Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıl aradan sonra Irak’ı ziyaret etmesi, içinde yaşadığımız ‘’uluslararası sistem’’ siyasetinin niteliğini etkileyecek önemli etkilere sahiptir. Zira internet ve bilişim teknolojilerin hızla gelişmesi, bütün ülkeleri birçok alanda birbirine bağladı. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyaretinde aldığı her türlü politik karar ve tavır küresel etkiler yaratma potansiyeline sahiptir.
Çatışmaların yaşandığı bir coğrafyada bulunan Türkiye hem bölgesinde hem de tüm dünyada kalıcı barış, istikrar ve refah ortamını kurmak için bir dış politika izliyor. Her zaman vurguladığımız gibi Türkiye’nin barış ve adalet temelinde izlediği dış politika öncü bir rol oynamaktadır.
Bu bölge, Türkiye’nin öncü rolüne her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Zira sanki bu bölgeye kötülük uğramış. Bir taraftan PKK, diğer taraftan DEAŞ gibi terör örgütlerinin eliyle bazı insanların gönül gözü bağlanmış iyiliği bir kenara bırakıp kötülüğe sapmışlar. Vefanın yerine ihanet, kardeşliğin yerine düşmanlık, ilmin aydınlatıcı nuru yerine cehaletin karanlığı tercih edilmiş. Erdoğan’ın Irak ziyareti, bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için bir zemin hazırlamıştır.
Çünkü Irak ziyaretinde ele alınan konulara baktığımızda Türkiye’nin barışa, kalkınmaya atfettiği önem çerçevesinde şekillendiğini görüyoruz. Türkiye, ihtilafların barışçıl yollardan çözülmesi için etkin bir çaba gösterdiğini Irak ziyaretiyle bir kez daha görmüş olduk. Türkiye, geniş bir coğrafyada birçok kez barışa, öncülük ettiği herkesin malumudur.
Türkiye, terörizmin farklı biçimleriyle uzun yıllardan beri mücadele etmektedir. Teröre karşı verilen mücadelede Türkiye’nin çıkarttığı en önemli derslerden biri ‘’uluslararası’’ düzeyde somut işbirliğinin olması gerekir. İşte Erdoğan’ın Irak ziyareti bu açıdan da tarihi bir niteliğe sahiptir. Irak’ta kalıcı bir istikrarın ve güvenliğin sağlanması, hem Türkiye hem de bölge ülkeleri açısından kritik bir öneme sahiptir.
Türkiye’nin ırak politikası iki sacayağına dayanır. Bunlardan ilki toprak bütünlüğü, diğeri siyasi birliktir. Bu nedenle Türkiye, Irak’ın kapsayıcı bir politika izlemesini bekliyor. Adil güç dağılımı ve gelir paylaşımı temelinde düzgün işleyen bir sisteme kavuşmasını arzuluyor. Çünkü bunları gerçekleştirebilen bir Irak ancak tam anlamıyla egemenliğini tahkim edebilir.
Egemenliğini tesis etmiş bir Irak, Türkiye’ye tehdit teşkil eden terör örgütlerini bertaraf edebilir. PKK terör örgütünün Irak’taki varlığı hem Türkiye’nin milli güvenliğini hem de Irak’ın egemenliğini ve huzurunu tehdit etmektedir.
Türkiye, Irak’ın zengin enerji kaynaklarının küresel pazarlara ulaştırılmasında kilit bir konuma ve önemli bir coğrafi avantaja sahiptir. Bu bağlamda kalkınma yol projesini imzalamış olması oldukça faydalı sonuçları olacaktır. Bu alandaki işbirliğinin geliştirilmesi kaynak ve güzergâh çeşitliliği bakımından uluslararası enerji güvenliğine de çok ciddi katkılar sağlayacaktır.
Toparlayacak olursak: Erdoğan’ın Irak ziyaretinde yapmış olduğu anlaşmalar hayatta geçirilirse, herkesin kazanacağı yeni bir dönem başlayacaktır. Kandan, gözyaşından, beslenen kötüler, elbette direnmek isteyecektir. Ancak iyiliğin bu bölgede yeniden dirilmesini isteyenler, sabırlı olurlarsa, kötülerin çabaları boşa çıkacaktır.
