Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2961.52
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2015

Çok çirkinsiniz, çok!

Bu vatan, tarihinin hiçbir döneminde böyle ihanetle karşılaşmadı. Milletin evladı görünümlü tipler hiçbir zaman vatana böyle kesif hainlik etmemiştiu2026

Hükümet düşmanlıklarını devlet düşmanlığına dönüştürme maharetini gösteren, Erdoğan nefretiyle vatanın çökmesinden dahi gocunmayan hatta mutlu olanlardan bahsediyorum. Hangi siyasi görüşü hangi dünya görüşünü benimsemiş olurlarsa olsunlar Erdoğan/AK Parti düşmanlığı çevresinde toplanan, tüm enerjilerini buna harcayanlar kişiler bunlar.

Milli Mücadele dönemi işgalci güçlerin amaçlarına hizmet edenlerden hiç farkları yok aslında. Şehirleri istila için gelen düşman güçlerin mihmandarlık yaparak kellelerini kurtarma, ceplerini doldurma planları yapanlardan da hiç farklı değiller. Değişen tek şey zaman ve vatana ihanetin gösterdiği şekilu2026

Bu cepheyi düşmanlıkta birleştiren ismin Erdoğan olması bir tesadüf değil elbette. Yerli ve bağımsız dış politikanın mimarının hedefe alınması modern Haçlı dünyasının çıkarlarının gereği. Yeni dünya düzeninde yeniden harita çizmeye öykünenlerin istediği en son şey güçlü ve bağımsız bir Müslüman devlet.

Modern Haçlı dünyasının düşmanlığı anlaşılır bir durumken içimizdeki işbirlikçileri, gammazları, takiyye ayağına cem-i cümle bühtan çukuruna yatanları anlamak için insanın omurgadan yoksun olması lazım.

Siyasi başarısızlıklarını illegal yollarla, algı operasyonlarıyla bertaraf edip kazanmak için her yolu mübah gören anlayışta birleşen sağcı/solcu/faşist/ulusalcı/paralelci envai çeşit oluşumun müntesipleri bunun için medyayı kullanmayı tercih etmektedirler.

Sosyal medya ise kontrolsüzlüğü ve provokasyona açık yönüyle ön plana çıksa da görsel ve yazılı basın da toplumsal algının yönlendirilmesinde sıklıkla kullanılır. Hükümet/Erdoğan düşmanlığındaki son nokta Sümeyye Erdoğan ile ilgili çirkin iftiranın gerçek algısıyla yurtiçinde ve dışarıda kullanılmaya kalkışılması oldu.

İronik midir yoksa trajik mi bilemiyoruz, ama son dönemde yaşadıklarımız bırakınız İslami, insani yön, etik anlayışıyla bile bağdaşmaz! Genç bir kadın üzerinden sürdürülen asparagas haberin çirkinliği nedense tek bir feminist teşekkül tarafından kınanmadı.

Feminist derneklerden vazgeçtik, kadın hakları için çalışmalar sürdürdüklerini iddia eden yığınla kurum, olaya tepki göstermek yerine sessizliği tercih etti. Genç bir kadının kimliği üzerinde döndürülen bühtan, kadın örgütleri tarafından görmezden gelindi.

Bu olayla bir kez daha tecrübe ettik ki onların iyilik ve güzellik talepleri gibi hak ve özgürlük iddiaları da sadece kendileri gibi inanıp kendileri için yaşayanlar için geçerli. Feminizm dedikleri ise kendileri gibi düşünen kadınlar için eşitlik dillendirmesi yapmanın kavrama büründürülmüş hali.

Gerçi bu kadın derneklerinin çifte standardına daha önceleri tanık etmişliğimiz de bulunur ya, yine de her seferinde bir öncekinden çok olmamak kaydıyla bir sarsılış yaşamaktan kendimizi alıkoyamıyoruz.

Sözgelimi, 17 yaşındaki kızların evlenmesine çocuk gelin diye karşı çıkanlar 14 yaşındaki kız çocuklarının dağa kaçırılmasına da sessiz kalmışlardır. Ya da 12 yaşındaki kızların başını kapatmasını dayatma olarak yorumlarken mini etek giyinmesini kişisel tercih olarak yorumlamaktan imtina etmemişlerdir.

Bu konuda verilecek yığınla örnek, hatırlatılacak çok sayıda hadise var kuşkusuz. Evrensel insan haklarını dağıtma hakkına sahip olduklarını düşünen ve bunu sadece kendilerine has kazanımlar olarak gören anlayışın Erdoğan/AK Parti çerçevesinde sergilediği tutum, çarpık anlayışlarının bir yansıması.

Hükümet düşmanlıkları vatan hainliğine, ahlak ve değerlerin bitirilmesine yol açarken vicdanlarını nasıl susturuyorlar bilemiyoruz, ama Necip Fazıl'ın betimlemesinin güne ışık tuttuğundan şüphe duyuyor da değiliz: "Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır." Vesselamu2026

Twitter.com/sabihadogann