Covid-19 ve Bill'in adamları
Sanatçı Alex Andreyev’in “insanın gözlerini açması bazen çok acı verici olabilir” adlı şahane bir çalışması vardır. Evet, çoğu insanın gözleri açıldı ancak bu acı verici oldu. Zira hakikatin her daim bir bedeli olur.
“Dünyadaki en tehlikeli hal” der Goethe,” cehaletin örgütlü eyleme geçmesidir.” Öyle de oldu.
Liberali, sağcısı, solcusu, muhafazakârı, yazarı, çizeri, din adamı, siyasetçisi, sanatçısı kısacası rengi, meşrebi, partisi, görüşü fark etmeksizin hemen her kesimden insan son iki yıldır aralıksız yasakları savundu.Hem de acımasızca!
Küçük esnaf kan ağlarken, yaşlı insanlara temiz hava yasaklanırken, dağda, bayırda, şehirde maske cezaları kesilirken sessiz kaldılar. Düşünün, koskoca AK Parti camiasından Metin Külünk’ten başka kimse esnafın dertlerini gündeme getiremedi.
Tüm bu olan bitenleri sorgulayan insanları da aşağıladılar
ve günlerce hakaret ettiler. Bunu daBM
İletişimden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Melissa Ruth Fleming’in “gerçek sahibi
biziz” dediği “bilim” kisvesi altında yaptılar.
Bakalım neler demişler?
“Herkes köpek gibi aşı olacak, olmayana kız vermeyeceğiz.” “Aşı yaptırmayan kul hakkına girer.” ”Aşıyı reddeden uzaktan iğne atılsın.” Aşı olmayan evlenmesin, vergi ve tapu işleri yapılmasın.” “Asker zoru ile aşı yapılsın, olmayan hapishaneye atılsın.”
“Aşı olmayın demekle, gidip bir sinemaya bomba atmak arasında fark yok.” “Aşı kanunla zorunlu yapılmalı.” “İnsanları aşılı ve aşısız olarak ayırın.”“Aşı zorunlu olmalı, aşı yaptırmayan da ceza kesilsin.”
“Biz peygamberimizin tedavi yöntemine uyalım aşı olmayanları da bu hususta uyaralım.” “
“Aşısızlar havayı kirletiyor.” “Aşıya karşı çıkanlar FETÖ’cü, hükümet düşmanıdır.” “Aşı karşıtlığı terörizmden daha fazla insan öldürüyor.”“Aşı olmayan bana hizmet edemez.”“Türkiye bu kadar zavallı mı? Sonuçlarını bilmediğimiz aşıyı 83 milyona yapacağımızı mı düşünüyorsunuz?” Aşı büyük oranda bulaşı da önlüyor.”
Bu tür cümleleri derlesek kitap olur. Bu sözleri söyleyenlerin içinde belediye başkanları da var, çeşitli partilerin siyasetçileri de var, din adamları da var, bakanı da var, yazarı da var sanatçısı da…
Gördüğünüz gibi ne kadar da bilimsel ve akılcı önermelerde
bulunmuşlar değil mi? Bir avuç feraset
sahibi insan hariç kimse bu faşist söylemlere tek bir itirazda bulunmadı.
Bırakın itirazda bulunmayı az kalsın “aşının pandemiyi bitireceğini ve virüsün bulaşmasını engelleyeceğini” söyleyen Uğur Şahin’in heykelini dikeceklerdi.
İsmet Özel, “Hem
Müslüman hem de avanak olmazsınız” diyor. Sadece avanak mı? Küreselciler ne
dediyse yaptılar. Yan yana omuz omuza ibadet yapamayacaksınız dediler,
yapmadılar, Kabe’yi kapattılar, sesleri dahi çıkmadı. Kuşlar Kabe’yi tavaf
ederken onlar ağızlarında bez parçası mRNA kuyruğunda hatırlatma dozunu
oluyorlardı.
Şimdi gelelim itirafa;
Sadece kovid aşıları sayesinde 2021’den bu yana 45 milyar dolardan fazla ciro yapan ve bu cironun en az 10 milyar dolarını kâr olarak hanesine geçiren Pzifer bir itirafta bulundu.
Pfizer’in yetkilisi, Pfizer-Biontech mRNA kovid aşılarının,
koronavirüs bulaşmasına ilişkin testlere tabi tutulmadan piyasaya sürüldüğünü
söyledi.
Oysa başından beri DSÖ, aşı şirketleri ve ülkelerdeki temsilcileri aşının bulaşmayı önlediğini söylüyorlardı.
Diğer taraftan, ABD’nin Florida Eyaleti’nin Baş Cerrahı ve Eyalet Sağlık Kurumu Şefi Dr. Joseph A. Ladapo, mRNA kovid aşılarıyla ilgili araştırma sonuçlarını yayınladı.
Buna göre; 18-39 yaş arası erkeklerde kalp sorunları ve kalp krizine bağlı ölümleri yüzde 84 arttırıyor.
Bakınız, aynı şeyi domuz gribinde de yaptılar. O zaman da aşı şirketleri daha fazla kazansın diye planladık demişlerdi.
Bugün de tüm dünya insanlarını denek olarak kullandılar. Hala ders alan yok ve hala küreselcilerin karbon ayak izi, yapay et gibi projelerine alet olmaya devam ediyorlar.
