Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2970.73
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Çözüm sürecinde Kopernik devrimi

Kürt sorunu, Türkiye'de yaşadığımız bütün sorunların temelidir. Türkiye'nin bütün sorunları, şu yada bu şekilde bu sorunla ilişkilidir. Eski Türkiye'nin yarattığı bir problem olan Kürt sorunu konusunda, eski rejim, başarısız oldu. Eski düzen, Kürt sorununu doğurdu, besledi, geliştirdi ve kontrol edilemez hale getirdi.

2005 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır'da Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu ve bu sorunun kendisinin sorunu olduğunu söyleyerek sorunu sahiplenmesi bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Eski düzende hiçbir resmi yetkili, Kürt sorununun sahiplenmemişti. Kürt sorunu sahipsiz bir sorundu. Erdoğan, yaşanan sorunun tanım ve sahiplik problemini çözen bir yaklaşım ortaya koydu.

Kürt sorununun kendi sorunu olduğunu ifade; Erdoğan liderliğinde, çözüm süreci denilen politika geliştirildi ve uygulamaya kondu. Çözüm süreci, Türkiye'nin Kürt sorununun demokratik yoldan çözme hamlesi olarak çok değerlidir ve anlamlıdır.

Erdoğan'ın liderlik ettiği çözüm süreci, 28 Şubat tarihinde HDP-Hükümet heyetinin yapmış olduğu ortak basın toplantısındaki açıklamalar ile tarihi bir aşamaya yönelmiş bulunmaktadır. PKK'nın Türkiye'ye karşı silah kullanmama şeklinde bir sürecin içine girmesi, olumlu bir gelişmedir. Silahsızlanma çağrısı, toplumda pozitif nitelikte bir sosyal, psikolojik ve siyasal havanın doğmasına neden olmuştur. Paralel yapıyla uğraşan Türkiye'nin, bu zorlu süreçte, çözüm sürecini silahların güçlü bir şekilde susması aşamasına getirmesi büyük bir başarıdır.

Silahsızlanma çağrısı, Türkiye'nin hiçbir şekilde Kürt sorununu çözmeme şeklindeki seçeneğe dönmeyeceğini ortaya koymuştur. Demokratikleşme, normalleşme ve barış, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin yönünü belirleyecek olan parametrelerdir. Türkiye, barışçıl bir şekilde Kürt sorununu ve silahlı çatışma olgusunu çözme konusunda her türlü barışçıl aracı kullanma yeteneği geliştirmeye başlamıştır.

Kandil ve HDP, yapılan çağrıya birtakım çekinceler ve itirazda bulunsalar da Kürt hareketi bir bütün olarak yapılan çağrının arkasındadır. Kürt hareketinin bileşenlerinin güçlü bir eylemsizlik konusunda mutabakata varması ve demokratikleşmeyi esas alması, büyük bir paradigma değişikliğini göstermektedir. Silahın değil, demokrasinin merkeze konması, çözüm sürecinin Kopernik devrimidir.

Kürt sorununda gerçekleşen Kopernik devrimini iyi anlamak lazımdır. Gerçekleşen devrim, bir örgüt veya hükümetle sınırlanmayacak kadar kapsamlı ve derindir. İmralı sorumlu davrandı, Kandil direndi, HDP itiraz etti, hükümet oyaladı gibi söylem ve tutumlar, gerçekleşen büyük dönüm noktasının ruhuyla bağdaşmamaktadır. Barış süreci, bütün toplumun ve tüm aktörlerin sorumluluk almasını gerektirmekte, ayak bağı anlamına gelebilecek küçük hesaplardan kaçınılması bir ihtiyaçtır. Barış için sorumluluk yüklenmek, sadece hükümete veya örgüte bırakılmamalıdır. Herkes barış için yeni bir toplumsal birliktelik ve siyasal yapı için neler yapılabilir sorusuna odaklanmalıdır. 28 Şubat deklarasyonlarından sonra top, artık hükümet veya örgütte değil, bütün toplumdadır.

HDP-Hükümet ortak toplantısındaki deklarasyonların 28 Şubat'ta yapılmasının özel bir anlamı vardır. 28 Şubat Post-Stalinist süreci, toplumu parçalayan, farklı kimlik, inanç ve değer sahibi insanları birbirlerinden koparan ve düşman eden bir süreçti. 28 Şubat Post-Stalinist darbesi, insanlar arasında manevi, duygusal, moral ve psikolojik kopuşa neden olan bir süreçtir. Açıklamanın 28 Şubatta yapılması, bir noktada toplumsal yapıyı dinamitleyen ve kopuş sürecini başlatan bu darbeye, barış ve çözümle karşılık verilmesi anlamına gelmektedir. 28 Şubat, Türkiye'nin içini boşaltmak darbesiydi. 28 Şubat deklarasyonu, Türkiye'nin içini barış ve demokrasiyle doldurma mutabakatıdır.

Türkiye, yüz yıldır darbelerden, militarizmden, tek parti diktatörlüğünden maruz kaldığı tahribatı ve yıkımı gideremedi. Eski Türkiye'nin iktidar oligarkları, Kürt sorununu yarattılar ve Kürt sorunu üzerinden muktedir oldular. Türkiye, kendisini iyileştirmek için hiçbir fırsata sahip olmadı. 28 Şubat Deklarasyonları, Türkiye'nin psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, tarihsel ve uluslararası açılardan kendisini iyileştireceği, onaracağı ve inşa edeceği barışçıl bir sürecin imkanlarının oluşmasına bir olanak hazırlamaktadır.

Barış, dayatmalarla, silahla ve militarizme gerçekleşmez. Barışı gerçekleştirecek olan şey, demokratikleşme, sivilleşme, dünyayılaşma, hukuksallaşma ve sözleşmedir. Silah üzerine değil söz üzerine sözleşme, barışı sağlar. 28 Şubat toplantısındaki açıklamaların en önemli sonucu, söz üzerine sözleşmenin deklare edilmesdir.

Türkiye'nin sorunu sadece şiddet ve silahla özdeşleştirilen Kürt sorunu değildir. Türkiye'nin sorunu barış, hukuk ve özgürlük temelinde birey-toplum-devlet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesidir. Çözüm sürecinde gerçekleşen Kopernik devrimi, barış, hukuk ve özgürlük temelinde yeniden bir arada yaşamanın imkanlarını ortaya çıkarması açısından çok değerli tarihi bir dönüm noktası niteliği taşımaktadır.