Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.65
Gram Altın
2978.78
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Kasım 2020

Corona diye diye… (2)

Asrın vebası Corona virüs, insanlığın başı ağrıtmaya devam ediyor. Ancak mikroskoplarla milyonlarca kez büyütülerek ancak görünebilen bir hayvancık bakın neler yapıyor. Bu virüsleri biyolojik silah olarak üretip kullanana küresel zalimler de yaratanın yüce kudretini ve ince sanatını keşfetmiyorlar mı? Ama büyük bir ihtimalle onlar, kalpleri ve duyu organları mühürlü olanlara çoktan ilhak olmuş durumdadırlar. “Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (Araf 7/179)

Şimdi işin gözden kaçırılan asıl özüne gelelim.
Corona Virüs, Domuz gribi, kuş gribi vb. gripler, biyolojik silahlar mıdır? Yoksa kulların bunca isyan ve nankörlüklerine karşı Allah'ın (cc) bir gazabı mıdır? Bu da ayrıca tartışılmalıdır. Şurası kesindir ki;
• Bir işveren, işin hakkını verenle vermeyen işçisini,
• Anne baba, evlatlığın hakkını verenle vermeyen evlatlarını,
• Bir mülk sahibi, kirasını ve kiracılık hakkını verenle vermeyen kiracıyı,
• Öğretmen, dersin hakkını verenle vermeyen öğrencisini bir tutmaz.

Malik-ül mülk, halikul kuva vel kuder olan Kâinatın sahibi Allah (cc) da kulluğun hakkını verenle vermeyen kullarını, şükreden kullarıyla, nankörleri elbette bir tutmaz.

Şu halde ekranlarda boy gösteren bilim adamları! İşin sadece fiziki ve maddi yönünü ele alıp manevi yönünü ısrarla göz ardı etmekle hata ediyorlar. Hâlbuki dünya kurulalı, nice kereler aynı olaylar yaşanmadı mı?

Resulullah (sav) şöyle buyurur:
“Beş şey var ki bunlarla imtihan edilir ve başınıza böyle musibetler gelirse haliniz yaman olur. Sizlerin böyle bir zamanda yaşamanızdan Allah (cc) a sığınırım.
1. bir toplumda zina açıktan yapılacak kadar ileri gitmişse, o toplumda geçmişte olmayan hastalıklar yaygın hale gelir.
2. ölçü ve tartıda hile yaparlarsa, mutlaka kendilerini kıtlık, şiddetli geçim sıkıntısı ve idarecilerin zulmü yakalar.
3. zekât vermede cimrilik yaparlarsa, onlara gökten yağmur yağdırılmaz. Şayet hayvanlar olmasaydı onlara hiç yağmur yağdırılmazdı.
4. Allah (cc) ve Resulüne (sav) verdikleri sözü bozarlarsa, mutlaka onlara kendilerinden olmayan bir düşman musallat olur ve ellerindekinin bir kısmını alır.
5. onların idarecileri Allah (cc)’ın kitabıyla hükmetmezlerse, mutlaka aralarında anarşi ve çekişme baş gösterir. (İbni Mâce, Bezzar, Beyhakî, Et-terğib vet terhib trc. Huzur y. Zekât S c. 2 s. 206)

“Onlardan önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.” (Enam 6/6)

Elbette tedbir almayalım, bilimsel verileri boş verelim demek istemiyoruz. Ancak maddi/fiziki tedbirlerin beraberinde Allaha (cc) kulluğun gereğini yerine getirmezsek ciddi bir yanılgıya düşmüş oluruz. Bizim asıl isyanımız kartel medyasının her tabii felaketi işlerken kâinatın sahibini devre dışı bırakma girişimidir. Buna karşı uyanık olalım.

Unutmayalım ki bu kâinatın bir sahibi var. Her şey onun emir ve iradesiyle hareket ediyor. Onu izni olmadan bir ağacın yaprağı dahi yere düşmez. Onun gücü tüm güçlerin, planı tüm planların üstündedir.