Corona-Medya!
“Merkez Medya” tabir edilen alandaki bir televizyon kanalında yaşananları biliyorsunuz…
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Mehmet Ceyhan, ‘Coronavirüs Salgını’nın ele alındığı programda, konuyla “doğrudan” alâkalı olmadıklarını söylediği “konuk”ların da konuşturulmasına tepki gösterdi.
“Konuklar”dan bazılarının gerçek olmayan ifadeler kullandıklarını ve bunları not alırken iki sayfayı doldurduğunu öne sürdü.
Tepkisini “Ben burada Enfeksiyon Hastalıkları alanının tek uzmanıyım. Beni, uzmanlığımla ilgili olmayan bir alandaki program için, mesela ‘onkololoji’ alanındaki bir program için çağırsaydınız gelmezdim. Gazete haberlerindeki yanlışlar burada doğruymuş gibi söyleniyor, ben buraya gazete haberlerini düzeltmek için gelmedim!” yollu ifadelerle dile getirdi.
Ve “coronavirüs” hakkında söyleyeceklerini söyledikten sonra, programı terk etti.
Bu olaya dair çeşitli tepkiler ulaştı bendenize.
İzleyenlerden bazıları Prof.Dr. Mehmet Ceyhan’ı haklı bulduklarını ifade ederken, bazıları da ortaya koyduğu tavrı “kibir” olarak nitelendirdi.
Bu konudaki görüşüm, Sayın Mehmet Ceyhan’ın tepkisinin “anlamsız” olmadığı yönündedir.
Bununla birlikte yayını terk edip gitmesinin ve diğer konukları bu kadar “ezmesinin” “şık” bir tavır olmadığı doğru olmadığı söylenirse de fazla itiraz etmem.
Sayın Ceyhan’ın tepki gösterdiği programın “konuk”ları, “enfeksiyon hastalıkları alanında” uzman olmasalar da, konuyla büsbütün de alâkasız sayılmazlardı.
Üstelik, Psikiyatri Uzmanı Nevzat Tarhan, coronavirüs ile mücadelenin “psikolojik boyutlarını” izah bakımından iyi seçilmiş bir “konuk”tu.
Diğerleri de, ne çok alâkalıydı “virüs” konusuyla, ne de tamamen alâkasızdı.
Prof.Dr. Mehmet Ceyhan, orada “Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘pandemi’ ilân ettiği bir konuda program yapıyorsanız, kimleri davet edeceğiniz konusunda çok daha özenli olmalısınız! “ mesajını verdi.
Tepkisinin dozu tartışılabilir ama özünde haksız sayılmaz.
Demek ki…
Sayın Ceyhan, “rakip” kanaldaki “coronovirüs” programına katılsaymış, sandalyeyi masayı dağıtacak duruma gelecekmiş!..
Zira, orada “parti anketçisi” bile vardı Coronavirüs hakkında “fikir” arz edenler, “bilgi” (!) verenler arasında…
Daha doğrusu “ahkâm” kesenler arasında!..
Coronavirüs hakkındaki aydınlanmalarını arttırmak için ekran başına geçenler, anketçi tarafından ortaya konulan “Kaplumbağalar yavaş oldukları için uzun yaşıyorlar, geyikler de hızlı oldukları için kısa!” yollu lâflara şahitlik ettiler.
Diğer hayvan türlerinin niçin ve kaçar sene yaşadıklarına dair çoğu doğru olmayan olan bilgiler (!) verildi.
Gülüşmeler oldu…
Programa Ankara’dan katılan Sayın Uzman’dan şöyle 5-10 dakika kadar “bilgi” alındı.
Gerisi…
Sokaktaki vatandaşın sorularına uzak mı uzak mevzular…
Medya âlemi son vakitlerde iyice tuhaflaşmış durumda.
Her konuda konuşan “çakılı kadro” konuklar var.
“Bu konuda bilgi sahibi değilim, onun için kusura bakmayın!” demek, bir daha çağrılmamak gibi bir sonuca yol açabileceğinden kimse “düzeni” bozmak istemiyor.
“Ezberler” güzel görülüyor, kimin hangi konuda ne diyeceğinin belli ve hatta “ayarlı” olduğu ortamlarda “iş yapmak” zevkli değil ama varsın olsun.
Dünya iki kulplu kazan, tut bir ucundan sen de kazan!..
Şimdi aklıma geldi:
Bizim berber de çok ilginç adam, “Akşamki tartışma programına bayıldım!” demişti geçtiğimiz haftalarda.
“Adamlar birbirlerine laf atıp duruyorlar!” filan…
“Kim ne söyledi, aklında kalan bir cümle var mı?” diye sordum.
“Yok” dedi gülerek;
“Ben tiplere takılıyorum, ne dediklerine bakmıyorum!..”
Berberimiz gibi düşünen çok sayıda vatandaş olmalı, “geyik” izlemeye bayılan…
Vatandaş mı programı belirliyor yoksa programlar mı vatandaşın ilgisini şekillendiriyor, derin mevzular!..
Her neyse ne;
Medyamız sıkıntılı bir görüntü arz ediyor maalesef.
Herkesin sadece “uzmanı” olduğu alanda bilgi verdiği, gazetecilerin ise uzmanı olmadıkları alanlarda sadece kamuoyuyla “uzmanlar” arasında köprü işlevi görmekle sınırlandığı bir medyamız olsaydı ne iyi olurdu.
Öyle bir medyada, bir siyasi görüşü ölesiye savunmak ile o siyasi görüşe ölesiye karşı olmak gibi “yapmacık” tavırlarla öne çıkan “zatlar” da itibar görmezdi.
Dönelim yazının başına:
Prof.Dr. Mehmet Ceyhan, misal; “Göz sağlığına ilişkin bir konu hakkında kulak doktorunun konuşturulmasına” tepki gösterdi ya…
Ona gelene kadar neler var…
Bir anketçinin “coronavirüs” hakkında bilgi (!) verdiği bir programa davet edilmediği için “Cuma Namazı” çıkışında sadaka vermeli Sayın Profesör.