Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Aralık 2021

Çocuğumda özgüven eksik ise ne yapmalıyım?

Çocuklara kazandırılan özgüven duygusunun temeli ailede atılır, okulda geliştirilir. Aile ortamında özgüven duygusu zedelenmiş ve kendini güvensiz hisseden bir öğrenci ne kadar çabalarsa çabalasın, ne kadar desteklenirse desteklensin, tam anlamda istenilen seviyede bir özgüven sahibi olamıyor.

Tam tersi de söz konusu... Aile ortamında özgüvenli büyütülen bir çocuk, okul ortamında dış çevreden gelen zedeleyici tavır ve davranışlara maruz kaldığında da istenilen düzeyde özgüven sahibi olamıyor. Önemli olan, aile ortamında kazandırılan duygunun okul ortamında da, yani okuldaki sosyal çevrede desteklenmesi, geliştirilmesidir.

Bir bireyde özgüven eksikliği var ise, yapılacak olan şey işi akışına bırakmak değildir. Ne yazık ki bunu yapan anne babalar var. Çocuğuna karşı ilgisiz, sorumluluklarını yerine getirmeyen anne babalar… Sonrasında da dönüp “çocuğum topluma kazandırılamıyor, çocuğum kötü alışkanlıklar edinmiş, çocuğumu kaybetmek üzereyim” diyerek çırpınmaya başlıyorlar. Vaktiyle yapılmayan çırpınışların gerek toplum nezdinde gerek ise mağdur edilen, mahrum ve eksik büyüyen çocuklar nezdinde hiçbir karşılığı olmuyor.

Bu nedenle çocuklarında özgüven eksikliğini fark eden anne babalar, bunu fark ettikleri gibi, yapmaları gereken ilk iş bu eksikliğin arka perdesini araştırıp ona göre yapıcı tedbirler almaları gerekiyor. Bir çocuktaki özgüven eksikliğinin nedeni aile içindeki iletişim dili, anne babanın tutumu, çocuğun bulunduğu aile içindeki fiziki koşulları ise bu yönde iyileştirmeler yapılmalı ve bu eksiklik giderilmelidir. Ya da çocuk okul ortamında oturduğu sıra arkadaşından veya öğretmeninden korkması, kantinden alışveriş yapamaması, akran zorbalığı vb. nedenler ise, aile burada da devreye girmeli ve gerekirse çocuğunun öğretmenleriyle, okul idaresiyle, rehberlik servisiyle görüşmeler yapmalıdır. Sorun devam etmesi halinde gerekirse çocuğunun okulunu değiştirmelidir.

Nedense çocuğuna değişimi dayatmaya çalışan, çocuğun davranışlarında değişiklik oluşması yönünde çocuğunu zorlamaya çalışan ebeveynler, kendini değiştirmeyi veya çocuğunun okulunu değiştirmeyi ve çocuklarına yeni özgürlük alanları açmayı akıl edemiyorlar. Çocuğunun okulunu değiştirmekle çocuğunda çok daha başka olumsuz davranışlar meydana gelebilecek korkusuyla yaşamaları, bir ütopyadan ileri gitmiyor aslında. Bazen tabularını yıkan ve çocuğun okulunu, sınıfını, sosyal çevresini değiştiren aileler çocuklarında çok büyük olumlu değişimlerin meydana geldiklerini fark edebiliyorlar.

Ebeveynlerde gördüğüm en büyük eksiklik, çocuklarındaki özgüven eksikliğinin nedenini yine çocuklarında aramaları. Çocuğunun neden pısırık olduğunu, girişken olmadığını, agresif tavırlar sergilediğini ve biran evvel bunlardan vazgeçmesi gerektiğini düşünen ebeveynler dönüp bu davranışların nedenini yine çocuklarında arıyorlar. Oysaki yapmaları gereken ilk iş, çocuklarını değil, önce kendilerini sonra çocuklarının sosyal çevre ile sosyal yaşam alanlarını sorgulamaları. Acaba ben ne yaptım da çocuğum bundan etkilendi veya neyi eksik bıraktım da çocuğumda bu olumsuz davranış oluştu diye kendilerini sorgulamaları ve nerede eksiklik fark ederlerse, anne baba olarak üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirerek o eksikliği bir an evvel giderme yoluna gitmelidirler. Kendilerine yapacakları değişim, çocuklarında değişim meydana getirir. Sosyal çevrelerinde, sosyal yaşam alanlarında yapacakları değişimler sonucu çocuklarında davranış ve tutum değişiklikleri meydana gelir. Tabii ki bunlar sonucu olumsuz gelişmeler de meydana gelebilir, özgüven eksikliği başta olmak üzere diğer olumsuzluklar artabilir; öyleyse yapılan değişimler yani tercihler isabetli olmadığını gösterir. Yeni değişimler veya tercihlerde bulunmaları gerekiyor.

Tek başına çocuğun yaşam tarzı ve çevresi hakkında karar veren ve değişim oluşturan ebeveynlerin başarılı olma olasılığını oldukça düşüktür. Bunun yerine, çocuklarını karşılarına alıp onunla konuşarak, birlikte kararlar alan ve uygulana ebeveynlerin başarılı olma olasılığı çok daha yüksektir.

Toplum olarak, birey olarak hepimiz özgüvensiz büyüdük. Bu eksikliği her zaman hissettik… Ama bundan ders çıkarmalı ve bunu çocuklarımıza yaşatmamalıyız.