Çözüm Süreci de saldırıya uğrar mı?
Milletin, sadece Başbakan'ın veya Hükümet'in değil devletin yıkımını amaçlayan "operasyonlar" hakkındaki düşüncesi belli. Halkın, "Operasyonlar hukuki değil siyasi" demesi, oyunu kuranların hesabını altüst etti. Panik içinde dizi dizi "operasyon" yapıyorlar.
"Dershane"den yola çıkmışken önce "Fişlemeye", ardından "Uludere'ye", oradan "Suriye TIR"ına, "İHH baskını"na, "Paris suikastı"na ve her zaman olduğu gibi tabi ki 'MİT'e ulaştılar...
Hiç gizlemeden, sakınmadan bunları yapıp sonra da "Hırsızlık vaaar!" diye bağırıp inanmamazı istiyorlar.
***
17 Aralık sürecinin "Yolsuzluk" kılıfına gizlenmiş, sivil siyasete, milletin iradesine indirilmek istenen bir darbe olduğunu gördük. Gün aşırı yapılan "yolsuzluk" operasyonları, Suriyeli mazlumların ekmeğine kadar uzandı. "El Kaide" operasyonunu, İHH ile irtibatlandırmaya, Türkiye'nin imajını "Terörist ülke" olarak göstermeye çalışmak, tek kelimeyle ihanettir.
"Yolsuzluk" ismi verilen paketin içeriğiyle ambalajı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan bu iftiraların hedefini ise şöyle sıraladı:
"Ambalajda yolsuzluk iftirası varken paketin içinde demokrasiye, milli iradeye, siyasete özellikle çözüm süreci ve dış politikaya yönelik sabotaj olduğu bugün artık net şekilde ortaya çıktı, daha da çıkacak."
Başbakan'ın da vurguladığı gibi, ülkeye yapılan bu saldırıda, "özellikle çözüm süreci" en önemli hedeflerden.
***
Önce "Dershane", "MGK kararları", "Dendar cemaatlere fişleme" diyerek dindar kitlelerle, AK Parti'nin arasını açmak istediler.
Bakanların çocuklarını gözaltına alarak kabine krizi çıkarıp Hükümet'i çatlatmaya çalıştılar.
"Suriye'ye silah", "MİT TIRı", "İHH-El Kaide" diyerek dünyaya "Türkiye terörü destekliyormuş" gibi göstermek istediler.
3. Havalimanı'nı, 3. Köprü, HES ve Kanal İstanbul projelerinin yapımcı firmalarının mallarına tedbir koyarak ekonomiye darbe indirmek istediler.
***
Hükümet'in başarılı olduğu bir konuda şimdilik saldırı olmadı. O da Çözüm süreci!
Hükümet'in en önemli başarısı ekonomik kalkınmadan ziyade akan kanı durduran Çözüm Süreci'ni başlatmasıdır. Başbakan'ın, baldıran zehri içmeyi göze alarak girdiği bu yol, ayrımsız milletin genelinden "Durmak yok, yola devam" teveccühü almıştır.
İçeriden ve dışarıdan sürekli saldırı alan "MİT"in, Çözüm Süreci'nin baş aktörlerinden olduğunu düşününce, asıl hedefin yeniden "Savaş" başlatmak olduğu gün gibi aşikar oluyor.
***
Ekonomiyi, işadamlarını, bakanları, Halkbank'ı, TCDD'yi, Liman İşletmeleri'ni, İHH'yı hedefe koyanlar Allah muhafaza Çözüm Süreci'ni de sabote etmeyi planlıyor mudur?
Çözüm Süreci'ne gözü gibi titreyen Kürtlerin hassasiyeti üzerine provokasyonlar olabilir.
Başbakan Erdoğan'ın da altını çizdiği asıl hedef Çözüm Süreci ise bu konuda da hazırlıklı ve tedbirli olmak gerekir.