Dolar (USD)
34.64
Euro (EUR)
36.43
Gram Altın
2918.94
BIST 100
9675.31
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Eylül 2013

COVERFOBİA

İnsanlar farkında olsun olmasın onun 'dil'i taşıdığı kimliğidir; konuşur/anlatırken dizdiği kelimeler kişinin kültürünü, inancını, sosyal ve siyasal eğilimini ve bilinç kodlarını ele verir.

Bizim kurguladığımız cümleler, anlattığımız ve/ya yoğunlaştığımız mevzular ufkumuzu, perspektifimizi, vizyonumuzu, kısacası alem tasavvurumuzu yansıtıyor. Zira insan 'ben'liğinden bağımsız düşünülemez, fikriyatı-söylemi sözlerine dökülür kişinin, bu sözler onun 'ederi'nin ölçülebilir olup olmadığını da belirler.

Kimdir?

Necidir?

Necedir netleşiyor konuştuklarında, yazdıklarında.

Yıllar önce okumuştum, Walter Porzıg şöyle demişti: "Bilincimizin bütün yaşantılarının, bütün duygularının, bütün çabalarının, (bütün) tasavvurlarının her defasında benim kendi yaşantılarım, benim duygularım, çabalarım, tasavvurlarım oluşu, onun özünden kaynaklanan en belli başlı özelliğidir." [1] İşte bu yüzdendir ki yapıp ettiklerimiz de söylediklerimiz de 'ben'imizi anlatır. 'Ben'imiz ne kadarsa o kadarlık anlarız, o kadarlık kavrarız ve o kadarlık yorumlarız. Kim hangi kültürden beslenmişse, hangi inanca bağlıysa, hangi sosyal-felsefi-siyasi düşünceye sahipse sözcükleri o dünyaya ait olur.

Eskiden bir konuyla ilgili düşüncelerini anlatan kimilerine kızıyordum, işin yanlışlığını çok sonra anladım. Fakat, doğrusu anlatabilen var, anlatamayan var, çarpıtan var oluğu gibi anlatan var. Uzun uzun ve detaylı anlatmaktan mahrum olanları kast etmiyorum. Ne yapsın, dağarcığı bu. Bütün derdini, işini, sohbetini 200 civarında kelimeyle dile getirenlere lafım yok, onlar sadece bildiklerinden sorumlu olmaları hasebiyle mazurdurlar. Bunlara dünyanın en müstesna cümlelerini kurun yine de kendi dünyasınca istifade edebilirler.

Peki, ya mürekkeple banyo yapanlar? Bunlara ne demeli?

Paketten bahsediyorum,

Evet evet, hani şu "bugün açıklanacak, yarın açıklanacak" diye beklediğiniz paket.

Nedir bu paket?

Ne/yi ne kadar içerir?

Biz bu paketle ne elde edeceğiz?

Sayın başbakan "vatandaşlarımızı üst sınıfa taşıyan paket hazırladık" diyor ve:

"Vatandaşımızın mutluluğu için daha çok paket açılacaku2026"diye ekliyor Sayın başbakan. Doğrusu 76 milyonuyla Türkiye'nin hayrına olacağından kuşku duymadığımız bir paket. Zira dindarın, Alevi'nin, Kürt'ün, Çerkez'in ve sayamayacağımız pek çok unsurun on yıllarca gasp edilen hakları söz konusu. Bu paket işte bu haksızlıkları bir nebze olsun giderici içerik/mahiyet taşıyor.

Birilerinin söylediği gibi bu paket kimseye taviz falan değil ve olamaz da, bu paket hem vatandaşların saadeti, beraberliği için ve hem de ülkenin, vatandaşın gelişen, değişen dünyanın gerisinde kalmaması için çıkarılmakta.

Sayın başbakan "vatandaşlarımızı üst sınıfa taşıyan paket hazırladık" derken bu belirttiğimiz sebebi dile getiriyor. Peki, başbakan bunu söylerken acaba diğer partiler ve libOral demokratlar ne diyor?

Öncelikle belirteyim ki bu ülkede -özellikle son iki yıldır- Tayyip Erdoğan ağzıyla değil kuş, kuş sürüsü tutsa yine de birileri tarafından takdir görmez. Bunlar dudak bükerler, küçümserler, yetersizlikleri anlatırken abartırlar, velhasıl ille de yapılanı karalamak için bir kulp-bahane bulurlar.

Bazıları "dağ fare doğuracak" diyerek henüz paket açıklanmadan karalama kampanyası başlattılar. Bazıları da "paket bizi bölecek" diye 90 yıllık faşist refleksi gösteriyor. Bu kesimle ilgili fazla bir şey söyleme gereği duymuyorum, ırkçı, kafatasçı anlayışa deva yok biliyorum. Beni asıl rahatsız eden kesim, demokrat kisvesine bürünüp son zamanlarda Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla ön plana çıkanlardır.

Demokrat geçinip belaltı vuruşlarla Tayyip Erdoğan'ı devirmeye çalışanlara katkı sunan kesim paketten dolayı çok huzursuz. Bu paket onların muhaliflik adına kullanmakta oldukları pek çok malzemeyi tedavülden kaldıracak. Bunu bildikleri için paketin yetersizliğinden dem vuruyorlar. Eğer maksat gerçekten daha ileri bir Türkiye istemek olsa zaten bu paketin son olmadığını,"vatandaşın mutluluğu için daha çok paketin açılacağı"nı söyleyen de yine başbakan Tayyip Erdoğan.

Biliyoruz, bu paketlerle 'ülkem her yönüyle gelişsin, ilerlesin' gibi derdi olmayanları memnun edemezsiniz. Paketten hoşnut olmayanlar da bunu çok iyi biliyorlar. Ama bilmeliyiz ki son yüz yılını acılarla geçirmiş, paramparça bir imparatorluğun bakiyesi olan cumhuriyette paranoyak nesiller yetiştirmek için özel çaba harcanmış ve bir nebze de olsa başarılmış ülkede hiç kimse her şeyi bir anda düzeltemez. Çünkü hala kardeşliğimizi pekiştiren bir ifadede bile bazılarının "aman parçalanıyoruz" paranoyasına sahip oldukları bir ülkede yaşıyoruz.

O zaman libOral demokratların nedir derdi?

Dedik ya "yeminli muhalefet"in 'malzemeler elimizden alınıyor' endişesi ve "geçmişteki kimi sözlerine kapak" olacağından dolayı onlarda bir çeşit COVERPHOBİA'ya dönüşmüş.

Yine de demokratikleşme paketleri öyle tek vuruşluk değil. Hiç kimse böyle birkaç paketle asırlık haksızlıkları gideremez.

Değil R. Tayyip Erdoğan, Hasan Cemal bile olsa! gideremez.

Twitter: @ahmetay_

Önemsiz not:

Cover İngilizce'de "kapak-paket" anlamında kullanıldığı için seçtik.

____________________________________________

Prof. Dr. Walter PORZIG, Dil Denen Mucize, s. 146