Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2970.59
BIST 100
9724.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ağustos 2017

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve gelenekler

Türkiye değişimin sancısını yaşıyor. Günlük ortamda siyaset gayet sakin gibi görünüyor. Fakat bu sakinlik kimseyi aldatmasın. Şu an kurgu ve kuluçka dönemine girildi. Hangi siyasi hareketin altına hangi yumurtaların atıldığını bilmiyoruz. O nedenle hangisinin altından ne çıkacağını da bilmiyoruz. Bazı siyasi kuluçkaların altından devekuşu, dinozor, kaz, hindi veya timsah, yılan, kertenkele çıkabilir.

Çünkü bizde Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi siyaset hep sıkıntılı geçmiştir. Oysa en geç 2019'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli. Yıllardır sembolik makam diyerek algı operasyonları ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri küçümsenerek istedikleri kıvamdaki kişiler seçtirildi. Milletin dikkatinden, milletin bilgisinden kaçırılarak istenilen kişiler göreve getirildi. Recep Tayyip Erdoğan'a kadar.

Özal ile başlayan süreçte sivil iradenin Cumhurbaşkanlığı atakları bazı oyunları bozduysa da geleneksel uygulamalara aykırı gelişler ölümle sonuçlandı. Demirel bu makamda ancak kendini iktidara getiren tabana zıt politikalarla durabildi. Ondan sonra gelen Ahmet Necdet Sezer tam istenilen kıvamda.

Atatürk'ün bile 1930'lardan itibaren elleri ile kurduğu Serbest Fırka'yı kurban vererek yerini koruyabildiği bir makamdan söz ediyoruz. Tarihi vesikalar daha bilinmiyor. Neler yazıyor, hangi gerçekleri saklıyor bilemiyoruz, ama açıldığında görülecektir ki Atatürk'ün ölümü ile sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı geçmişi çoğumuzu hayrete düşürecektir. Ona karşı bir Özal formülünün uygulanmadığını kimse iddia edemez.

Bizde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bütün hazırlıkları en az 2 yıl önceden başlar. Bu bir gelenektir. Bu hazırlıklar milletten saklanır. Devlet iradesine yön veren belirli mahfillerde çoktan kulislerin başladığı, hazırlıkların sürdüğü bir gerçektir. O nedenle bugünlerde siyasetin sessiz sedasız olduğunu zannetmeyin. Siyasetin kaynadığı dönemler zaten hedefe ulaşıldığı günlerdir.

Bazı dostların uyarıları ile karşılaşıyorum. Sabırlı olmak, gelişmeleri beklemek konusunda. O dostların anlamadığı en önemli şey sabırla beklemenin sonu trenin kaçmasına yol açar. Biz vazifemizi yapalım vaktinde uyaralım.

Daha öncede bu sütunlarda kaleme aldık. Siyasette yenileşme, değişim ve dönüşüm ihtiyacı var. Bu ihtiyaç suni olarak da çıkarılabilir. Fark etmez. Önemli olan böyle bir değişim, yenileşme ihtiyacının doğmasıdır.

Bunu okumakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geç kalmadı. Şu an siyasetteki değişim, yenileşme ihtiyacına cevap verme gayretinde olan bu konuyu milletin önüne koymayı başaran Recep Tayyip Erdoğan'dır. Erdoğan karşıtı cephenin bunu yeni fark ederek 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası sönme aşamasına gelen, fakat MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin artık bilerek mi yoksa bilmeden mi takındığı tutum sonrası Meral Akşener yeniden sahneye konulacağı görülüyor. Şu an taşra da Meral Akşener hareketinde özellikle MHP tabanı yönünden ciddi hareketlenme görülüyor. Buna eski DYP'lilerinde adapte olma çabası var.

Öyle anlaşılıyor ki ilk kez uygulanacak yeni sistem öncesi daha önceki dönemlerde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı konusunda saman altından su götürme değişerek halk destekli bir strateji izlenecek. 2019 öncesi siyasette bundan sonra olup bitecek bütün oyunların adı Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinedir. Bazılarının zihin altında bu makamın 'Halkın iradesine bırakılmayacak kadar önemlidir' gerçeği doğrultusunda oyunlara girişilecektir.

Zihinlerde bugünler de olgunlaşan bazı gerçeklerin önümüzdeki günlerde perde önünde nasıl oynanacağını yakından göreceğiz. Şu bir gerçek son günlerde artık partileşeceği kesinleşen Meral Akşener hareketini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bağımsız düşünmek imkansız. Fakat son anda devreye konulan hareketin etkinliğini yaşayıp göreceğiz.

Türkiye en geç 2019'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 16 Nisan'da yaptığı tercihin yönünü belirleyecektir. Latin Amerika tipmi, yoksa ABD tipi mi uygulanacak.

Bugünlerde hem Akşener hem de muhalefetin parlamenter sisteme geri dönüş propagandalarına aldanmayın. Bu sistemle gelecek hiçbir iktidar kendini bir yerlere getiren sistemi terk edemez. Bunu terk etme cesareti olan çok az lider olmuştur.

Her seferinde diyorum ya. Sizlere sunmaya çalıştığım bilgi ve değerlendirmeler milletin görüş ve düşüncelerinden yansıyanlardır. İşte bu yazıyı kaleme aldığım sırada memleketten arayan bir dostum, Meral Akşener hareketi içinde baş gösterecek bir çekişmeyi gün yüzüne çıkarıyor. Bu hareket içinde ki milliyetçi-ülkücü kesim ile DYP ve ANAP tabanından gelenler arasında teşkilat yapılanması konusunda ciddi bir sürtüşmenin habercisi gibi.

Cuma'nın hayrı üzerinize olsunu2026