Covid-19: Planlı ekonomik çöküş
Hiçbir şey tesadüfen olmuyor sevgili dostlar. Şu anda olan her kötü şey, emin olun genel bir planın parçasıdır. Bu durumu anlamak, sırada ne olacağını görmeyi kolaylaştıracaktır.
Özellikle son üç
yıldır Allahsız psikopatlar tarafından eziliyoruz. Bu heriflerin gözünde
insanların çiftlik hayvanından bir farkı yok!
Kısıtlamalar,
maskeler, antisosyal mesafe kuralları, PCR dayatması ve çok sayıda totaliter önlem,
halk sağlığını korumak için değildi. Yani onların böyle bir niyeti yoktu.
Esasen Covid-19 tıbbi acil durumdan öte bir kara para aklama
planı, büyük bir psikolojik operasyon ve mevcut dünya sosyal ve ekonomik
düzeninin tamamen elden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması için bir
bahaneydi.
Covid-19 senaryosu,
küresel ekonomiyi yok etmeyi, küçük işletmeleri batırmayı ve ayrıca insanların
zihinlerini, iradelerini ve sosyal dokularını kırmayı amaçlıyordu.
Politikacıların, bilim adamlarının ve gazetecilerin de
marifetiyle nüfusun büyük çoğunluğunun kısa bir süre içerisinde günlük
yaşamlarında totaliterliği benimsemeye ne kadar çabuk ikna edilebileceği de
göstermesi açısından manidardı.
O günlerde bizim tüm uyarılarımıza rağmen insanlar şu basit
soruları sormadı.
Örneğin plajlar ve
diğer açık alanlar neden kapatıldı? Yüzde 90 oranında yanılan PCR testi, nasıl standart bir uygulama haline geldi?
Neden sansür uygulandı?
Yargı, bu tuhaf olağanüstü hâle neden müsamaha gösterdi? Politikacılar
Covid kurallarına uymaya neden bu kadar az dikkat ettiler? Bu tür soruları
bilim düşmanı, vatan haini ilan edilmemek için insanlar sormadı.
Oysa arka planda çok büyük bir tezgâh hazırlanmıştı.
Covid, bugüne kadar
ki en kötü ekonomik gerilemeye, sözde küresel kıtlığa, akıl sağlığı krizine ve
enflasyona neden olacaktı. Bu sürede dünyanın en yoksullarından en zenginlerine
3 trilyon doların üzerinde para transferi gerçekleşti!
İlginçtir Covid dolandırıcılığının zamanlaması da
manidardır. Zira dünya piyasaları 2019 sonbaharında, daha önce çoğunlukla likit
olan repo piyasaları, para piyasaları ve döviz piyasaları gibi piyasalarda
ortaya çıkan acil bir borç kriziyle karşı karşıya kalmıştı.
2008 krizinden
başlayan ve son 15 yılda iyice kötüleşen ekonomiyi kurtarmaya yönelik girişimler
gecikmişti. Ne var ki 2019 sonbaharında kriz yeniden hızla gelişmeye başladı.
Mart ayı başlarında Fed, bu krizi durdurmak için repo
piyasasına tam 100 milyar dolar pompaladı ama bu da yetmedi. Sanırım Covid’in
nasıl imdada yetiştiğini anlamışsınızdır.
Toplumların ve
devletlerin servetini buharlaştırmak, kamu servetini özel yatırımcılara
devretmek için küresel bir hiperenflasyon tasarlandı.
Aslında acil ihtiyaç, küresel finansal sistemdeki kanamayı
durdurmak olsa da Klaus Schwab’ın da ifade ettiği gibi bu çok yönlü operasyon
başka birçok amaca da hizmet etti ve hala etmeye devam ediyor
Bu sürede insanlık
tarihindeki en büyük servet transferi gerçekleşti. Toplumun birçok kesiminde
yapay zeka gözetimi dahil olmak üzere biyo-güvenlik durumunu meşrulaştırdılar.
Finansal bir operasyon olarak pandeminin(!) oluşturulması, milyarderlerin
servetini artıran ve güçlerini daha da pekiştiren devasa yatırım fırsatları
haline geldi.
İlaç endüstrisi için
de mRNA aşıları gibi yeni bir tıbbi biyo-teknoloji modelini tanıttılar.
Aşılama kartları da dahil olmak üzere dijital kimliklerin
kullanımının bir merkez bankası dijital para birimine (CBDC) bağlanması için
çalışmalar başladı.
2030 Gündemi”nin uygulanmasına
hazırlanmak için halkları kalıcı “olağanüstü hallere” şartlandırmak için imkan
oluşturdular.
Halk sağlığı adına demokrasi, temel haklar ve hukukun üstünlüğü
rafa kaldırıldı ve toplum buna tepki vermedi.
Oysa kendi özgürlüğümüz için ayağa kalkmazsak kim ayağa
kalkacaktı değil mi?