Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2977.95
BIST 100
9759.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ocak 2023

Covid-19: Planlı ekonomik çöküş

Hiçbir şey tesadüfen olmuyor sevgili dostlar. Şu anda olan her kötü şey, emin olun genel bir planın parçasıdır. Bu durumu anlamak, sırada ne olacağını görmeyi kolaylaştıracaktır.

Özellikle son üç yıldır Allahsız psikopatlar tarafından eziliyoruz. Bu heriflerin gözünde insanların çiftlik hayvanından bir farkı yok!

Kısıtlamalar, maskeler, antisosyal mesafe kuralları, PCR dayatması ve çok sayıda totaliter önlem, halk sağlığını korumak için değildi. Yani onların böyle bir niyeti yoktu.

Esasen Covid-19 tıbbi acil durumdan öte bir kara para aklama planı, büyük bir psikolojik operasyon ve mevcut dünya sosyal ve ekonomik düzeninin tamamen elden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması için bir bahaneydi.

Covid-19 senaryosu, küresel ekonomiyi yok etmeyi, küçük işletmeleri batırmayı ve ayrıca insanların zihinlerini, iradelerini ve sosyal dokularını kırmayı amaçlıyordu.

Politikacıların, bilim adamlarının ve gazetecilerin de marifetiyle nüfusun büyük çoğunluğunun kısa bir süre içerisinde günlük yaşamlarında totaliterliği benimsemeye ne kadar çabuk ikna edilebileceği de göstermesi açısından manidardı.

O günlerde bizim tüm uyarılarımıza rağmen insanlar şu basit soruları sormadı.

Örneğin plajlar ve diğer açık alanlar neden kapatıldı? Yüzde 90 oranında yanılan PCR testi, nasıl standart bir uygulama haline geldi? Neden sansür uygulandı?

Yargı, bu tuhaf olağanüstü hâle neden müsamaha gösterdi? Politikacılar Covid kurallarına uymaya neden bu kadar az dikkat ettiler? Bu tür soruları bilim düşmanı, vatan haini ilan edilmemek için insanlar sormadı.

Oysa arka planda çok büyük bir tezgâh hazırlanmıştı.

Covid, bugüne kadar ki en kötü ekonomik gerilemeye, sözde küresel kıtlığa, akıl sağlığı krizine ve enflasyona neden olacaktı. Bu sürede dünyanın en yoksullarından en zenginlerine 3 trilyon doların üzerinde para transferi gerçekleşti!

İlginçtir Covid dolandırıcılığının zamanlaması da manidardır. Zira dünya piyasaları 2019 sonbaharında, daha önce çoğunlukla likit olan repo piyasaları, para piyasaları ve döviz piyasaları gibi piyasalarda ortaya çıkan acil bir borç kriziyle karşı karşıya kalmıştı.

2008 krizinden başlayan ve son 15 yılda iyice kötüleşen ekonomiyi kurtarmaya yönelik girişimler gecikmişti. Ne var ki 2019 sonbaharında kriz yeniden hızla gelişmeye başladı.

Mart ayı başlarında Fed, bu krizi durdurmak için repo piyasasına tam 100 milyar dolar pompaladı ama bu da yetmedi. Sanırım Covid’in nasıl imdada yetiştiğini anlamışsınızdır.

Toplumların ve devletlerin servetini buharlaştırmak, kamu servetini özel yatırımcılara devretmek için küresel bir hiperenflasyon tasarlandı.

Aslında acil ihtiyaç, küresel finansal sistemdeki kanamayı durdurmak olsa da Klaus Schwab’ın da ifade ettiği gibi bu çok yönlü operasyon başka birçok amaca da hizmet etti ve hala etmeye devam ediyor

Bu sürede insanlık tarihindeki en büyük servet transferi gerçekleşti. Toplumun birçok kesiminde yapay zeka gözetimi dahil olmak üzere biyo-güvenlik durumunu meşrulaştırdılar.

Finansal bir operasyon olarak pandeminin(!) oluşturulması, milyarderlerin servetini artıran ve güçlerini daha da pekiştiren devasa yatırım fırsatları haline geldi.

İlaç endüstrisi için de mRNA aşıları gibi yeni bir tıbbi biyo-teknoloji modelini tanıttılar.

Aşılama kartları da dahil olmak üzere dijital kimliklerin kullanımının bir merkez bankası dijital para birimine (CBDC) bağlanması için çalışmalar başladı.

2030 Gündemi”nin uygulanmasına hazırlanmak için halkları kalıcı “olağanüstü hallere” şartlandırmak için imkan oluşturdular.

Halk sağlığı adına demokrasi, temel haklar ve hukukun üstünlüğü rafa kaldırıldı ve toplum buna tepki vermedi.

Oysa kendi özgürlüğümüz için ayağa kalkmazsak kim ayağa kalkacaktı değil mi?