Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Çocuğu Anlamak

Bir toplumun insani gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden birisi, çocuklarına verdiği değer ile ölçülmektedir. Çocukların eğitimine, sağlığına, sanatına, oyununa, kültürüne ve düşüncesine yapılan yatırım, o toplumun geleceğine yapılan en değerli yatırımdır. Bir toplum, bütün faaliyetlerinde çocuk merkezli davranmak zorundadır. Çocuğu merkeze almayarak, sadece yetişkinlerin günlük ihtiyaçlarını dikkate alarak yaşayan bir toplumun sağlıklı ve dinamik bir şekilde gelişen ve olgunlaşan bir toplum olması mümkün değildir.

Çocuklar için yapılacak en büyük yatırım, onların nitelikli, derinlikli ve kapsamlı bir şekilde eğitim almaları için yapılacak yatırımdır. Bütün çocuklar, kaliteli bir eğitim alma hakkına sahiptirler. Ancak bütün çocukların, eğitim alanında aynı fırsatlara ve imkanlara sahip olduğu söylenemez. Ülkemizde ve dünyada çocukların büyük bölümü, eğitimden mahrum kalmakta veya büyük yokluklar içinde eğitim almaya çalışmaktadırlar. Çocukların yeterli eğitim imkanlarına ve altyapısına kavuşturulması, bütün toplumun önünde duran çetin bir sorundur.

Toplum olarak çocuklarımızın iyi eğitim almasına önem veriyoruz. Ancak ülkemizdeki okul ve eğitim sistemi, çocuklarımızın çocuk olarak büyümelerine imkan vermemektedir. Çoğumuz, çocuğumuza iyi eğitim vermeyi, onu sınav atı olarak yetiştirmek olarak anlıyoruz. Yavrularımız, çocukluk yıllarını bir sınavdan diğer sınava koşarak harcamaktadırlar. Çocuğun, çocuk olarak değil, yarış atı olarak büyümesi büyük bir insani ve sosyal sorundur. Çocukları, acil bir şekilde yarış atı olmaktan çıkaracak reformlar yapılmalıdır. Çocuklarımızı yarış atı olarak yetiştirdiğimiz sürece, toplum olarak rahatlamamız, gerilimlerden ve çatışmalardan kurtulmamız zor gözükmektedir.

Siyasetin çocuk konusunda çok özel bir farkındalık kazanması gerekmektedir. Siyasetçiler, en yakın seçimi kazanmak yerine, toplumun geleceğini oluşturan çocukları kazanacak projeler ve politikalar geliştirmelidirler. Çocuk merkezli ve çocuk dostu bir siyaset anlayışının ülkemizde geliştirilmesine ve kurumsallaştırılması gerekmektedir. Çocuklar, sadece 23 Nisan törenlerinde hatırlanan küçük tatlı varlıklar değildirler. Çocuklar, her an hatırlanması gereken en değerli varlıklarımızdır.

Çocukların zihinsel ve sosyal gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamaları için nitelikli bir eğitim olmazsa olmaz bir ihtiyaç olduğu gibi, çocukların fiziksel ve cinsel bütünlüklerinin korunması çok önemlidir. Göreceli olarak çocukların korunmasız varlıklar olarak görülmesi, onları cinsel istismar ve fiziksel şiddete maruz bırakmaktadır. Her gün çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerini okuyoruz. Çocukların cinsel olarak istismar edilmesi ve uluslararası seks ticaretinin önemli bölümünün çocuklar üzerinden gerçekleşmesi, büyük bir insanlık sorunudur. Çocukların cinsel istismarı, insanlığın moral ve manevi açılardan dibe vurduğunu göstermektedir. Çocuklara yönelik her türlü cinsel istismarla mücadele etmek için bütün toplum olarak bir insani seferberlik başlatmalıyız.

Çocuklara cinsel istismarda bulunan ve onlara değişik fiziksel işkencelerde bulunanlar, yetişkinlerden başkaları değildir. Bütün yetişkinlerin, geçmişte çocuk olduklarını bilmemiz gerekmektedir. Dünün çocukları olan bugünün yetişkinlerinin, çocuklara yönelik işkence ve istismarda bulunmaları, büyük bir insani çürüme durumu oluşturmaktadır.

Manevi ve ahlaki varlıklar olan çocuklara yönelik her türlü istismar, vahşetten başka bir şey değildir. Hepimizin çocukluğumuzu hatırlamaya ihtiyacımız vardır. Çocukluğumuzu hatırlamadan, çocuğu yeni bir bakış açısıyla anlamadan, insanlığımızı gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Çocukluğunu unutan kişiler, kolaylıkla insanlıklarını unutan canavarlara dönüşmektedirler. İnsanlığını yitiren canavarlara dönüşmemek için Peygamber Efendimizin (SAV) çocuğun olduğu yerde çocuklaşmayı öneren olgunlaşma dersini hatırlamamız lazımdır.

Çocuklarımıza sahip çıkmadığımız zaman, terörist gruplar, FETÖ gibi karanlık yapılar, ve suç örgütleri çocuklarımızı bizden alıp götürmektedir. Bugün terörizm ve şiddet kurbanı olan çocuklar olgusuyla karşı karşıyayız. Çocukları suça itmek suretiyle karanlık karlar elde eden mafyatik yapılar her yerde türemektedir. Nitelikli eğitim verme ve maneviyatı güçlü kişiler yetiştirme gibi vaatlerle çocuklarımızı bizden alan FETÖ çetesinin, yavrularımızı kendi kirli amaçlarına hizmet eden makinalara dönüştürdüğünü gördük. Çocuklarımızın şiddetin, terörizmin, dogmatizmin ve suçun tuzağına düşmemesi için çocuklarımızı bilgiyle, kitapla, fikirle, Kur'an'la, İslam Peygamberi örnekliğiyle, akıl ve vicdan değerleriyle donatmamız gerekmektedir.

Çocuk, bugün hiç anılmaması gereken sorunlar batağının içinde boğulmaktadır. Çocuk işçiler, çocuk istismarı, suçlu çocuklar, çocuk yoksulluğu, erken çocuk ölümleri, iş kazalarında ölen çocuklar gibi tabirler, çocuklarımızın içinde olduğu büyük sorunlar dünyasını ifade etmektedir. Çocukların karşılaştığı büyük sorunlar, boş sözlerle, sembolik hareketlerle veya şovlarla çözülmemektedir.

Çocuk eğitimi konusunda Abdullah Bin Abbas için "Allah'ım! Ona hikmeti öğret!" diye dua eden Peygamber modelini sahici anlamda takip etmeliyiz. Peygamber terbiyesinden geçen Abdullah Bin Abbas'ın medeniyetimizin Kur'an Tercümanı olduğunu hatırlamamız lazımdır. Hikmetle, bilgiyle, akılla ve Kur'an'la çocuklarımızın donanması için çaba sarf etmeli, çocuklarımıza saygı ve merhametle davranmalı, onları hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak görmeliyiz. Çocuğu hak, özgürlük ve onur sahibi bireyler olarak görüp onlara merhamet ve şefkatle yaklaşmak ahlaki ve insani sorumluluğumuzdur. İnsanlığımızın tamamlanması için, çocukların yaşadığı sorunların çözülmesi gerekmektedir.