Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2931.05
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Aralık 2021

Cumhurbaşkanı Erdoğan "yine" ikaz etti!..

Duymuşsunuzdur:

Partisinin Kızılcahamam’daki Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Sayın Erdoğan, “Hiçbir Ak Parti belediyesi için şaibe konuşulmamalıdır. İmar plânlarından bindiğiniz araca, ihalelerden özel hayatınıza kadar her konuda, kendinize ve bize söz getirecek en küçük bir şüpheye, en küçük bir lüks, şatafat, israf kibir görüntüsüne yer vermemelisiniz!” diye seslendi.

Ak Parti’nin çeşitli kademelerindeki görevlileri daha önce de birçok kereler ikaz etmişti Sayın Cumhurbaşkanı.

Böylelerinin içimizde yeri yoktur!” muhtevalı ifadelerle, yanlış işlere girenlerin, vatandaşla ilişkiyi kesenlerin başlarına neler geleceğine işaret etmişti.

Şöyle bir google taraması yapan, bu yönde nice “ikaz”ı kolayca buluverir.

Bendeniz de, birçok kereler bu “ikaz”ları değerlendiren yazılar kaleme aldım, konuşmalar yaptım.

Her seferinde de, “Sayın Cumhurbaşkanı sık sık böyle ‘ikaz’larda bulunmak mecburiyetinde bırakılıyorsa, bütün teşkilât mensuplarının şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri gerekir!

dedim.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın çilesi gerçekten çok büyük.

Ben, birlikte çalıştığım ekibe sık sık “Lüksten, şatafattan, israftan, kibirden, diğer yanlış işlerden uzak durun!” demek mecburiyetinde bırakılsaydım moralim çok bozulurdu.

Hele hele, sık sık “lüksten, şatafattan, israftan, kibirden diğer yanlış işlerden uzak durması” istenenlerden biri olsaydım, kendimi çok kötü hissederdim!

Sayın Cumhurbaşkanı’nın defalarca ikaz ettiklerinden kaçı, bu işlerin muhasebesini yapıyor ve hem kendisinin hem de çevresinin durumunu gözden geçiriyordur?

Bugüne kadar kaç kişi, Sayın Cumhurbaşkanı ikaz ettiği için hâl ve hareketlerini değiştirmiştir!..

Bunları düşünürken, “başıboş köpekler meselesi”ne dair “ikazları” da gelince aklıma, “İşi gerçekten çok çok zor!” dedim bir kez daha.

Bir kız bebeği, iki pitbull cinsi köpeğin saldırısı sonucu parçalanınca, “köpek meselesi”nin gündemdeki ağırlığı arttı.

Biz, hem bu “saldırganlaştırılan köpeklerin” bazı ruh hastaları tarafından insan sağlığını tehdit eder tarzda dolaştırılmasına, hem de cadde ve sokaklarımızın “başıboş köpek çeteleri” tarafından işgal edilmesine tepkimizi dile getiriyor…

Yetkilileri sürekli olarak ikaz ediyoruz…

Bunu uzun süredir yapıyoruz.

Bu süreçte,

kaç canımızı kaybettik, kaç canımız saldırılardan ağır yaralı olarak kurtulabildi…

Nice insanımızın psikolojisi alt üst oldu.

Bendeniz, yetim torunumu parka çıkarttığımda sürekli diken üstündeyim.

Köpekler özellikle küçüklere saldırıyorlar, Allah korusun öyle bir şey olsa ben ne yaparım!

Silah mı taşımalıyım, ne yapmalıyım?

İşte böyle…

Yaz, çiz, söyle…

Hiç!..

Evet, bazı belediyeler ufak tefek barınaklar filan yaptılar ama…

Sokaklarda yine köpek çeteleri!..

Elbette onların her biri masum, sıkıntı yönetimlerde.

İşinizi yapın kardeşim, işinizi!..

Bırakın artık nazik ziyaretleri, teşrifat işlerini…

Diyeceksiniz de…

İşini gerçekten iyi yapan az sayıdaki belediye başkanı da güme gidecek!..
Ha unutmadan;

Bir de “hayvan hakları savunuculuğu” numarasıyla önümüze çıkan tipler var!..

“İstisnalar müstesna”, bu işte öne çıkanların çoğu başka işler peşinde!

İnsanı sevmeyen hayvanı sevemez!..

Bir yandan insan düşmanlığı yaparken diğer yandan da “hayvan hakları” muhabbetine girenlerin halleri, feministlerin “kadın hakları savunuculuğu”na benziyor!..

Malûm, “kadın hakları, kadın hakları” dediler, kadınlardan bazılarının eğitim haklarının ellerinden alınmasını istediler!.

Kadın hakları, kadın hakları” dediler, şehit bacılarına küfürlere sessiz kaldılar!

Kadın hakları, kadın hakları” dediler, çocuklarını PKK’nın kaçırdığı annelerin feryatlarını duymazdan geldiler!..

Şimdi de, “hayvan hakları hayvan hakları” diyorlar ama hayvanların da hayatlarını tehdit eden bu başıboşluğun devamını istiyorlar!..

İktidarı da “tıpkı feministlerin yaptığı gibi” yanlışlara itmeye çalışıyorlar!..

*

İşte efendim, Sayın Cumhurbaşkanı bu konuya da el attı.

Yani…

Her konuya mutlaka Cumhurbaşkanı düzeyinde el atılması gerekiyor!

Cam filmi işinden, motorlu taşıt vergilerine kadar…

Ve şimdi de sokaklardaki başıboş köpeklerin barınaklarda korumaya alınmasına kadar!..

Bir konuya Sayın Cumhurbaşkanı el atmayınca, o konuda çözüm olmuyor arkadaş!..

*

Bu işler nasıl çözülecek bilemiyorum…

Belediye başkanlarının, il ve ilçe başkanlarının, genel merkez yöneticilerinin, milletvekillerinin performanslarını ölçmek, değerlendirmek ve ona göre adımlar atmak için “sağlıklı işleyen” mekanizmalar kurulabilir mi?

Ben, onu bilir onu söylerim:

En güzel tedbir şeffaflıktır.

Benim gizli ajandam yoktur.

Yaptığım işler açıktır.

İletişim hatlarımı herkese açık tutarım.

Belediyeler için de…

Mesela…

En küçük ayrıntısına kadar bütün iş ve işlemlerin “resmi sosyal medya adreslerinde” paylaşılması…

Ne bileyim, “Hangi yazara, hangi sanatçıya kaç para ödemişler” den başlanarak…

Faturalara kadar her şeye internet sitelerinde yer verilmesi…

Bütün ihalelerin canlı yayınlanması…

Bunun gibi tedbirler güzel olmaz mı?

*

Geçtiğimiz günlerde bütün milletvekillerimizi “Dolar artarken hızla etiket yükselten, dolar düşünce kulaklarının üstüne yatan hatta etiketleri tırmandırmaya devam eden” bir takım zincir marketlere gitmeye…

Oralardaki fiyatları teker teker kontrol etmeye…

Vatandaşlarla birebir konuşarak şikâyetlerini not almaya ve gereğini yapmaya davet etmiştim.

Birçok vatandaş dalga geçti benle!..

Ya Serdar Abi, hâlâ bu işlerle mi uğraşıyorsun?” diyenlere…

Rahmetli Hasan Celal Güzel Ağabey’in o yazısının bitiş cümlesini hatırlattım:

Beni bütün 'enayiliğime' rağmen kimseye muhtaç etmeyen Yüce Allahıma hamd ediyorum.”