Cuma, mü'minlerin bayramıdır
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur: “Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffaret olur.” (Müslim, Tahâret 16)
Yılda bir aylık Ramazan orucu ile
haftalık ibadet olan Cuma namazı, bir Müslüman için hakkıyla edâ edildiği zaman
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) buyurduğu üzere büyük günahlar müstesna diğer
günahlarına kefaret olur. Bu kadar önemli bir ibadet Müslümanlar için fırsat
kapılarının anahtarıdır. Bu kapıyı sürekli açık tutmak kulun Allah ile olan
bağını da güçlü kılar. Fırsatları değerlendirmek de aklını kullanabilenler için
en güzel nimettir.
Büyüklerimiz, Perşembe gününü Cumaya
bağlayan gecenin sabahında boy abdesti alır, güzel kokular sürünür ve namaz
için ilkin bedenlerini, sonra da ruhlarını Cuma Namazına hazırlardı. Bu gelenek
son zamanlarda unutulmaya yüz tuttu ve banyo yapma günümüz maalesef Pazar
gününe sabitlenmiş oldu. Bunun altında yatan neden ise hafta sonu diye
nitelendirilen tatil günlerinin Cumartesi ve Pazar günlerine denk
getirilmesidir.
Bir şeyleri değiştirmenin uzun zaman
aldığını bizim bildiğimiz gibi maalesef karşımızdakiler de çok iyi biliyor. Hiç
acele etmeden amaçlarına yavaş yavaş ulaşacak kadar sabırlı davranıp bu toplumu
içten dizayn ediyorlar. Bayrak Şairimiz Arif
Nihat Asya’nın da dediği gibi “Bize bir nazar oldu, Cumamız Pazar oldu, Ne
olduysa hep bize azar, azar oldu.” Bu noktada özümüze dönmek için,
âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin (SAV) “Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy
abdesti alsın.” hadisini buraya not düşmek gerekiyor.
Cuma gününün faziletini kavramak adına
yine Peygamber Efendimizin (SAV) “Cuma gününde bir zaman vardır ki, şayet bir
Müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah’tan bir şey isterse, Allah ona
dileğini mutlaka verir.” hadisine icabet etmek gerekir. İbadet ile
gönülden edilecek duaların kabul olacağı bir vakti bağrında bulunduran bu
günde, kula düşen en önemli görev itaat ve taat ile ihlaslı bir şekilde
Rabbinden dilemesidir. Umulur ki, kabul vaktine denk gelir.
O zaman ile ilgili olarak ise Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) pek kısa olduğunu eliyle göstererek: “O vakit, imamın minbere oturduğu
andan namazın kılındığı zamana kadar olan süre içindedir.” Cuma günü
yaptığımız duaların bu kabul anına denk gelmesini murat edelim.
Bir de gelenek haline getirdiğimiz bir
eylem var ki, onu yapınca sanki Cuma’nın sorumluluğu üzerimizden kalkıyor
zannediyoruz. Toplu Cuma Mesajı göndermek! Cuma günü toplu mesaj göndermekten
daha fazlasını yapmamız gerektiğini adeta unutuyoruz. Eskilerden kalma ‘Ramazanda Müslüman, Şevvalde demokrat!’
diye bir tabir vardı. Bu sözün yerini bugünlerde ‘Cumada Müslüman, Pazarteside bürokrat!’ diye yorumlasak pek de
yanılmış sayılmayız.
Sosyal medya paylaşımlarına baktığımız
zaman Perşembe akşamından Cuma mesajları bir ayet, bir hadis veya bir güzel dua
eşliğinde paylaşılıyor. Bunu paylaşan arkadaşların en azından o ayeti yahut
hadisi okumuş olmasını umut ediyorum. Bununla beraber bu paylaşımları
görenlerin de okuduğunu var sayarak meseleye iyi niyetli yaklaşmak istiyorum.
Ancak burada temel mesele, iyi niyetli olduğunu düşündüğüm paylaşımların
içeriğindeki ayet ve hadisleri okumaktan daha fazlasını da yapmamız
gerektiğidir. O ayet ve hadislerin muhatabının bizler olduğumuz bilincine
vararak idrak ve eylem noktasında bir şeyler yapma cihetinde olursak işte o
zaman paylaşımlarımız bir amaca hizmet etmiş olur. Aksi takdirde rutin bir
paylaşımdan öte bir şey olmaz. Bu anlamda, Cuma günü mesaj paylaşmaktan öte
Cumanın önemini kavrarsak eylem adına ilk adımı atmış oluruz.
Üzerine güneş doğan en hayırlı gün olan Cuma
günü, mesaj göndermekten öte ilk yapmamız
gereken hususu yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bize bildiriyor; “Her
kim önemsemediğinden dolayı cuma namazını üç defa terk ederse kalbi
mühürlenir.” Bu hadisten de anlaşılacağı üzere mesajlara önem
gösterdiğimizden fazlasını Cuma Namazına göstermemiz gerekiyor.
Yine unutmayalım ki, “Günlerinizin
en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm
getiriniz; zira sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur.” buyuran Peygamber
Efendimize (s.a.v.) Cuma günü başta olmak üzere her gün salât ü selâm
getirmeliyiz.
Yüce Allah’ın bizlere buyurduğu üzere; “Ey
iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğunda hemen Allah’ı anmaya koşun;
işi, alış verişi bırakın! Eğer bilirseniz sizin için hayırlı olan budur.”
(Cuma Suresi, 9. Ayet) emrine icabet edelim.
Ya Rab! Hakkımızda hayırlı ve güzel olan
ne varsa dua diye gönlümüze düşür ve gönlümüzden dua olarak geçirdiğimiz bütün
dileklerimizi Cuma gününde duaların kabul edildiği vakitteki dualardan eyle.
Âmin.