Cumhurbaşkanlığı sistemi ve kurumlar
Türkiye'nin başkanlık sistemine geçişi konusunda MHP ile AK Parti anlaştı. Sizin yazıyı okuduğunuz sırada söz konusu Anayasa değişikliğini öngören teklif Türkiye Büyük Millet Meclis'ine verilmiş olacaktı.
Değişiklikle sistemin adı Cumhurbaşkanlığı oluyor. Başkanlık sisteminin adı toplumsal tartışmaya yol açmayacak şekilde ve yadırganma yaşanmadan Cumhurbaşkanlığı olarak konuluyor. Cumhurbaşkanı seçilen partisiyle bağını koparmayacak. Milletvekili sayısı son dakika değişimi olmadıysa 600'e çıkarılacak. Bakanlıklara atananlar vekil iseler ayrılacaklar.
Toplumda Başkanlık Sistemine geçiş konusunda önemli bir destek bulunuyor. Eğer teklif Meclis'te sürpriz bir engellemeye takılmazsa Cumhurbaşkanlığı Sistemi Şubat-Mart aylarında referanduma sunulmuş olacak. Bugünkü duruma göre % 60'lara dayanarak sonuçlanması öngörülüyor. Sürpriz bir engelleme ihtimali her zaman var. Unutulmasın hem AK Parti içinde hem de MHP içinde bu potansiyel çok yüksek. Engelleme potansiyeli olanların ciddi pazarlıklara girişme eğiliminde oldukları da unutulmasın.
Eğer sürpriz bir durum yaşanmazsa Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmiş sayılırız. Zaten MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tabiri ile 'Fiili durum hukukileşmiş olacak'.
Referandumla iş bitecek mi? Asıl o zaman işimiz başlayacak. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Sistemi önemli bir tadilat. Komple bir yapının iç dizaynının ve dış dizaynının değişimidir.
Büyük oranda ABD sistemi uygulanacak. O zaman birçok kurum ve kuruluş ile yapıda da yeni sisteme uyum sağlanması için çalışma yapılması kaçınışlmaz.
Bugün Türkiye denildiğinde adının dışında dünyada bilinen her hangi bir kurumu kuruluşu yapısı akla geliyor mu? Ben duymadım. Fakat bir ABD dediğinizde Başkanla birlikte CİA, FİA, PENDEGON, Kongre, Düşünce Kuruluşları, FED, NASA, Lobiler akla gelir. İngiltere dediğinizde Lortlar Kamerası, Kraliyet MI6 akla gelir.
İşte bizimde Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile dünyada da Türkiye ile birlikte anılacak kurum ve kuruluşlarımızın da eş zamanlı inşa edilmesi gerekmektedir.
Bir defa istihbarat teşkilatlarımız kesinlikle yeniden yapılandırılmaya ihtiyaç vardır. Bir dostum "Bizim istihbaratımız içe dönük bir yapıdadır. Acilen dış operasyonel yapıya bürünmesi gerekmektedir." diyor. Çok önemli bir saplama var; İstihbaratı kuvvetli ülkelerin silah kullanmasına ihtiyacı yoktur. Fakat istihbaratı gerektiği gibi çalışmayan yerde silahlı mücadele kaçınılmazdır. Tıpkı Türkiye'nin 40 yıldır Güneydoğu'da yaşadığı olaylar gibi. İstihbarat zaafı silahla tedbir almayı gerektiriyor. Aynı durumu şu an Ortadoğu'da da yaşıyoruz. İstihbarat faaliyetleri ile koruyamadığımız menfaatlerimizi silahlı gücümüz ordu ile korumak zorunda kalıyoruz.
Daha öncede bu sütunlarda dile getirdim. Cumhurbaşkanlığı Sistemi zaten uygulanıyor. Şimdi hukuki alt yapısı tamamlanacak. Bugün için Recep Tayyip Erdoğan gibi bir isim var. O nedenle Cumhurbaşkanlığı Sistemi yürüyebilir. Ama Erdoğan sonrası bütün kurum ve kuruluşları ile tıkır tıkır işleyen bir sistem şimdiden inşa edilmezse o takdirde çıkmaza girer.
Bu arada referandum öncesi Cumhurbaşkanlığı Sisteminin ne getirip ne götürdüğü vatandaşa açık ve şeffaf bir şekilde aktarılmasında yarar vardır. Daha önceki Referandumlar da olduğu gibi medyayı elinde bulunduran mahfillerin uyguladı metotlara meydan verilmemelidir. Eğer ne getirip ne götürdüğü şeffaf şekilde vatandaşa anlatılması engellenirse sıkıntı kaçınılmazdır. Bunun için Meclis'te ele alınan Anayasa değişiklik Teklifinin bütün maddeleri hiçbir yoruma gerek kalmadan her vatandaşa ulaşması sağlanmalıdır. Yoruma ve açıklamaya ihtiyaç bile yoktur. Bugün toplumun her kesimi izaha gerek kalmadan anlayabilecek yapıdadır. Hatta birçok aydın geçinenden, bürokrattan, siyasetçiden daha doğru anlayacak kapasiteye sahiptir.
Kalın sağlıcaklau2026