Çocuklarımızı küresel sapkınların elinden kurtarmalıyız
Yeryüzünde öylesine zalim bir sistem inşa edildi ki bundan
en çok zarar gören çocuklar oluyor. Çünkü bu acımasız sistemin hedefinde
çocuklar var.
Bugün Gazze'de
hayatını kaybedenlerin yüzde 40'ından fazlasını çocuklar oluşturuyor. Amerika,
Körfez savaşında Irak'ta 300 tondan fazla arındırılmış uranyum ve çeşitli kitle
imha silahları kullandı.
Yüzbinlerce çocuk öldü ve hala sakat doğumlar devam ediyor.
Cesedi kıyıya vuran Aylan bebek hala gözümüzün önünden gitmez.
Daha yakın bir zamanda bebekler üzerinde mRNA aşı deneyi
yapan doktorları bile gördük. Hangi birini anlatalım.
Bakın size PKK’nın Berxwedan adlı yayın organından bir
paragraf aktarayım.
“Henüz on ikisinde
bir general, içi içine sığmayan küçük bir savaşçı... Silahına sarılmış, ayakta.
Oyun çağında, okul çağında bir kavga adamı olmuş Reşo. Boynuna geçirdiği ince
kayıştan bir dürbün sarkıyor. Raxtını beline dolamış, belli, savaşı içselleştirmiş,
büyümeyi bekleyemez.”
Oyun çağındaki bir çocuğu dağa kaldıran, öldükten sonra da
ona general rütbesi veren, küçücük çocuktan bir savaşçı gibi bahseden zalim bir
zihniyet bu!
Epstein adasında
istismar edilen çocuklardan ne farkı var bunun.
Neticede dünya, çocuklar için kötü bir yer haline getirildi.
Onlar her türlü istismar ediliyor.
Henüz üç yaşındaki
çocukları, ailelerinden kopartarak, onları zorunlu eğitime tabi tutan düzeneği
de bu kapsamda değerlendiriyorum. Küçücük bir çocuğu tek bir anlayış ve
ideoloji ile yetiştirmeye kalkmak az bir işkence midir?
Dünyadaki tüm çocuklar aynı merkez tarafından aynı
politikalarla ve okullar aracı edilerek yeni dünya düzeni sistemine entegre
edilmek üzere eğitiliyor. Bu az bir şey midir?
İşte daha da kötüsü, Epstein sapkınlığı olarak karşımıza
çıktı. Birçok ülkeden kaçırılan çocukları bir adaya yerleştirerek onları şantaj
amaçlı seks kölesi olarak kullanmışlar.
İstatistiklere göre
senede 4 milyon kişi kaçırılıyor bu 4 milyon kişinin iki buçuk milyonunu
çocuklar oluşturuyor.
Kaçırılan çocukların yaklaşık 1 milyon 100 bin kadarı fuhuş mafyaları
tarafından kullanılıyor.
Türkiye İstatistik
Kurumu verilerine göre ülkemizde de 9 yılda kaybolan çocuk sayısı 104 bin 531
kişi. Buna göre yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kayboluyor.
Avrupa Birliği Polis Teşkilatı’na göre 63 bin mülteci çocuğun 10 bin kadarı kayıptı. Hala ses seda
yok!
Dünya genelinde her
yıl yaklaşık 1,2 milyon dolayında çocuk, kaçakçılar ve suç çetelerinin eline
düşüyor. Bu çocukların büyük bir kısmı İngiltere, ABD ve Almanya genelindeki
pedofililere 15 ila 150 bin dolar karşılığında satılıyor ve uzun yıllar seks
kölesi olarak kullanılıyor.
Örneğin İsveç’te çoğunluğu Suriyeli olan ve ortadan kaybolan
çocuk sayısı 2 bin civarında!
Almanya'da her gün yaklaşık 250 çocuk kayboluyor.
Türkiye’den de kaybolan çocuklar var. Peki, nereye gitti bu çocuklar?
Daha yakın bir
zamanda Hollanda'nın güneyindeki Masstricht kentinde depremzede olduğunu
söyleyen 5 yaşındaki bir çocuk yalnız halde bulunmuştu. Sonradan çocuğun Suriye
uyruklu olduğu söylendi.
Bu çocuk oraya kadar nasıl gitti? Akıbeti nedir? Bu tür
kayıplarda iz sürülmelidir.
Kısacası, küresel
elitler, çocuklarımızı öldürüyor, yetim bırakıyor, göçe zorluyor, zenginlerin
tecavüz etmesi için satıyor, sapkın ayinlerinde toplu tecavüzlere maruz
bırakıyor, ezoterik, mason örgütlerin ayinlerinde kurban ediyor.
Yetmedi laboratuvarlarda üzerlerinde deneyler yapıyor, ilaç
kobayı olarak kullanıyor, dilencilik yaptırıyor ve uyuşturucu kaçakçılığında
kullanıyor!
Çocuklarımızı bu
zalim düzenekten korumalıyız. Bakın son yıllarda çocuklarımızın fıtratını
bozmak için hemen her yolu deniyorlar. Dünyanın tüm vicdanlı insanları bir
araya gelip bu sapkınlarla mücadele etmelidir. Bunun başka yolu, yöntemi yok!