Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Eylül 2024

Çocuklarımız geleceğimizdir

Anadolu’nun etrafını saran ateş çemberi her gün biraz daha harlanırken gündemimiz yine içe döndü. İçerde odaklandığımız nokta ise, İnsanımızı canından bezdiren, hayat pahalılığı, enflasyon, ev kiralarının yüksekliği, altın, döviz, kur oyunlarıyla zenginin her gün daha da zengin olması sabit gelirlinin hızla sefalete sürüklenmesi değil, toplumsal çürümüşlüğün belirtisi olarak görülen çocuk cinayeti ve çocuk istismarı. Çocuklarımız üzerinden geleceğimizin karartılması.

Diyarbakır, Bağlar’da 21 Ağustos’ta kaybolduğu bildirilen Narin Güran (8) dosyası konuşuluyor 25 gündür. Narin hakkında durum netleşmeden üstüne üstlük bir de Tekirdağ Malkara’da Sıla bebeğe cinsel istismar haberiyle kanımız dondu. Ülkemizde, bugüne kadar çocuklara karşı hiç suç işlenmediği için mi bu konular gündemi yoğun biçimde işgal ediyor, yoksa çocuklara karşı işlenen suçların trajik şekilde artmasına mı dikkat çekiyor medyamız ve kamuoyu oluşturucularımız. Kötülük te iyilik te bulaşıcıdır. Hatta kötülük iyilikten beş kat daha hızlı yayılır. Milyonlarca iyi örnek varken kötü olayları ön plana çıkartarak ancak insanımız arasında güven duygusun sarsarız. Ananın babaya, çocuğun, amcaya, halaya, teyzeye, dayıya, kuzenlerin birbirlerine, kardeşin kardeşe güvenmediği bir sosyal yapıya evrilen bir toplum geleceğini inşa edemez. Geçtiğimiz yıl için en az 343 çocuk istismarı raporlanmış, yani her gün bir çocuk istismara uğruyor. Adliyelerde geçen yıl 66 bin çocuk istismarı dosyasına bakılmış. Dosyaları tek tek ele alırsanız her biri ötekinden daha da rezalet.

Narin’in kaybolmasından, cesedinin bulunmasına kadar olan süreçte, hükümetin kayıp çocuğu bulamayarak görevini yapmadığı, kurumların işlemediği, zengin çocuğu olsa idi anında bulunurdu fakir çocuğu olduğu için veya batılının değil de doğulunun çocuğu olduğu için devletin ilgilenmediği propagandalarıyla yattık kalktık. Özellikle terör yapılanması PKK’nın siyasi uzantılarının hesaplarından Güranları Mola Gürani’ye bağlayıp dine diyanete küfürler. 1915’te Ermenilerin yaptıkları zulümlere karşı koyan ailelerden Gevranizadelerden olduklarını belirten aile kendilerine kökü dışarda linç kampanyası yürütüldüğünü ima etmiş, hatta hatta kötülüğün kaynağını din ve islam ahlakı olarak göstermek isteyen ahlaksızların ellerinde hiçbir somut delil olmadığı halde kayıp olayını istismara çevirerek cami ve kuran kursu üzerinden poh pohlamalarını seyrettik. Çocuğun cesedine ulaşıldıktan sonra ise, propaganda tersine dönmüş, kimin öldürdüğü, olay yeri ve zamanı ve nasıl olduğunun aydınlatılamadığı için cılız da olsa hükümet suçlanmaya devam edilmiştir. Terör örgütünün kendi öldürdüğü kişiler üzerinden devleti sorumlu tutan propagandası ile oradaki toplumla devlet ve millet arasını açma gayretleri her zaman oldu. Narin üzerinden yapılmak istenen istismar politikası her ne kadar bertaraf edilse de, kamuoyunun asıl meşgul olması gereken konulardan uzak kaldığı bir hakikat.

Geçtiğimiz hafta, İsrail tarafından katledilen Ayşenur Ezgi Eygi’yi ve İsrail’in savaş suçlarını yeterince konuşamadık. İsrail’in batı Şeria’da sözüm ona kurduğu ileri karakollarla yerleşimciler eliyle estirdiği terör olayları, savaşın Gazze’den Lübnan ve Suriye’ye sıçrama ihtimali gölgede kaldı. Türkiye’nin Altay tankı hamlesini engellemek isteyen Almanya’nın Şili’ye yaptığı baskılar hiç gündeme gelmedi. Ha keza Almanya’nın Akkuyu nükleer enerji santralinde gecikmeye sebep olacak ticari teahhütlerini yerine getirmemesi kimsenin umurunda olmadı.

ABD ile Güney Kıbrıs Rumları arasında savunma işbirliğinin yol haritası basit bir kınamanın dışında kamuoyuna yansımadı. ABD’nin terör örgütlerine ve Kafkasya’da müttefik olarak görmek istediği Ermenistan’a yaptığı hibe yardımlar hiç konuşulmadı. Türkiye’nin Somali ve Etiyopya’yı barıştırarak çatışmalar üzerine kurulu bölgenin sömürülmesine dur deme çabaları gözden kaçırıldı. Ukrayna’nın Kursk’a saldırılarının püskürtülerek Rusya’nın Donetsk’e ilerleyişini hızlandırmasının sonuçları karşısında herkes sus pus oldu.

Yemen’den Husilerin attıkları füze İsrail’in meşhur demir kubbesini delerek Tel Aviv’de bir tren istasyonunu vurması gözardı edildi. İsrail, terör gruplarını sahte vaatlerle Gazze gibi katliam bölgelerinde savaştırıyor. Kalıcı yasal statü vadiyle ellerine silah tutuşturduğu Afrikalıları Gazze’de savaştırmaya başladı. Bu PKK’lı ve terörist gruplara para vererek savaştırdığından da ileri bir adım. Eğer geleceğimiz aydınlık olacaksa, çocuklarımızın bu çocuklarımızın iyi yetişmesiyle mümkün. Kötü örnekleri aylarca gündemde tutmak yerine, erdemi, ahlakı, yardımlaşmayı, güveni, adabı muaşereti konuşabilirsek kendi gündemimizi kendimiz oluşturur, kötülerle değil, kötülüklerle savaşabilir, kötüleri ıslah edebiliriz. Ceza hukukumuza hürriyetten yoksun bırakmanın yanı sıra diyet, tazminat ve her şeyden önemlisi kısas (idam) girmediği sürece biz daha çok çocuk istismarı ile kadın ve çocuğa karşı işlenen suçları konuşuruz. Vesselam. Biz birbirimizin düşmanı değiliz, Bize düşmanlık yapan Tankı vermeyen Alman, Akdeniz’de haklarımızı gaspetmek isteyen İngiliz, Fransız, Yunan, Etrafımızı ateş çemberine çeviren ABD ve taşeronu PKK gibi terör örgütleri ile uzantıları, Filistinlilere soykırım uygulayan İsrail, Müslüman’a ve İslama saldıran beyinlerini batıya kiralamış veya satmış içimizdeki mankurtlardır. Vesselam.