden de karşı çıkıyorlar.
FETÖ'NÜN SUÇLARIN İYİ BİLİYORLAR!
-Batı FETÖ'yü himaye ediyor, niye böyle bu işler efendim?
- Mesela, Almanya'nın bize iade ettiği bir terörist ben hatırlamıyorum. Avrupa'nın birçok yerinde Türkiye aleyhinde çalışan kişiler özel himaye görüyorlar. Can Dündar Türkiye'de hapis cezası aldı, Almanya Cumhurbaşkanı Saray'da ağırladı. Adalet Bakanlığı'na çağırılıp orada bir resepsiyonda konuşturuluyor. Ben sorarım insanlık için hangi iyi şeyi yaptı da buna layık görüldü veya Alman Devleti veya halkı için hangi iyi şeyi yaptı da buna layık görüldü? Yok ki öyle bir olay ne yaptı şey nedir Türk halkına ve Türk Devleti'ne ihanet sayılabilecek bir eylemde bulundu ve ceza aldı. Şimdi bu yüzden orada iltifat görüyor. Şimdi bunu görüyoruz Türkiye'ye zarar veren herkesi himaye etmeye hazır bir yapı var. İşte Sabancı suikastının katili yıllar yılı onlar tarafından himaye edildi ve verilmedi. Yani şimdi baktığımızda aynı şeyi görüyoruz. Şimdi FETÖ ile ilgili konularda da aynı yaklaşımı görüyoruz. Türkiye'nin aleyhine çalıştığı için, Türkiye'ye ihanet ettiği için, Türkiye'de darbe yaptığı için bunlar oralarda çok üst düzeyde yapılıyor, himaye görüyor. Hukuk dışına çıkın da bize verin demiyoruz, aramızda bir adli yardımlaşma anlaşması var, uyun.
-ABD mahkemeye göndermiyor dosyalarıu2026
-Geçici tutuklanmasıyla ilgili koyduğumuz dosyadaki deliller, emin olun bugüne kadar ABD'nin başka ülkelerden istediği iade dosyalarında veya başka bir ülkenin istediği dosyalarda bu delillerin yarısı kadar bile delil yok, hala delil diyor. Bu dosyadan geçici, tutuklama yapılmazsa başka hiç bir dosya da geçici tutuklama yapılamaz. Mahkemeye bile göndermedilerBu dosyadan iade çıkmazsa zaten hiç bir dosyadan çıkmaz, siz gönderin mahkeme buna karar versin dedik göndermediler.
-Niçin göndermiyorlar?
-İşte şeyin işin tam bam teli bu, göndermiyorlar, şimdi sayın Merkel de aynı şekilde işte dosya bize gönderin Almanya bizim PKK terör örgütüyle yerleriyle ilgili gönderdiğimiz bir sürü dosya var. İçinde deliller de var, ama o delillere bakmıyorlar, değerlendirmiyorlar sadece klişe laflar söylüyorlar. Ben yargı karar verecek, tamam biz de biliyoruz yargı karar verir. Ya, bizim dosyaları yargıya gönderin yargı reddetsin, biz o zaman diyoruz ki yargı karar verdi diyelim yargıya da göndermiyorlar, bakanlıklar da dosyalar tutuluyor. Yargı ne derse ona bak, o zaman gönder yargıya tekrar tekrar söylüyorum. Yargı, iadeler konusunda hükümetlerin dış politikasına bakar, çünkü yargının alacağı kararlar o ülkenin başka ülkeyle ilişkilerini çok büyük zararlar verebilir. Her yerde bu böyle şimdi adam diyor ki yok işte bizde şöyledir, böyledir, ama biz biliyoruz nasıl olduğunu orada ABD'de nasıl olduğunu, Almanya'da nasıl olduğunu çok net bir şekilde biz biliyoruz. Bunlar işte dediğim gibi Türkiye'nin aleyhine olanları himaye ettikleri için Türkiye zarar görsün, sıkıntıya girsin, kriz olsun, kaos olsun, güçlü hükümetler, güçlü iktidarlar Türkiye'de olmasın onlara kim zarar veriyorsa, bizim himayemizde olsun, başka izahını bulamıyorum. Darbe yapmış, 248 insanımı şehit etmiş, 2194 insanımı gazi yapmış yaralamış, o kadar ülkeye zarar vermiş ve bu darbe yapanın FETÖ ve adamları olduğu bizden daha fazla biliyorlar, bizde ki bilgi, belge, bulgudan daha fazla onların elinde bilgiler, belgeler, bulgular olduğunu da ben tahmin ediyorum. Ya şimdi ABD, FETÖ'nün nefes alışını takip etmediğini düşünebilir misiniz? Düşünemeyiz, ben şimdi orada diyelim Adil Öksüz oraya gittiğinde bu darbe planları müzakeresine dair orada bir kayıt var mıdır, yok mudur? Orada bir bilgi var mıdır, yok mudur? bu nasıl çalışır, bu nasıl edilir? Türkiye veya Dünya'nın her ülkesinde bu tür insanları devlet bir şekilde takip eder, onları takip etmiyorlar mı? Yok biz etmiyoruz diyorlarsa o zaman bizim aklımızla alay ediyorlar. Pensilvanya'nın etrafında uçan sineğin cinsiyetini bilenin, bu Pensilvanya'nın içerisindekinin işlediği haltları bilmemesi mümkün mü?