Çocuk ve spor
Herkes spordan özellikle futboldan söz eder ama erişkinlerin yaptıkları akla gelir. Halbuki bu ülkede kadınlar ve çocuklar da var. Bir de bunlara engellileri eklemek gerekir. Spordan söz ederken daha geniş kitlelerden uzak durmamak lazımdır. Yöneticiler ve ilgililer geniş yığınların isteklerini de dikkate almalıdırlar. Özellikle çocuk ve engelliler için spor tesisleri, programları ve dersleri göz ardı edilmemelidir. Bunu yapmak geleceğe yapılan bir yatırımdır ve borcumuzdur.
Bu bağlamda sözü özellikle çocuk ve spor konusuna getirmek istiyoruz. Memleketimizin nüfusunun çoğunluğu çocuklardan ve gençlerden meydana geliyor. Göç olgusunu da dikkate alırsak gençlerin ve çocukların geleceği daha da önem kazanmaktadır. Üzülerek belirtelim ki, çocuklarımızın risk altında olduğu kesindir.
Risk altındaki çocuklarımıza yönelik resmi ve özel kuruluşlar planlar ve programlar yapmaktadır. Ancak kişilere ve sivil toplum kuruluşlarına da görev düşmektedir. Programlara katkı vermek de düşünen ve eli kalem tutanların görevleri arasındadır.
Gelişen çocuk organizmasının harekete ihtiyacı vardır. Bunun amacı, organizmanın hareket ederek verimli çalışmasını sağlamak ve onlar arasındaki uyumu temin etmektir. Küçük çocuk, bu yüzden devamlı hareket halindedir. Çocuğun sürekli okulda bulunması, okul sıralarına mahkum olması, hareket alanını sınırlamaktadır. Bu, aynı zamanda fiziksel ve psikolojik bir yüktür. Beden eğitimi dersleri bu yükü azaltma gayesini güder. Bu derslerin yettiğini söylemek zordur. Kentlerde hareket alanı kısıtlıdır, her taraf apartmanla, beton yığınları ile doludur. Spor için alanlar mevcut değildir.
Çaresizlik içinde kılınan ve kıvranan ebeveynler başka çözüm aramak zorundadırlar. Bunun en mükemmel ve uygun yolu da spordur. Çünkü spor ve idman, çocuğu hem fiziksel ve ruhsal yönden, hem de yaratıcılık açısından geliştirir. Böylece çocuk hem meşgul olur hem de çalışkanlığı ve çaba göstermeyi öğrenir.
Günümüzde gençler önceki zamanlara oranla daha iyi beslenmektedirler. Önceden sadece karbonhidrat ile beslenen gençler, şimdi proteinle beslenip gelişmektedirler. Bu gelişme, çevresel etkenlerle çok hızlı gelişmektedirler. Bu gelişme, olgunlaşma problemsiz giderken psikolojik gelişme aynı oranda olmuyor. Bunun için, iyi organize edilmiş, zemin ve zamanı düzenlenmiş idmana, beden eğitimine gerek vardır.
Spor etkinlikleri uyaran etkisi yapar. Bu etkilerle omuz kavsi, göğüs kafesi, kol ve bacaklar emine büyür. Verem tedavisi açısından bunun önemi büyüktür. Spor yapmakla boy uzaması olmaz. Spor fiziksel olgunlaşmayı daha küçük yaşlarda iken temin eder ve bunun hiçbir zararı yoktur. Çocuk ve gençte, hareket uyaranlarının kendisi kadar dozu da yararlı olması açısından önemlidir. Çünkü yaşlandıkça vücutta su, mineral gibi, oranlarda azalma ortaya çıkar. Bu ise dokuların esnekliğinde azalma demektir.
Psikolojik ve toplumsal açıdan spor fiziksel kapasitenin gelişimine katkıda bulunur. Kendine güvenini sağlar, kurallara uymayı ve başkalarının haklarına saygı göstermeyi öğretir. Sportif etkinlikler kazanmak ve kaybetmek üzerine kurulmamalıdır. Tersine, başarmaya, problem çözmeye, çocuğun grubun bir parçası olduğunu hissetmesine imkan verecek şekilde belirlenmelidir. Spor yapma ile akademik başarı arasında olumlu bir ilişki vardır.
Sonuç: "Çocuğun gelişimine ve risk altından kurtulmasına gidecek yol spor yapmaktan geçer."