''Cumhur İttifakı'' bitti mi?..
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Basın Danışmanı Sayın Yıldıray Çiçek, AK Parti’de bazı isimlerin iki partinin ittifak kurmak istemediklerini söylemiş…
“Fitne ateşine odun taşımakla” suçladığı isimleri de şöyle sıralamış:
“Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş ve Ömer Çelik.”
Bu isimleri sıraladıktan sonra “ortak özelliğidir” diyerek öne sürdükleri gerçekten çok ağır.
Öyle görünüyor ki, esasında işaret etmeye çalıştıkları, listesindeki Sayın Davutoğlu ve Sayın Arınç değil de…
Sayın Kurtulmuş, Sayın Çelik ve Sayın Bozdağ.
Cumhur İttifakı’nın “koltuk hesaplarından” çok farklı değerlendirilmesi gerektiğini sıkça dile getiren…
“Yerel seçim ittifakı”nın dağılmasının ardından, “Cumhur İttifakı çöktü!” mesajı çıkartma aceleciliğine girilmemesini naçizane tavsiye eden bendeniz…
Sayın Çiçek’ e de bir mesaj atmış olayım:
“FETÖ ve PKK’ya büyük zarar veren Cumhur İttifakı’nı çökertmek isteyenlerin işlerine yarayabilecek yaklaşımlardan imtina etmekte sonsuz faydalar var. ”
O berbat 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kaleme aldığım bir yazıda, Sayın Devlet Bahçeli’nin 17/25 Aralık’ın gerçek mahiyetini kavramakta biraz geç kaldığını ima eden ifadeler kullanmıştım.
O günlerde, MHP Genel Merkezi’nden arayan bir yönetici…
“Samimi bir kardeşimizsin, bunu biliyorum da” demiş…
Ve şöyle devam etmişti:
“Geçmişte söylenenler, söylenmeyenler üzerinden eleştiriler geliştirme noktasına geleceksek, herkesin söyleyecek bir şeyleri olabilir ama meselemiz bu değil.
15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar, buradan başarısızlıkla çıktılar ama…
Bunların ‘b,c,d,e’ planlarının olmaması mümkün değil.
Öyle ‘Gördün mü bak!’ çerçeveli bir söylem geliştirmek yerine, bu şer odaklarının, öteki aşamalara geçmelerini engellemek için gereken birlik ve beraberlik havasının oluşturulmasına nasıl katkıda bulunabiliriz, ona baksak iyi olmaz mı?”
Sayın MHP Yöneticisi’nin eleştirdiği o yazımız belli bir kesimin hissiyatına tercüman olduğu için bol destek görmüştü ama…
Nihayetinde haklı olan “eleştiri sahibi”ydi.
Hiç uzatmadan, “Haklısınız.” dedim ve bu dostça uyarısından dolayı kendisine çok teşekkür ettim.
Bundan sonrasında da, Cumhur İttifakı’nın “hedefine” zarar verme ihtimali olan ifadelerden uzak durmayı…
Bu süreçte kimi MHP ve AK Parti yöneticilerinden, Cumhur İttifakı’nın ruhunu zedeleyebilecek bazı açıklamalar gelse de…
“Büyük Resmin” hatırına, bunların üzerinde durmamayı uygun gördüm.
Bir vakitler, mesajımı en “keskin”, en “sert” ifadelerle verebilme çabam epeyce belirgindi.
Sonra…
“Sertlikteki aşırılığın gayedeki hikmeti yok ettiği” gerçeği gönlüme yerleştiğinde…
“Biraz bekle, biraz sakinleş ve yapıcı olmaya çalış; yıkmak kolay, marifet yapabilmekte.” dedim.
Bu çizginin dışına taştığım anlar olmuştur ve bazı durumlarda gerçekten olması da gerekiyordur.
Mesela, şu “Öğrenci Andı” tartışması öyle yerlere çekildi ki, Danıştay Kararı üzerinden “milli iradeye ve temsilcilerine” o kadar ağır hakaretlerde bulunuldu ki…
Bunlara hakkıyla tepki göstermemek haksızlık olurdu.
Orada da gerekenleri söyledim ve yazdım ama “isimler üzerinde durmaya” gerek görmeksizin.
Meseleyi “kişiselleştirmenin” çok yanlış ve zararlı olacağını bilerek…
Mesajlarımızı “kişiler üzerinden” değil, “fikir ve tespitler” üzerinden vermeye gayret ederek.
Efendim;
İki parti arasındaki “seçim ittifakı”nın bütün seçimlerde devam etmesi şart değil ama Cumhur İttifakı kanaatimce devam etmelidir.
Vaktinde Refah Partisi, MÇP ve Islahatçı Demokrasi Partisi “barajı aşabilmek için” seçim ittifakı kurmuşlardı malûm.
O günlerde baraj aşıldı ve ittifak da kısa süre sonra dağıldı.
Bu eşyanın tabiatında vardır, bir seçimde kurulan ittifak öbür seçimde dağılabilir.
Önemli olan “milli meselelerde” bir araya gelebilmek, ülke tehdit altına girdiğinde buna hep birlikte karşı çıkabilmektir.
AK Parti ile MHP’nin bazı meselelere bakış açılarında “derin” farklılıklar olduğu âşikâr da olsa…
Mesela, “sınır ötesi operasyonlarımız” gibi “temel” meselelerde “ayrı yerlerde” durmaları beklenmez.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve MHP Lideri Sayın Bahçeli, “Cumhur İttifakı”nın muhafazası noktasındaki hassasiyetlerini farklı tonlarda ortaya koydular zaten.
Sayın Numan Kurtulmuş da, dün yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Cumhur ittifakı, Cumhur’un gönlünde doğan ve hâlâ varlığını, diriliğini koruyan ittifaktır. Türkiye’nin temel meselelerinde, AK Parti ile MHP arasındaki dayanışma bir şekilde sürdürülecektir.”
Memleketini seven herkes, Cumhur İttifakı’nın çökmemesini ister elbet.
Ne var ki istemek yetmiyor, bu “fidan”ı dil yaralarıyla örselememe hassasiyeti de şart.
Sayın Yıldıray Çiçek’ten bahsettik diye sadece “MHP Camiası”na mesaj verdiğimiz düşünülmesin.
AK Partililer de “dil” meselesine çok dikkat etmeli.
“Cumhur İttifakı”nın anlam ve önemini müdrik herkes.