Çoklu denetim sistemi
Allah insanı yarattı…
Yarattıktan
sonra kendisinden uzak tutmadı… Başıboş bırakmadı… Boşluğa itmedi… Ve insanı
unutmadı…
İnsanoğlu
yaratıcısından vazgeçse bile o (c.c) vazgeçmedi… Rahmaniyet ve rahimiyeti ile
beşeriyeti kuşattı… Belirsizlikler içerisinde âdemoğlunun tükenişine razı
olmadı… Ve insanı çok boyutlu ilahi denetim sistemine tabi tuttu…Çünkü en güzel
biçimde yarattığı insanın kirlenmesini istemiyordu…Sonsuz merhametiyle onu
helak ve hüsrandan kurtarmak istiyordu…
Şimdi
bu çoklu denetim ve gözetim sisteminin açılım ve akışına bakalım… Allah'ın
insanı ne kadar önemsediğini görelim… Rabbani kontrol nasıl işliyor?
Bir…Bizatihi
Allah (c.c) bizi denetliyor…
“Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.”(Ali
İmran, 5)
“Allah gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediklerini bilir.”(Mümin,
19)
“Biz ona (insana) şah damarından daha yakınız.”(Kaf,
16)
“Her nerede olursanız olun O sizinle beraberdir.”(Hadid,
4)
Evet,
Âlim, Kadir, Semi, Basir, Rakib, Habir olan Allah'tan gizli saklı hiçbir anımız ve
alanımız olamaz…
Allah'ı
görüyormuş gibi yani İhsan kıvamında hayatı sürdürme sorumluluğumuz var…Bir
gözetleyen, bir denetleyen, bir gören tarafından kesintisiz bir denetim sürüyor…
İki…
Melekler kayıt altına almayı sürekli sürdürüyor…
“Oysa yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.”(İnfitar,
10-12)
“Kim
ki iyiliğe çağıran bir ses duyarsa bilsin ki o, meleğin sesidir. Hemen ona
uysun ve Allah'a şükretsin.” (Tirmizi)
İçimizdeki
acıma duygusu, iyilik arzusu, hikmet kıvılcımı, ilham, güzel hisler ve sezişleri
meleklerden bağımsız değerlendiremeyiz. Kiramen katibinin kayıt sisteminde kayma,
silme, sahtecilik, hile söz konusu olamaz… Ayrıca bu kayıtlar egemen sistemin
adli sicil, GBT, mobil EDS, istihbarat arşivlerine benzemez…
Üç…
Vicdan… Allah'ın insanda var kıldığı vicdan da iyi bir yargıçtır…
“Vicdan
azabımız” güzel bir iç kontrol sistemidir… Tabii ki vahyin terbiyesine açık
olan bir vicdan…Karanlık ilişkilerin, gizli hesapların en şaşmaz şahidi tabii
ki vicdandır…Şayet izin verirsek vicdan bizi rahatsız eder, içsel uyarı sistemi
devreye girmiş olur…
Parola
Tevhid; pusula vicdan olursa puslu ve sisli yollarda kaybolmayız…
Dört…
Âlemlere rahmet olarak gönderilen elçi…
Elçiyle
gelen ilke ve ölçüler bizim disipline edecek, ölü yaşamlardan diri,duru ve arı
hayatlara bizi taşıyacaktır…
Elçi
(sav)’in bizi koruma refleksini Kur'an bize haber veriyor…
“Size içinizden öyle bir elçi gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız
ona ağır gelir. Çünkü o, size çok düşkün, müminlere de çok şefkatli ve
merhamettedir.”(Tevbe, 128)
Evet,
bize bizden daha düşkün bir nebiden bahsediyoruz… Bir de kendi dilinden
dinleyelim:
“Benimle
sizin misaliniz şuna benzer: Bir adam ateş yakmış, ateş etrafı aydınlatınca kelebekler
ve bir kısım böcekler ateşe doğru atılmaya başlar. Adamcağız onları engellemeye
çalışır ancak hayvancıklar ateşe doğru atılmaya devam ederler. İşte ben ateşe
düşmemeniz için sizi çekiyorum ancak siz ateşe koşuyorsunuz.”(Buhari
– Müslim)
Beş…
Müminler birbirlerini denetlemekle görevlendirilmişlerdir…
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar da birbirlerinin dostlarıdırlar. İyiliği
emrederler, kötülükten sakındırırlar.” (Tevbe, 71)
Asla
terk edilmemesi gereken bir farz…İyiliği emretmek, kötülüğü engellemek… Mümin mümine
göz-kulak olacak…Nesillerin cehalete, çevreye, sisteme kurban gitmesine
duyarsız kalmamak…Kardeşlik hukuku bunu gerektiriyor…
Altı…
Siyasi erk… İslami yönetiminin varoluş amacını Kur'an şöyle tanımlıyor:
“Onlar ki yeryüzünde kendilerine iktidar verirsek gereği gibi namazı
kılarlar, zekatı verirler, iyi bir emredip kötülükten nehyederler…” (Hac,
41)
İslami
iktidara neden ihtiyaç duyarız…İyiliğin egemenliği ve insanlığı tehdit eden tüm
kötülüklerin kökünü kurutmak için…
Tüm
bunlar gösteriyor ki; Allah (c.c), melek, vicdan, elçi, müminler ve İslami
yönetimler hepsi bizi münkerden, şerden, kirden korumak istiyor…
Peki,
biz neyin peşindeyiz?