Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.60
Gram Altın
2488.25
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Mart 2020

Corona Virüs’ ün Ardından Türkiye’nin Geleceği

İlk olarak 1960 yılında ortaya çıkan Coronavirüs hakkında bugüne kadar söylenen çok şey oldu. Onlarca komplo teorisi gerçek olma ihtimali düşünülerek gündeme getirildi. Mutasyona uğraması bu virüsü biyolojik savaş kapsımın da değerlendirilmesine gerekçe oldu.

Olympos Dağı Tanrılarının kendilerini özel yarattığına inanan kesimin Dünya yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kendilerinin kullanımına sunulduğu iddiası ile Dünya üzerinde ki kaşık sayısını azaltma çabaları, tek bir Dünya devleti oluşturma girişimleri, hatta Amerika Birleşik Devletleri’nin Georgia eyaletinde bulunan Rehbertaşı adındaki anıt üzerinde yazılı olan “insan nüfusunun 500 milyona indirilmesi” yönünde ki kehanet öngörüleri Coronavirüs hakkında iddia edilen teorilerin gerçek olma ihtimalini yükselten emareler durumunda.

Tüm Dünya’yı etkisi altına alan Coronavirüs Çin başta olmak üzere Dünya ekonomisini ve ticaretini ciddi anlamda olumsuz yönde vurmuş durumda. Batıyı ticari anlamda bir virüs misali etkisi altına alarak zirveye çıkan Çin artık bir tek çivi vermeyecek duruma geldi. Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Afrika kısacası Dünyamızın dört bir tarafı sağlık anlamında etkilendiğinden fazla ekonomik anlamda bir çöküşe doğru sinyal vermek üzere.

Vekalet savaşları ile toplumları birbirine kırdıran emperyalizmin kontrolünde ki kapitalist sistem el değiştireceğe benziyor. Birileri için dibe vuruşun simgesi olan riskler, başkaları için bir fırsat olacak gibi görünüyor.

Son asırda baş gösteren sömürgecilik anlayışı ile kanı emilen İslami toplumlar, demokrasi adı altında baskı ve kan emiciliğe maruz İslam toplumu tarihsel süreçte en zayıf günlerini yaşamakta. Bırakın teknolojik yükselişi sanayileşme anlamında dahi emperyalizmin gerisinde kalan İslam Ülkeleri insanlık tarihinin en modern döneminde bile adeta kabile hayatını yaşamakta.

Yani dünya ticaretinde çok etkin olmadığı için alacağı yarada dev ticaret oluşumlarından daha az olacaktır. Kan ve gözyaşına maruz bırakılmış Müslüman Toplumu özellikle son yıllarda yükselişe geçen Türkiye ile bir umut ışığına kavuştu.
Dış ticaret anlamında artık kendi kendine yetme aşamasında olan Türkiye dışa bağımlı olduğu petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşüşünden olumsuz anlamda etkilenmek bir yana cari açığını kapatacak bir avantaj sağlayacak.

Müslüman toplum zaten dipte olduğundan ekonomik anlamda çok sarsılmayacak. Türkiye de öyle. Elbette küresel etkileşim gereği hiç etkilenmemesi mümkün değil. Ancak en az zayiatla çıkacağı kesin. Dünya üzerinde bu virüsle mücadele noktasında parmakla gösterilecek tedbirleri en başından beri başarıyla hayata geçirmesi geleceğe dönük alacağı tedbirlerin başarılı olacağını ortaya koymaktadır.
Enfal Suresi 60 Ayeti Kerime’de; “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir” buyurulduğu üzere hareket eden Türkiye, develerinin peşinden giden ve Ebrehe’nin bende seni cesur bir kabile reisi sanmıştım diye hitaba muhatap olmuş Abdulmuttalip konumunda.

O gün Ebabil Kuşları ile doğrudan Kabe’yi koruyan Allah bugün de Coronavirüs benzeri görünmez orduları ile İslam beldelerini niçin korumasın?

Göreceksiniz Türkiye bu süreçten çok az bir zararla çıkacak. İdlib’de bir saldırıda verdiği 33 şehide bedel üzerine bombalar yağan mazlum halkın duasına mazhar olan Türkiye bu sürecin sonrasında kısa bir zamanda ekonomik ve ticari anlamda bölgesinde ve sonrasında Dünya siyaset sahnesinde bir süper güç olacaktır.
Dünya siyasetine etki etmek istiyorsanız ekonomik anlamda süper güç olmalısınız düsturu gereği adaleti ve huzuru gerçekten rehber edinmiş güçlü bir Türkiye bizi bekliyor.

Gerçi Türkiye’nin üstün teknoloji, sanayi ve savunma sanayi karşısında geride olması emperyalist bu güçlerin karşısında güç kazanıp küresel bir oyun kurucu olacağına dair endişelerini görmezden gelmek mümkün olmasa da din, dil ve ırk ayrımı yapmadan mazlum halkların yanında olan Türkiye’ye Ebabil kuşları misali Allah’ın yardım edeceği bir gerçek.

Bize düşen toplumsal farklılıklarımızı görmezden gelip Milli ve Manevi değerlerimizi öne çıkaracak çalışmalara ağırlık vermektir. Bunun küçük bir provasını milletçe 15 Temmuz’da yaptık. Bundan sonra yapmamak için bir gerekçe olamaz.

Çünkü biliyoruz ki “Bir toplum kendisini değiştirmeyi istemedikçe Allah O toplumu değiştirmez” (Rad Suresi 11)

Kısacası Ya Çaresizisiniz Ya da ÇareSİZsiniz! Kalın sağlıcakla.