Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'yi ABD'ye teslim mi ediyor?
Millet İttifakı ve taraftarı medya bileşenleri;
“Halk aç, iyice
yoksullaştı. Aramızda kalsın kazanıyoruz.” Mottosuna tam inanmıştı.
Malumunuz Süleyman Demirel’e
ithaf edilen bir söz vardır;
“Boş tencerenin
yıkamayacağı iktidar yoktur.”
Ama öyle olmadı. Halk
yine Recep Tayyip Erdoğan! Dedi.
Cumhurbaşkanlığı yeminini
eden Sayın Erdoğan oldukça hızlı bir şekilde kabineyi açıkladı.
En çok merak edileni ise
Sayın Mehmet Şimşek’in Ekonominin dümenine geçip geçmeyeceği idi.
Beklenen oldu. Mehmet
Şimşek “Tam yetkili olarak Hazine ve Maliye Bakanı” oldu.
Hemen arkasından Merkez
Bankası’nın başına kimin geleceği merak konusu oldu.
Henüz atama yapılmadı ama
o da belli oldu sayılır.
ABD’de “Müthiş Türk”
diye anlatılan sayın “Hafize Gaye Erkan” ismi öne çıktı.
Mehmet Şimşek
İngiltere’de eğitimini tamamlamış, ABD de merkezli iş hayatında kendisini
geliştirmişti.
Türkiye ekonomisinin iki
önemli kurumunun başında ABD merkezli bu iki ismin olması hem muhalefetin hem
de bir kısım AK Parti seçmeninin tepkisini çekti.
Muhalefet Türkiye
ekonomisini ABD’li danışman Jeremy Rifkin üzerinden ABD’ye bağımlı kılmakla
suçlanmasının kendilerince haklı tepkisini gösteriyordu.
Ak Parti’nin bir kısım
seçmeni ise Türkiye’de etkin ve yetkin başka isim yok muydu ki ABD merkezli
bağlantıları olan bu iki isme görev verildi.
Şeklinde tepkisini gösterdi.
Türkiye bölgesinde ABD emperyalizmine
karşı strateji geliştirirken ekonomimizi onlara “teslim ediyor”
itirazları yükselmeye başladı.
21 yıllık iktidarı
süresince akılcı ve etkili siyasi bir kıvraklıkla rakiplerini ve Türkiye’yi
çembere almak isteyen ülkelerin stratejilerini geri püskürtmüş bir
Cumhurbaşkanı vardı karşımızda.
Söz konusu hamleleri
Sayın Kılıçdaroğlu yapsa idi gözü kapalı “Evet Kılıçdaroğlu Türkiye’yi
ABD’ye teslim ediyor” derdim.
Ancak Cumhurbaşkanımız
için bu kesinlikle söylenemez.
Daha dün “BOP eş
başkanıyım.” Diyordu. Ama fiiliyatta ABD stratejilerini bölgede akamete
uğratıyordu.
Binlerce TIR ile destekledikleri
ve müttefikimiz dedikleri terör unsurlarını tünellere gömen yine Sayın
Erdoğan’dı.
Hiç endişe etmeyin.
Cumhurbaşkanımız Rusya-Ukrayna savaşı ile izlediği arabuluculuk rolünü daha
ileriye götüreceğe benziyor.
Türkiye ekonomisi bir satranç
misali ilmek ilmek örülüyor.
Kılıçdaroğlu’nun
kazanmasını bekleyen ancak hayal kırıklığına uğrayan batı ve özellikle ticari
kuruluşlar bir seçim arifesindeler.
Gerçi başkada
alternatifleri yok.
Türkiye ile yol yürümek
zorunda olduklarının farkındalar.
Daha dün siyasi
rakiplerini destekleyerek Sayın Erdoğan’ı iktidardan indirmek isteyen Biden
kendisini ilk tebrik eden liderler arasında yerini aldı.
Batı Rusya ile karşı
karşıya kaldığı doğu ticaretini Türkiye ile aşmak zorunda olduğunu biliyor.
Çin ve Rusya gibi ülkeler
batı ile ilişkilerde Türkiye’nin desteğini istiyor.
İşte tam bu noktada
Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç beklenmeyen bir hamle yaptı.
Rusya ile doğrudan
ticaretini geliştiremeyen batılı kuruluşlara “tam yetkili” kodlamasıyla
güven tazeledi.
Böylece Batılı ülkelerin
ve yatırım kuruluşlarının Türkiye’de yapacakları üretim yatırımlarına güvence
vermiş oldu.
Batı son bir umut ile Türkiye’yi
yeniden kazanacağız derken bir kez daha kazanan Sayın Erdoğan yani Türkiye
olacak.
Türkiye Yüzyılında “Türkiye
İmparatorluğunu” sabırla bekleyiniz, az kaldı.