Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Şubat 2024

​Cinsiyetsiz topluma doğru

Dünyayı yöneten güç uzun zamandır cinsiyetsiz bir toplum inşaası için yaygın ve etkili bir propaganda kullanıyor.

Hepimiz bazen farkında olarak bazen olmayarak bu sistematik çalışmanın etkisinde kalarak zihinsel kodlarımızda değişiklikler yaşıyoruz.

Bu bazen bir fikri, iddiayı tamamen içselleştirmek şeklinde olurken bazen de ilk başta radikal bulduğumuz bir durumu, öneriyi, teoriyi zamanla normal ve olağan görme şeklinde gerçekleşiyor.

Dünyanın başkanları bunu yaparken insan psikoloji ve sosyolojisini o kadar ustalıkla ve bilimsel bir metotla kullanıyor ki en başta az biraz mürekkep yalamışlar, entelektüel olma çabası içindekiler bunun etkisinde kalıyor.

Zihinsel kodların değiştirilme süreci derinden yürütülürken aynı zamanda bilimsel paradigmalar bütünü üzerinden kodlanarak sistematize ediliyor.

Kullanılan anahtar kelimeler ya da kuramın dayandırıldığı teoriler “insan hakları” koruyucu şemsiyesi altında tartışmaya kapalı hale getiriliyor.

Hiç kimse insan hakları, bireysel tercih, kişisel özgürlük gibi kavramlara karşı cephe açamadığı gibi karşısında da duramıyor.

Bu tutum, insana dair iyi bir psikososyal çıktı olsa da toplum mühendisleri bunun üzerinden her türlü propagandayı rahatlıkla yapabiliyor.

Hâl böyle olunca da eli kalem tutan, akıllı telefonu üzerinden kanaat önderi, atanamamış sosyolog/psikolog modundaki zevat, bu kavramları karşısına almaya yeltenmiyor.

Tabi bir de toplumsal linç kavramı var ki insanlar bazen de bundan korunmak için sessizliği seçiyor, zamanla da dayatmaları kanıksamaya başlıyor…

Normal bir insanın düşünce kalıplarını değiştirmesi için önce aklileştirmesi sonra içselleştirmesi gerekir.

Egemen güç, toplumsal zihniyet dönüşümü için uzun zamandır sürdürdüğü politikayı sosyal bilimlerin tüm etki alanlarına uygun yapıyor. Toplumun cinsiyet algısını önce sarsan, sorgulayan sonra da normalleştiren bir tutum izliyor.

Dünyanın cinsiyet algısını değiştirmek için öncelikle dizi ve filmleri kullandı. Her yapımın içerisine eklenen sevimli, eğlenceli gay karakterler beynin analitik yapısını rahatlıkla aştı.

İzleyici, cinsiyet kalıplarının değiştiğini bile anlayamadı. Anlayışlı, nazik, sevecen, hoşgörülü gay tiplemeler, izleyicinin düşünme bariyerlerini aşarak yeniden formatladı. Eleştiri, yerini kendiliğinden sempatiye bıraktı. Bu teknik, düşünsel dönüşümün en kolay, risksiz ve tercih edilen yolu oldu.

Eşzamanlı olarak da sosyal bilimlerin esnekliği, çoğu zaman ispatlanmaz teori ve kuramları üzerinden oluşturulan akademik, hümanistik metodu kullandı.

Az biraz okuyanlar, akademik çalışma yapanlar için bilim/ilim en doğruyu söyleyendir. Teorilerden gelen her iddia doğruluğu içinde taşır.

Bilimci kuramlardan, vatandaş başta sinema olmak üzere medyanın her alanının başarıyla kullanılmasından geleneksel cinsiyet kalıplarını sorgular hale getirilmeye çalışıldı.

Hiç kimse insan hakkı, yaşam tarzı özgürlüğü, cinsel tercih gibi doğru gelen kavramlar üzerinden yapılan propagandaya itiraz etmez. Ancak cinsiyetsiz toplum havarileri için toplumun bunu normalleştirmesi yetmez.

Her kabulleniş sonrası bir adım yukarı çıkılır. Bunu yaparken geldiği nokta artık heterodoks insanların ötekileştirilmesi ve yargılanmasına kadar varacaktır. Küresel efendilerin icraatları toplumu adım adım buraya taşımaktadır. Sürecin son örneği olarak bu hafta medyaya düşen bir haberini gösterebiliriz.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken personele gönderdiği bir notta cinsiyetçi bir dil kullanılmamasına karşı uyarıda bulundu.

Kullanılmaması istenen kelimeler listesi ise oldukça ilginç!

“İnsan gücü, siz beyler, bayanlar ve baylar, anne, baba, oğul, üvey kız, karı koca” gibi kelimeler, cinsiyetçi olduğu iddiasıyla kullanılmaması istenmiş.

Bu talep şimdi bizler için biraz absürt gelse de biliyorum ki kısa biz zaman sonra tüm dünyaya yayılacak ve kabul görecek. Bir süre sonra başta hümanistler, hak savunucuları, akademisyenler kendilerine sunulan paradigmalar çerçevesinde bu taleplerin ne kadar doğal ve insani olduğunu anlatmaya başlayacak.

Kadın ve erkeği ret eden, kadın ve erkeğin evlenmesini, aile kurmasını, normal yollarla çocuk sahibi olmasını olumsuzlayan hatta bir yerden sonra da bunu yapan insanları yargılayacak olan sistem hızlı ve sağlam adımlarla hedefine doğru ilerliyor.

İronik olan evliliğe ve cinsel kimliğe reddiye sunan bu tiplerin kendi içlerinde yine bir kadın ve erkek rolünü paylaşmaları, aile olmak istemeleri, evlatlık almaları olmaktadır.

Madem cinsiyet rolü saçma ve kötü sizler neden gay olarak kadın cinsiyetinden rol çalıp klasik aile modelini kopyalamaya çalışıyorsunuz? Hatta düğün töreni yapıp gelinlik giyiyor, bir kadın gibi makyaj yapıyorsunuz?

Neresinden bakılsa saçma ve insan doğasına aykırı bu propaganda küresel bir tehdit olarak her geçen gün palazlanıp yaygınlaşıyor. Erkek oranı işte tam da bu sebeple azalırken piyasa kadınları taklit eden hilkat garibesi erkeğimsi varlıklarla dolmaya devam ediyor vesselam…

Twitter.com/sabihadogann