Çözüm insanı nerededir?
Coğrafi,
ırki, dini pek çok farklılığına rağmen gelişen teknoloji ve ekonomik yapılardan
dolayı tüm insanlar adeta bir vücut gibi bütünleşmiştir. Tıpkı
vücudun bir yerinde olan herhangi bir rahatsızlığın tüm vücudu derinden etkilediği
gibi dünyanın bir ucundaki rahatsızlık da tüm dünyayı etkilemektedir. Bunun en
basit örneği, dünyanın herhangi bir yerinde çıkan herhangi bir sorunun, zincirleme
kaza gibi dakikasında bütün dünyayı sarmasıdır. Edepsiz, ahlaksız bir davranışın
da ışık hızında diğer ülkelere sıçraması ve aileyi, sosyal yapıları bozmasıdır.
Edep ve
güzel ahlaka en fazla ihtiyacımız olan an, belki de içerisinde olduğumuz şu andır.
Neredeyse edep, güzel ahlak ve insanlıktan çıkmadığımız hiçbir alan
kalmamıştır. Sudan sebeple haksızca insan öldürülmeyen bir coğrafya dahi
kalmamıştır. Önceki ümmetlerin (halkların) yok olmalarına sebep olan ilmi,
ekonomik, sosyal, cinsel edepsizlik ve ahlaksızlıkların ve bunları günümüzde en
ağır, en şiddetli şekilde yaşayanların azalmak yerine aşırı derecede artmadığı
bir yer dahi kalmamıştır.
Bu edep ve ahlakı, insanı, hayat şuurunu, çözüm
kurumlarını değiştiremediğimiz sürece nesli yok olan bitki ve hayvanlar yerine çok
yakında insanı koymamız gerekecektir. İdeal olan, çözüm sunmak, edep ve ahlakı
hatırlatmak, insana insanlığı yaşatmaktır. İnsan için ideal olan, duraklardan
bir durak olan bu dünyanın gelip geçici olduğunu bilmektir.
Bu geçicilikte asıl kalıcı olanın, edep
ve ahlak üzere çözüm insanı olarak mesul olduğu kendisi, ailesi ve etrafının
nefs terbiyesi ile meşgul olabilmektir.
Ülkedeki
yasaların uzanamadığı anlar, alanlar her zaman olabilir ama nefs terbiyesinin
getirdiği edep ve güzel ahlakın uzanamadığı hiç bir zaman, hiçbir mekân ve hiç
bir alan yoktur.
Çözüm
insanı olmanın demiri vermek ise çimentosu sevgidir. Sevginin en zoru, insanı
ve insanları sevmektir. İnsanın dışındaki her şey, karşılığını size kat kat
fazlasıyla verir. Hâlbuki insan öyle değildir. Almaya bayılır.
Vermeye
gelince nefsi baygınlıklar geçirir. Başkaları için fedakârlık yapmaya gelince
eli ayağı birbirine dolaşır. Cimrilik nefsin en büyük, en güçlü birkaç
özelliğinden biridir ve sadece nefs terbiye edildiğinde verme fikri
gerçekleşir. Ne kadar terbiye edilmişse o kadar verebilir. Ne kadar terbiye
edilmişse insanı o kadar sever, o kadar fedakârlık yapar.
Edep ve
güzel ahlak yaşanmaya, çözüm insanı olmaya önce kişiden ve aileden başlanır.
Bir ülkenin edep ve güzel ahlakını, çözüm insanı kalitesini daima aileden,
akrabadan, komşudan başlayarak ölçebilirsiniz.
Gerekçesi
şudur:
İnsan,
en kolay ailesine, çoluk çocuğuna vererek nefs terbiyesine başlar.
Sabredebilmeyi, en kolay eşine, anne babasına, çoluk çocuğuna göstererek nefs
terbiyesine başlar. Hiçbir zaman en dıştaki insana, en yakınındakine gösterdiği
kadar ilgi ve sevgi göstermez, sabretmez. Onlar için büyük fedakârlık yaparak
sorunları çözmez.
Kendi
çocuğuna sevgi göstermeyen, kendi eşi için fedakârlık yapmayan, yapamayan nasıl
olacak da hiç tanımadığı insanlar için fedakârlık yapacak? Edepsizlik ve
ahlaksızlık sorununu çözecek?
Edep ve ahlak, istisnasız bütün
insanların ilgilendiği ve bütün insanları kapsayan, müspet ve menfi yönden
etkileyen en büyük ve en güçlü insanlık meselesidir. Sorun da burada çözüm de
buradadır. Sorun bellidir. Sorunun çözümü, çözüm insanı ve çözüm kurumları
nerededir?