Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2964.68
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2021

Coplu sözleşmeden toplu sözleşmeye


Bugün “6. Dönem Toplu Sözleşmesi” ni farklı bir açıdan değerlendirmek istiyorum. Ne kazanım diyeceğim ne kaybediş. Aslında yenileşme süreci bu. Alışacağız, alıştıracaklar her şeye. Öyle ya da böyle memurun temsilcisi, hükümet tarafından muhatap alınarak aynı masada, yan yana oturmuş ve imzalar atılmıştır. Hayırlı olsun!

Yaşı uygun olanlar 90’lı yılların başlarında koalisyonlu dönemlerde Ankara’daki sendikal eylemleri bilir, hatırlar. Bu eylemler görünüşte hak hukuk için yapılan demokratik eylemler gibi başlardı. Kalabalık toplanır, tüm illerden temsilciler gelirdi. Şenlik havası içinde davullu zurnalı adeta bir düğünü andıran eylemlerde çok renkli görüntüler olurdu. İroni ile mesajlar verilirken birden ara sokaklardan bayraklı, maskeli tipler tam takım hâlinde meydana yürürdü. Hak hukuk mücadelesi birden değişir, devletin terör listesindeki eli kanlı katillerin posterleri taşınır, sloganlar eşliğinde devleti zaafa uğratacak bir hareket başlatılırdı. Derken işin rengi değişirdi. Ortalık toz duman olurdu. Mağaza camları indirilir, kaldırım taşları sökülür, polise saldırı başlar, ortalık savaş alanına dönerdi. Bu görüntüler çağdaş bir hukuk devletine yakışmazdı. Tabii ki o zamanlarda da yasalar vardı, hukuk vardı, hükümet vardı. Sendikalar da işçinin, memurun hakkını (!) savunabilmek için terörist posterleri taşırdı. O teröristlerden öldürülenler için saygı duruşu yapılır, hapiste olanlar için özgürlük istenirdi. Bu talepleri dile getirmek için molotofkokteyli atmak gerekirdi. Böyle olunca söke söke hak (!) alınmış olunuyordu. Şimdi nerden nereye!

Efendim, geldik bugünlere. Toplu görüşmelerden toplu sözleşmelere geçilmiş. Bu bir başarıdır. Kabul edelim etmeyelim, Türkiye gibi demokrasisi tam oturmamış ve zaman zaman sekteye uğratılmış ülkelerde sendikal mücadele zordur. Şurasını da açıkça itiraf etmek gerekir: Sendika, üyelerinin menfaatleri için vardır. Yetkili sendika sadece üyelerinin menfaati için değil, tüm memurlar için masaya oturmuştur. Bu ne demektir? Öncelikle MEMUR-SEN büyük bir sorumluluğu üstlenmiştir. Size emanet edilen bir emek vardır. Bu emek, hem üyelerinizin hem de diğer sendikalı sendikasız tüm memurların emeğidir. Büyük bir yükün altına giren MEMUR-SEN bekleneni vermiş midir? Görünene bakılırsa memur umduğunu bulamamıştır ama sendika ise önünde bulduğunu imzalamıştır. İmzalamasa ne olurdu, yine bir şey olmazdı. Çünkü grev hakkınız yok. Kısa süreli iş bırakma dışında yapacağınız bir şey yok.

“6. Dönem Toplu Sözleşmesi” rakamları açıklanınca hayatında bir dilekçe yazıp da bir şey talep edemeyenler bile “yiğit sendikacı” kesildi. Ben olsam, diye söze başlayıp hem genel yetkili sendikayı hem de hükümeti eleştirenler oldukça fazla. Güzel, iyi şeyler diyeceğiz ama ikiyüzlülüğü bildiğimiz için bu çıkışları samimi bulmuyoruz. Öğretmenler odasında müdür hakkında atıp tutup, müdür odasına girince kediye dönen, ufak bir ders programı için her şeyi unutan az öğretmen yok. Bunu alın diğer hizmet kolları için teşmil edin. Memurun durumu bu.

Peki, niçin herkes tepkili? Gerçekten de MEMUR-SEN başarısız mı? Burada mutabık kalınan rakamlardan ziyade yetkili sendikanın açıkladığı ilk rakamlar yüksek beklenti oluşturdu. Yetkili sendikanın açıkladığı ilk rakamlar ile anlaşılan rakamlar arasında çok fark var. MEMUR-SEN’in yüksek rakamlarla ilk adımı atması stratejik olarak doğru olabilir ama anlaşılan rakamlar beklentiyi karşılamamıştır. Aynı rakamlarla KESK yetkili sendika olarak hareket edip anlaşılsaydı da aynı tepki olur muydu? Sanırım büyük bir zafer gibi sunulurdu.

MEMUR-SEN Başkanı Ali Yalçın, bu sözleşmeyi imzalamayıp meydanları gösterse idi. Polisle çatışılsa, biber gazı yense, coplanılsa, mağaza camı indirilse, ortalık savaş alanına dönse ne olurdu? KESK veya Türkiye KAMU-SEN bu işin neresinde olurdu? Bu soruları sormak bile bizi geriye götürür. Şimdi alınan mesafe dünden daha iyidir, rakamlara aldanmamak lazım. Coplanan memurdan aynı masada toplanan ve muhatap alınan bir seviyeye gelinmiştir. Varsa bir eksiklik, memur kendisine bakacak, kendisini temsil eden sendika yöneticilerini gözden geçirecek.