Covid-19 ve kitle psikozu
11 Eylül saldırılarından sonra kurulan ve ülkede terörle mücadele konusundagörevli olan ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Covid-19 kısıtlamalarına karşı gelenleri, 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde eylem yapabilecek teröristlerle eşit gören bir uyarı yayınladı.
Kısacası, Covid
kısıtlamalarını eleştirenlerin yerli teröristler olabileceğini söylediler.
Kongre üyesi RitcheTorres
de Covid aşısını almayan yolcuların iç hat uçuşlarında seyahat etmesini
yasaklayacak bir yasa tasarısı sundu.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Kurucusu ve Yönetim Kurulu
Başkanı KlausSchwap ise; aşısız
insanları “insanlık için bir tehdit” olarak nitelendirmişti. Hitler’in
yakmadan evvel Yahudiler hakkında ifade ettiği gibi!
Bizim haber kanallarının da “Aşısızlar toplum için tehdit
mi?” manşetlerini atması gibi.
Quinnipiac Üniversitesi, COVID-19 aşısı almayan öğrencilere dönem için 2.275 dolara kadar para
cezası verileceğini ve haftalık testlere katılmayan aşısız öğrencilerin
kaçırdıkları her hafta için para cezasına çarptırılacağını söyledi.
Ayrıca öğrencilere internet kısıtlaması da getirdiler.
Kocaeli Üniversitesi de “Aşı olmayanın derse ve yurda girme şansı yok" türünden bir
açıklama yaptı.Hatta “Çin gibi aşı olmayanları
evlerine kilitleyip kapılarına çivi çakabiliriz, bu da bir yöntemdir” diyen
bile çıktı.
Bu ve buna benzer çok sayıda açıklamaların yapıldığını da
ekleyelim.
Görünen o ki, aşıya mesafeli, sorgulayan, eleştiren insanlar
gittikçe terörist ilan edilecek ve toplumdan tecrit edilecekler.
Diğer
taraftan mRNA teknolojisinin mucidi Dr.RobertMalone, "Moderna'nın DARPA tarafından kurulduğunu” söylemişti.
DARPA, Amerikan ordusu tarafından kullanılmak üzere, yeni
teknolojiler üretmekle sorumlu ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı bir devlet
kurumudur.
Kurum, büyük çaplı küresel deneyin arkasında olduğunu ve
"Koronavirüse karşı insanlarda
denenecek ilk aşının, Moderna şirketine yapılan DARPA yatırımının bir sonucu
olduğunu da kabul ediyor.”
Dr. Malone’ye göre bu süreç yıllar önce DARPA, NIH, Moderna
ve Bill-Melinda Gates Vakfı'ndaki ortakları tarafından planlanmıştı.
Nükleer
kardiyolog Richard M. Fleming demRNA aşılarının kendi kendini kopyaladığına ve
insanları bitmeyen protein fabrikalarına dönüştürdüğüne dair bilgiler paylaşıyor.
Ona göre; mRNA aşıları, insanları bitmeyen protein fabrikalarına
dönüştürebilir.
Bilindiği gibi okültizmde, “inisiyasyon süreçleri” bir kişiyi önceki bir durumdan yeni bir duruma
dönüştürmeyi amaçlar. David Spangler'ın dediği gibi, "Hiç kimse Luciferianinisiyasyonu almadıkça Yeni Dünya Düzeni'ne
giremez."
Demem o ki bir güç tüm insanlığı yeni bir düzene hazırlıyor.
Ve bunu bir bilgi ve bilinçle yapıyor.
Eğitimciler, gelişmekte olan bebekler ve çocukların, insan
yüzlerini inceleyerek sosyal becerileri ve empatiyi öğrendiklerini söylerler.
Lydia
Densworth, “Arkadaşlık” adlı kitabında, çocukların insan yüzleriyle
etkileşiminin önemi hakkında bilgiler veriyor. Dolayısıyla onları maskelere
maruz bırakmak, beyinlerinin zayıf gelişmesine ve sosyopatiye yol açıyor.
Anlayacağınız “çocuklar bir bakıma boyun eğme ve pasif
kölelik için eğitiliyor” diyor.
Yazar NaomiWolf ise aşı
pasaportlarının Çin sosyal kredi sistemiyle aynı platformu kullandığı ve
insanları sistemlerden ve toplumdan uzaklaştırma gücüne sahip iki katmanlı
bir toplum yarattığı için köleliğe yol açabileceği konusunda uyarıyor.
AfterSkool
ve Academy of Ideas tarafından hazırlanan 20 dakikalık
Kitle Psikozu videosu da kitle psikozunun nasıl tetiklendiğini anlatıyor.
Kitle
psikozu, "toplumun büyük bir kısmı gerçeklikle temasını kaybettiğinde ve
kuruntulara düştüğünde" ortaya çıkan "delilik salgını" olarak
tanımlanıyor.
Psikolog Carl GustavJung ; "En kötü doğal afetlerden
daha yıkıcı olan psikolojik salgınlara karşı yeterli koruma olmamasıdır"
diyordu.
Tüm insanları önce delirtecek kadar korku pompaladılar sonra
da psikolojik olarak direnme yetilerini kırdılar. Bilindiği gibi korku
stratejisi küresel totaliterlerin en değerli taktiklerinden biridir.
1940'ta George Orwell şöyle yazmıştı: “Neredeyse kesin olarak totaliter diktatörlükler çağına giriyoruz.
Düşünce özgürlüğünün önce ölümcül bir günah, sonra da anlamsız bir soyutlama
olacağı bir çağ.”
Korkarım o çağdayız.