Cömertlik
Hiçbir karşılık beklemeden
yapılan iyiliği ifade eden cömertlik müminlerin en önemli vasıflarından
biridir. İslâm ahlâkı literatüründe genellikle sehâ,
sehâvet ve cûd terimleriyle ifade edilir. Gönül zenginliği ve
genişliğine de sehâvet denilmiştir. Bir fazilet olarak kabul edilen cömertlik,
insanı yüceltmenin ötesinde onu bencil duyguların tatmin vasıtası olmaktan
çıkarır, Allah rızası ve insan sevgisinden oluşan ahlâkî bir muhtevaya kavuşturur.
Cömertlik Allah’ın sıfatları
arasında gösterilmiştir. Kur’an’da yer alan rahmân, rahîm, vehhâb, latîf,
tevvâb, gaffâr, afüv, raûf, hâdî gibi ilâhî isimler de Allah’ın cömertliğini
değişik yönleriyle ifade eden kavramlardır. Kerim sıfatı cömertlikle
alakalıdır. Bir hadiste, “Allah cömerttir ve cömertliği sever”
buyurulurken “cömert” karşılığında Allah’ın isimlerinden biri olarak “cevâd”
kelimesi kullanılmıştır. Cömertliğin en mükemmeli Allah’ın cömertliğidir. Çünkü
Allah hangi varlığın ne kadar ikrama lâyık olduğunu bilir ve o kadar ikram eder.
Cömertlik peygamberlerin de sahip
oldukları üstün bir fazilettir. Dinimiz cömertliği ve başkalarını kendine
tercih etmeyi tavsiye etmiştir. Cömertlik insanda huy ve meleke haline gelince
kazanılmış olur. Yani ara sıra ve zorla değil, iyilik yapma niyet ve iradesi
ile bunu gerçekleştirenler cömert sayılır. Diğer taraftan da buna karşılık mükâfat,
övgü ve teşekkür gibi herhangi bir maddî veya mânevî karşılık beklememesi, yardım
edilen kimseyi rencide edecek tutumlardan kaçınması ve verilen malın sahibi nezdinde
değer taşıması gerekir. Hicretten sonra Medineli ensarın Mekkeli muhacirleri
evlerine alıp mallarına ortak ederek yüksek bir cömertlik ve feragat örneği
göstermiş olmaları tarihte cömertliğin en güzel örneklerinden biridir.
Cömertlik paylaşmaktır. Sevgiyi,
şefkati, bilgiyi, zamanı, serveti paylaşabilmektir cömertlik. Malını insanlara
gösteriş olsun diye harcamak değil Allah rızası için harcamaktır. Yaratan’ın
(cc) ikramını yaratılanlara sunabilmektir cömertlik.
Cömertlik, karşılıksız ikram
etmektir. İkram karşılıksız olduğunda anlam kazanacak, cömertlik adını alacaktır.
Cömertlik, kişinin malını,
mülkünü kalıcı kılması, bu dünyada kazandıklarıyla ahiretini imar etmesidir.
Hak yolunda malını harcayarak yapılan cömertlik herkese nasip olmayan bir
ayrıcalıktır. Cömertlik insanı dünyanın geçici zevklerine dalmaktan alıkoyar,
paylaşmayı öğretir ve bencilliği önler. Cömertlik muhafaza eden, güven veren ve
kusurları kapatan demir bir zırhtır. Cömert kişi ikram ve ihsanda bulundukça
Allah’ın (cc) rızasını kazanır.
Cömertlik iman sağlamlığıdır. Duyguların
alışverişinde de cömertçe, insana yakışır tarzda davranmak esastır. İnsan
başkalarının hatalarını bağışladıkça, kusurlarını örttükçe, sevdikçe, sevecen
oldukça, yardım ettikçe, yardımsever ve alçak gönüllü davrandıkça Allah da onun
şerefini arttırır ve onun payesini yükseltir.
Cömertlerin tavrı şöyledir. “Onlar,
seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere
şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir
karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”
(İnsân; 8-9)
Allah cömert kullarını dünyada “Mallarını
Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane
bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş
olandır, hakkıyla bilendir.”
(Bakara; 261), ahirette ise “Kim bir iyilik yaparsa ona on katı
vardır. Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle
cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.”
(En'âm; 160) ayetleriyle müjdeler.
Allah’ım! Acizlikten, tembellikten ve cimrilikten sana sığınırız.