Coronavirüs dahi düşmanlığınızı bitiremedi!
İçimdeki umutla yaşıyorum desem doğrudur! Ülkemin insanları; eli kalem tutmuşlar, ağzı laf yapmışlar, her gün televizyonlardan evlere girmişler, titr sahipleri bu denli kötü, bağnaz, tahammülsüz, kışkırtıcı olamaz değil mi?
Gerçek hayatta nasıllar bilemem ama sosyal medyadan gördüğümüz; çirkinliklerinin, bağnazlıklarının içinde çırpınan insanlardan başkası değil!
Umudum o ki gerçek hayat, sosyal medyadan farklı bir yer olduğu için bu insanlardan bize ulaşan sadece sanal bir yansımadır! Sosyal medya bir illüzyon yeri! Kimse gerçek kendisi değil! Bu insanlar hakikatte böylesi nefret, kin dolu değil! Yoksa bünyemin bu kadar kötülüğü/kötü insanı hazmetmesi hiç mümkün değil…
Enver Aysever Beyefendi’nin çirkinlik sınırlarını çoktan aşmış nefret kokan karikatür paylaşımı bir yana, ağızlarına bilim lafını pelesenk etmiş koro halinde coronavirüsle bilimle mücadele edin diye bağırırken bile dindar insanlara küfretmeyi bir vazife addetmiş çok okumuş, bilmiş, popüler zatları gerçek olamaz değil mi!?
Karikatür için bakmayın benim çirkin dediğime! Öteki addedilene karşı tüm nefret ve küçümsemeyi yansıtan bu karikatürün çizeri sahi bununla sanat icra ettiğini mi düşünür?!
Bir hekimler kuruluşu olarak Türk Tabipler Birliği neden pandemik bir salgında sessiz kalır diye soracak olduk da birkaç gün sonra lütfedip sessizliklerini bozdular sayın, pek değerli, tıbbiye biliminin elemanları! Ah keşke bozmaz olaydılar!
Bir doktorlar kuruluşu olarak acil gündemli toplantılar yapıp virüsle mücadele ve tedavi yollarına ilişkin bir çalışma içinde olmalarını beklerken, mal bulmuş mağribi gibi, yine siyasete bulaşıp hükümet eleştirisinden başka bir şey yapmadılar.
Umreciler-Batılı tatilciler meselesi ise zaten başlı başına bir krize, meseleye hatta düşmanlık konusuna dönüştürüldü! Bütün işi batıran olmakla suçlanan umreciler yaftasıyla aslında aşağılanın, çoğunluğu orta yaş üstü, memleketin her şehrinden her sosyo-kültürel kesimden insanından ziyade din olduğunu on yaşındaki çocuk bile anladı.
Avrupa’dan gelip soluğu kafelerde, barlarda, gece kulüplerinde alanlar gündeme bile getirilmezken hala umreciler üzerinden dindar insan aşağılaması yapılmaya devam ediliyor!
Ana yemeğini saklayarak kendi menüsüyle umrecilerin menüsünü kıyaslayarak yeni bir düşmanlık/nifak kapısı açmaya çalışan kişinin bir hekim olması da kara mizah örneği gibiydi! Bu kadar İslam nefretini nereden devşirmişlerdi bunlar?
Ölüm gibi eşitleyici hatta salgın durumunun inanç, ideoloji, para, sınıf gibi unsurları yerle bir eden bir durumda bile utanmadan, hiçbir rahatsızlık duymadan ayrımcılık yapmaktan, ısrarla ve ısrarla İslam düşmanlığı devşirmeye, toplumu kutuplaştırmaya çalışanlara ne söylenebilir, hangi söz etki edebilir?
Banka hesabında parası, cebinde bilmem ne renk pasaportu da olsa kaçıp sığınabileceği bir ülke/toprak yokken bile yapılan bu düşmanlığı anlamaya benim aklım yetmiyor!
Dedim ya, içimdeki umutla yaşıyorum diye!
Umuyorum ki bu zatlar sosyal medyanın gözü kör eden efsunlu dünyasına kapılmış, farkında olmadan salvolarda bulunmaktadırlar! Bunlar gerçek hayatta insan merkezli, vatanını-milletini seven, gayet saygılı kişilerdir; dedim ya içimdeki umut bu…
Twitter.com/sabihadogann