Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2918.97
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 May 2020

Cumhurbaşkanı’na destek artarken… AK Parti’de ve muhalefette durumlar…

Farklı siyasi eğilimlerdeki anket şirketlerinin açıkladığı sonuçlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “halk desteği”nin hissedilir ölçüde artığını gösteriyor.

“Muhalif” yazarlardan Murat Yetkin, bu duruma kafasının hayli karışık olduğunu gösteren ifadeleriyle dikkat çekmiş:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şubat sonu itibarıyla 42,4 olan popülaritesi, beğenilirliği sadece bir ay içinde, Mart sonuna dek tam yüzde 14,8 sıçrayarak yüzde 57,2 olmuştu. Bu, Cumhurbaşkanlığından memnuniyet oranıyla aynı şey değildi. Gerçi o da hemen hemen aynı oranda, yüzde 14,7 artarak 41,4'ten 55,8'e çıkmıştı.”

Evet, kafası hayli karışık…

Bir yandan “Cumhurbaşkanı’na beğeni artıyor ama bu Cumhurbaşkanlığı’na memnuniyet oranı ile aynı şey değil!” diyor, diğer yandan da Cumhurbaşkanlığı’ndan memnuniyetin yüzde 14.7 arttığını belirtiyor.

Cumhurbaşkanı’ndan memnuniyet yüzde 14.8 artmış, Cumhurbaşkanlığı’ndan memnuniyet ise yüzde 14.7; bütün yazılanlar aradaki “Sıfır Nokta 1” puan için mi yani!..

Geçelim.

Hatırlayacaksınız;

“SHP’nin başına da bu gelmişti, ele geçirdikleri yerel yönetimlerdeki başarısızlık partiyi bitirmişti! CHP’de moraller hayli bozuk. Son yerel seçimlerden ‘galibiyetle’ çıkmanın sıkıntısını yaşıyorlar.” demiştik…

CHP’de moraller bozuk olmasaydı, partinin ağır topları ikide bir “darbe ile tehdit” etmezlerdi…

İlk seçimde iktidara ulaşacağına inanan bir partiden niçin “darbe tehditleri” gelsin ki…

CHP’de morallerin ve ayarların iyice bozulduğunu gösteren gelişmelerden biri de, Kılıçdaroğlu’nun “Davutoğlu ve Babacan’a grup kurmaları için destek veririz!” demesi.

İyi Parti’ye bunu yapmışlardı malûm;

Garibim CHP’li vekiller, ne zaman hangi partiye “gönderilecekleri” belirsiz!...

“Çay Partisi”, “Konken Partisi” olmasın sırada!..

Geniş bir kesim tarafından “Merhum Menderes’i hukuk katliamıyla idam etmiş, Merhum Erbakan’ı gayri meşru yollarla iktidardan indirmiş zihniyetle işbirliği yapmakla” suçlanan iki Eski Ak Partili’ye “CHP’den grup kurmalarına yetecek kadar ‘borç vekil vermeyi” teklifinde bulunmak…

Hangi akla hizmettir!..

Her neyse…

CHP’nin ağır topları bir yandan “darbe tehditlerine”, diğer yandan da yeni kurulan partilerin Ak Parti’yi “bölme potansiyellerine” yöneliyorlarsa, bu canlarının fena halde sıkkın olmasındandır.

“Bu sefer de olmayacak galiba!” ruh haliyle atılan adımların “ters tepmesi” kuvvetle muhtemeldir.

Tabii Ak Parti’de kaçınılmaz olan “neşter operasyonu” sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilirse!...

***

Sayın Erdoğan ve Ak Parti…

Özellikle “Pandemi Süreci”nin iyi yönetilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasındaki halk desteğini belirgin bir şekilde arttırdı.

Bunun bir miktar Ak Parti’ye de yansıdığını görüyoruz…

Çok küçük bir miktarda da olsa AK Parti de payını aldı.

Sayın Erdoğan’ın oylarının ciddi bir şekilde yükseldiğini, Ak Parti’nin oylarının ise pek oynamadığını, yani, Cumhurbaşkanı ile Partisi arasındaki “destek makasının” daha da açıldığını söyleyebiliriz.

Tabloya “Cumhur İttifakı”nın gücü zaviyesinden bakıldığında, Sayın Erdoğan açısından “rahat sayılabilecek” bir durum var.

AK Parti’nin “gücü” açısından bakıldığında ise, “makasın daha da açılmasının nasıl engelleneceği” meselesi öne çıkıyor.

Yani…

Farklı anket şirketleri tarafından yapılan araştırmaların “Sayın Cumhurbaşkanı’na desteğin iyice arttığını” göstermesi önemlidir.

Bununla birlikte, Sayın Cumhurbaşkanı ile başında bulunduğu Parti arasındaki “oy makasının” gittikçe açılması da önemlidir.

“Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun!” ittifakı, Cumhur İttifakı’nda çatlak meydana getiremediği için “moralsiz”dir ve gergindir, bundan dolayı da “abuk sabuk” çıkışlarıyla dikkat çekmektedir.

AK Parti tabanı ise, bir yandan Sayın Cumhurbaşkanı’nın “yükselişinden” dolayı memnuniyet duymakta…

Diğer yandan da, partilerinin mental yorgunluktan, motivasyon eksikliğinden, zaman zaman kamuoyuna yansıyan “keskin iç çekişmelerden”, vesairelerden vesairelerden dolayı bir türlü toparlanamadığını görmenin sıkıntısını yaşamaktadır.

Bu sıkıntı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na “bağlılık” hissini tırmandırmaktadır…

Tabandan bendenize gittikçe artan sayıda “Ne olacak bu Ak Parti’nin hali?” çerçeveli sorular gelmektedir.

Ak Parti’de işleri toparlaması beklenen bir başka isim olmadığına ve olamayacağına göre…

“Sıkıntıya” Sayın Erdoğan’ın “neşter” atması gerekecektir.

“Pansuman tedavisi” boyutlarını çoktan aşmış bir durum vardır ortada.

Ak Parti’nin esas meselesi, muhalefetin gittikçe sertleşmesi değildir!..

Yukarıda da birkaç kez ifade ettiğimiz gibi, o taraf “hata üstüne hata” yapmaktadır…

Yakın geleceğin siyasi tablosunun nasıl oluşacağı, büyük ölçüde AK Parti’nin ne ölçüde “toparlanabileceğine” bağlıdır.

Yani…

“Sayın Erdoğan’ın gerçekleştireceği operasyonun neticelerine.”

Tabandan bana gelen sorular, yorumlar, tepkiler “memnuniyet yüklü” olursa, işlem “tamam” demektir.

Taban, Sayın Cumhurbaşkanı’na desteğin artmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Ak Parti’den bir an evvel “toparlanma” beklemektedir…

Bu “ertelenemez bir ihtiyaç” haline gelmiştir.