CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ NELER GETİRİYOR
Geçen hafta sorulan sorular üzerinden 16 Nisan tarihinde yapılacak olan referandum ile ilgili bilgilendirme yapmaya çalışmıştım. Yeni 3 soru geldi. Anayasa Mahkemesi ile ilgili soruya önemine binaen cevap vermeye çalışalım.
SORU: Anayasa Mahkemesinin üyelerinin bir kısmını Cumhurbaşkanı, diğer bir kısmını meclis atayacağına ve Partili Cumhurbaşkanı ile meclisteki çoğunluğun aynı partiden olacağı vaki olduğuna göre Aym'nin yarıdan fazlası bir parti tarafından belirlenecektir. Bu durumda AYM nasıl tarafsız ve bağımsız olabilir?
Bu soru çok önemli. Zira Yüksek Yargının kararları kadar oluşma şekli de önemlidir. Zira AYM bu güne kadar verdiği kararlarla birçok tartışmalara neden olmuştur. En yetkili mahkeme olarak görülen AYM, Yüce Divan sıfatı ile de görev yapmaktadır. AYM bu güne kadar birçok parti kapatılmış, Ak Parti 1 oy ile kapatılmaktan kurtulmuş, birçok önemli siyasi olayda hakem olması gerekirken hukuki yönünden ziyade siyasi kararlar verdiği ileri sürülmüş bir Mahkemedir. Sadece bu mahkeme için değil tüm mahkemeler için bağımsızlık kadar "tarafsızlıkta" önemlidir. Mevcut değişiklikler içinde en önemlilerden bir tanesi olarak artık mahkemelerden anayasal olarak "tarafsız" olmalarını da bekleyeceğiz. (madde 9)
Değişiklik ile Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 17'den 15'e düşürülmektedir. Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden gelen 2 üye bu mahkemeler kapatıldığı için üye sayısı 15'e düşmüştür. Yani AYM'de artık asker kökenli üye olmayacaktır. AYM ile ilgili düzenlemede başka bir değişiklik yapılmamaktadır. Buradaki eleştiri bir parti ile ilişiği olan Cumhurbaşkanının da seçeceği kişilerin de taraflı olacağı şeklindedir. Bu eleştiri bu güne kadarki uygulamalar göz önüne alındığında doğrudur. Zira anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlarının atadıkları yine tarafsız olması gereken üyelerin verdikleri kararlarla hukuk birçok kez yara almıştır. Şimdi taraflı olan u2013parti ilişiği kesilmeyen- bir Cumhurbaşkanı atama yaparsa bu üyeler nasıl karar verir?
İfade etmem gerekir ki, kararlar önceki kararlardan daha kötü olmayacaktır. Zira sistemi değerlendirdiğimizde özellikle vurgu yapılan "denge denetleme" sayesinde mevcut sistemden daha tarafsız kararlar çıkacağı kesin. Nasıl mı?
Öncelikle seçilen kişiler 12 yıl görevde kalacaklar. Bu süreçteki başarılarına göre tekrar seçilebilirler. Cumhurbaşkanının görev süresi ise 5+5 yıl. Tekrar seçilmek isteyen bir Anayasa Mahkemesi üyesinin tarafsız kararlar vermesi gerekir. Aksi takdirde bir sonraki seçilen Cumhurbaşkanı tarafından seçilmez/tercih edilmez.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı da seçimle gelecek ve seçimle görevi sona erecek. Üstelik görev süresi de sınırlı. Cumhurbaşkanı, mahkemedeki hakimin de, hastanedeki hemşirenin de, postanedeki gişe memurunun da yaptığı ve yapmadığı her şeyin fatura edileceği kişinin adıdır yeni sistem öz olarak. Bu durumdaki Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin de kararlarında hukukun konuşmasını isteyecektir. Yanlı ya da yanlış bir kararın faturasını da ilk seçimde Cumhurbaşkanının ödeyeceği açıktır.
Seçimi kazanan Cumhurbaşkanı ile meclisin ağırlığının aynı parti tarafından oluşacağı varsayımına da katılmıyorum. Kısa süre önce Cumhurbaşkanı seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan %52 oy aldı. Ak Parti ise %41 oranında oy aldı. Daha önceki seçimlerde de partiler milletvekili adayı olarak kimi gösterirler ise göstersinler vatandaş iktidar ve salt çoğunluk olan 276 sayısını bulmak yani meclisi seçerken iktidarı da oluşturabilmek için çokta fazla seçim hakkı olmuyordu. Oysa yürütme ile yasamanın ayrı sandıklarda seçilmesi, seçmen hareketlerini daha fazla özgürleştirecektir. Bu durumda da seçilecek Cumhurbaşkanı ile meclis çoğunluğunun aynı parti taraftarları olacakları tezinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu konuda kimin haklı olduğunu da ilk seçimlerde göreceğiz. Velev ki böyle olsa bile yukarda değindiğim üzere kararların daha hukuki olacağını düşünüyorum.
Son olarak her seçilen üyenin seçilme tarihi ve görev süresi farklı olacağı için 15 kişilik üye listesini aynı meclis ya da aynı cumhurbaşkanı döneminde değişmeyecektir. Bu seçimden hemen sonra Anayasa Mahkemesi üyeleri seçimine gidilmeyecektir. Bu durumda korkulan (!) tek kişinin seçtiği bir kurul hiçbir zaman oluşmayacaktır. @CavitTatli