Cinsiyetsiz topluma doğru
Dünyayı yöneten güç uzun zamandır cinsiyetsiz bir toplum inşaası için yaygın ve etkili bir propaganda kullanıyor.
Hepimiz bazen farkında
olarak bazen olmayarak bu sistematik çalışmanın etkisinde kalarak zihinsel kodlarımızda
değişiklikler yaşıyoruz.
Bu bazen bir fikri,
iddiayı tamamen içselleştirmek şeklinde olurken bazen de ilk başta radikal
bulduğumuz bir durumu, öneriyi, teoriyi zamanla normal ve olağan görme şeklinde
gerçekleşiyor.
Dünyanın başkanları bunu
yaparken insan psikoloji ve sosyolojisini o kadar ustalıkla ve bilimsel bir
metotla kullanıyor ki en başta az biraz mürekkep yalamışlar, entelektüel olma
çabası içindekiler bunun etkisinde kalıyor.
Zihinsel kodların
değiştirilme süreci derinden yürütülürken aynı zamanda bilimsel paradigmalar
bütünü üzerinden kodlanarak sistematize ediliyor.
Kullanılan anahtar
kelimeler ya da kuramın dayandırıldığı teoriler “insan hakları” koruyucu
şemsiyesi altında tartışmaya kapalı hale getiriliyor.
Hiç kimse insan hakları,
bireysel tercih, kişisel özgürlük gibi kavramlara karşı cephe açamadığı gibi
karşısında da duramıyor.
Bu tutum, insana dair iyi
bir psikososyal çıktı olsa da toplum mühendisleri bunun üzerinden her türlü
propagandayı rahatlıkla yapabiliyor.
Hâl böyle olunca da eli
kalem tutan, akıllı telefonu üzerinden kanaat önderi, atanamamış
sosyolog/psikolog modundaki zevat, bu kavramları karşısına almaya yeltenmiyor.
Tabi bir de toplumsal
linç kavramı var ki insanlar bazen de bundan korunmak için sessizliği seçiyor,
zamanla da dayatmaları kanıksamaya başlıyor…
Normal bir insanın
düşünce kalıplarını değiştirmesi için önce aklileştirmesi sonra içselleştirmesi
gerekir.
Egemen güç, toplumsal
zihniyet dönüşümü için uzun zamandır sürdürdüğü politikayı sosyal bilimlerin
tüm etki alanlarına uygun yapıyor. Toplumun cinsiyet algısını önce sarsan,
sorgulayan sonra da normalleştiren bir tutum izliyor.
Dünyanın cinsiyet
algısını değiştirmek için öncelikle dizi ve filmleri kullandı. Her yapımın
içerisine eklenen sevimli, eğlenceli gay karakterler beynin analitik yapısını
rahatlıkla aştı.
İzleyici, cinsiyet
kalıplarının değiştiğini bile anlayamadı. Anlayışlı, nazik, sevecen, hoşgörülü
gay tiplemeler, izleyicinin düşünme bariyerlerini aşarak yeniden formatladı.
Eleştiri, yerini kendiliğinden sempatiye bıraktı. Bu teknik, düşünsel dönüşümün
en kolay, risksiz ve tercih edilen yolu oldu.
Eşzamanlı olarak da
sosyal bilimlerin esnekliği, çoğu zaman ispatlanmaz teori ve kuramları
üzerinden oluşturulan akademik, hümanistik metodu kullandı.
Az biraz okuyanlar,
akademik çalışma yapanlar için bilim/ilim en doğruyu söyleyendir. Teorilerden
gelen her iddia doğruluğu içinde taşır.
Bilimci kuramlardan,
vatandaş başta sinema olmak üzere medyanın her alanının başarıyla
kullanılmasından geleneksel cinsiyet kalıplarını sorgular hale getirilmeye
çalışıldı.
Hiç kimse insan hakkı,
yaşam tarzı özgürlüğü, cinsel tercih gibi doğru gelen kavramlar üzerinden yapılan
propagandaya itiraz etmez. Ancak cinsiyetsiz toplum havarileri için toplumun
bunu normalleştirmesi yetmez.
Her kabulleniş sonrası
bir adım yukarı çıkılır. Bunu yaparken geldiği nokta artık heterodoks
insanların ötekileştirilmesi ve yargılanmasına kadar varacaktır. Küresel
efendilerin icraatları toplumu adım adım buraya taşımaktadır. Sürecin son
örneği olarak bu hafta medyaya düşen bir haberini gösterebiliriz.
ABD Dışişleri Bakanı
Antony Blinken personele gönderdiği bir notta cinsiyetçi bir dil
kullanılmamasına karşı uyarıda bulundu.
Kullanılmaması istenen
kelimeler listesi ise oldukça ilginç!
“İnsan gücü, siz beyler,
bayanlar ve baylar, anne, baba, oğul, üvey kız, karı koca” gibi kelimeler,
cinsiyetçi olduğu iddiasıyla kullanılmaması istenmiş.
Bu talep şimdi bizler
için biraz absürt gelse de biliyorum ki kısa biz zaman sonra tüm dünyaya
yayılacak ve kabul görecek. Bir süre sonra başta hümanistler, hak savunucuları,
akademisyenler kendilerine sunulan paradigmalar çerçevesinde bu taleplerin ne
kadar doğal ve insani olduğunu anlatmaya başlayacak.
Kadın ve erkeği ret eden,
kadın ve erkeğin evlenmesini, aile kurmasını, normal yollarla çocuk sahibi
olmasını olumsuzlayan hatta bir yerden sonra da bunu yapan insanları
yargılayacak olan sistem hızlı ve sağlam adımlarla hedefine doğru ilerliyor.
İronik olan evliliğe ve
cinsel kimliğe reddiye sunan bu tiplerin kendi içlerinde yine bir kadın ve
erkek rolünü paylaşmaları, aile olmak istemeleri, evlatlık almaları olmaktadır.
Madem cinsiyet rolü saçma
ve kötü sizler neden gay olarak kadın cinsiyetinden rol çalıp klasik aile
modelini kopyalamaya çalışıyorsunuz? Hatta düğün töreni yapıp gelinlik giyiyor,
bir kadın gibi makyaj yapıyorsunuz?
Neresinden bakılsa saçma
ve insan doğasına aykırı bu propaganda küresel bir tehdit olarak her geçen gün
palazlanıp yaygınlaşıyor. Erkek oranı işte tam da bu sebeple azalırken piyasa
kadınları taklit eden hilkat garibesi erkeğimsi varlıklarla dolmaya devam
ediyor vesselam…
Twitter.com/sabihadogann