Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Temmuz 2016

Çizgiyle hayatı anlatmak

Bir mağara gezisinde taş devrinden kalma çizgileri, resimleri inceliyorduk. Bu işaretler günümüzdeki karikatür sanatçılarının da çizgilerine bir nevi benzediğinden bu isimle adlandırıyorum. Zaten benimle birlikte burayı ziyarete gelen arkadaşım, biraz da muzip bir edayla "Galiba bu resimleri yapanlar da bir dönemin usta çizerleriydi." demişti. Gerçi o çizer değil karikatür demişti de ona bir vesileyle Hasan Aycın üstadımızın bir hatırasını anlattığımda "Ha! Tamam o zaman!" demişti.

Arkadaşımla beraber gezerek notlar tuttuğumuz bu mağaradaki resimler, işaretler ve daha doğrusu çizgiler, beni ister istemez günümüzde yapılan çizgi sanatçılarının uğraşlarına götürmüştü. O dönemde insanoğlu, gelecek kuşaklara kendi dönemini anlatmak üzere bir çaba göstermiş, ancak bu kadarıyla bize bir mesaj iletebilmişti. Günümüzde ise modern çağ olmasına rağmen, kitle iletişim araçları o kadar gelişmesine rağmen insanların birbiriyle iletişim kurmaları, birbirlerine iletimi güçleşiyor.

Görsel olarak vaazlar ne kadar uzun sürse de, yazılar ne kadar uzun olsa da iletim mesajları o kadar da tutunamıyor insanoğlu kafasında. Şöyle izah edelim. Bir dönem Kuran-ı Kerim tefsiri üzerinde çalışmaları olan bir hocamızın konferansını dinlemiştim. Kendisi demişti ki "Bir ayeti müfessir ne kadar çok açıklamaya çalıştıysa biliniz ki müfessirin o ayeti anlaması ve anlatması da zorlaşmıştır."

Bu nedenle günümüzde manayı ve mesajı karşımızdaki kişiye ya da gruba iletmek için eskiye has bir tutum ya da eskiye bir özlem içerisinde diyebileceğimiz faaliyetler de olmuyor değil. Bunu sanat camiasında özellikle konumuz dahilinde "çizgi" meselesi üzerinde biraz düşünüyorum. Bu alanda yarınlara saf ve katışıksız duygu ve düşüncelerle mesaj ya da mesajlar bırakan insanlarımız var. Biraz daha özele indiğimizde ressam ile yazar arasında kalan bir çizerimiz var. Kimilerinin dediği gibi karikatür sanatçısı Hasan Aycın üstadımızdan bahsediyoruz.

Yazınca yazar çizince çizer bilinen Hasan Aycın, sanırım çiziktirdikleriyle yarınlara kalacak. Çünkü ona göre macerası cennette başlayan insan, cennetten dünyaya geldikten sonra tekrar cennete gitme çabası olarak çizme işiyle uğraşıyor. İşinde usta bir çizer Hasan Aycın. Ustam yok diyor. Ama bana göre var. Bütün bu sanatı bize öğreten bir ustamız var ya. Allah vergisini unutmayacağız. Bu yüzden Hasan Aycın'ın zahiren üstadını arayanlar bulamıyor. Onu mizah çizerlerinden ayıran şey şudur. O edebiyat dergilerinde tefekkür çizeri. Bir misyon ve ideayı üstlenerek çiziyor.

Bu nedenle bu dünyadan öteki dünyayla hep aramızda bir bağ olduğunu mesaj vermek istiyor. Bu yüzden gözden ırak diyarları seçiyor. Mesajları, karikatür daha doğrusu kendi deyimiyle çizgi ile aramızda dolaşıyor. Ama köye kaçıyor, tabiata kaçıyor. İlk çağ çizerleri de böyle değil miydiu061f Onlar da mağarada çizgilerini galeri gibi ortamlarda değil herkesin ulaşması zor yerlere eserlerini nakşetmişler. Sebebi de günümüz insanına bu çizgiler ulaşabilsin diye. Bu, daha sonraki çağlarda sanatı ve gerçek mesajı merak edenlerin görebileceği bir yere yapılmıştır.