Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2973.39
BIST 100
10022.15
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Ekim 2018

Cinsiyet eşitliği mümkün mü?

Dilekçe vermediğimiz dünyanın misafirleri olan bizler kadın ya da erkek olmak gibi bir seçim yapmadık. Bu beden elbisesi içinde sınır ve sorumluluk şuuru ile hayata bakmakla emrolunduk. Bunun vahyi açıklamasının da kulluk olduğunu İlahi kitabın içinde okuduk.

Rahman her şeyi en güzel şekilde yaratırken hiçbir şeyi de sebepsiz yapmamıştır. Sebebe binaen oluşan her olay arkasında binler güzellikler gizlemiştir. Her şer gibi gördüğümüz olaylar ise güzellikleri günü geldiğinde tek tek kucağımıza bırakacaktır.

Bütün bu yaşananların nedenlerini, sebeplerini ve sonuçlarını sorgulayarak bulmamız, kalbimizin mutmain olması elbette bizim önceliğimizdir. Zira soru sordukça insanlımızın önü açılacağı bir gerçektir.

Ulaşmamız gereken ise doğruyu bulmak, doğru yolda giderken yalnız kalsak bile ilerlemek ve bu yolda ölmektir. Zira her şeyin yegane sahibi olan Rahman’ın bizlere uyarısı Müslüman, yani kendisine güvenerek teslim olmuş olarak ölmek üzerinedir. Zira bu günün bir de yarını vardır.

Dünya yakın olandır. Yarını düşünmeden yaşamak bizi kendimize yabancılaştırmış, sekülerleştirmiştir. Dünyevileşmek olan sekülerizm dünya ile ahiret dengesini bozmuş, hesapsız harcamayı ve dilediği gibi yaşamayı öncelemiştir.

Seküler hayatın bizler üzerindeki etkileri bireysel bir hayatın içinde özgürlük söylemleridir. Artık evler otel olarak kullanılmaktadır. Böylelikle evliliğin değeri kalkmış, bedenin ihitiyaçları da nikahsız sorumluluk üstlenmeden yasak ilişkiler ile yapılır olmuştur.

Yaşam şartlarının değişmesi ile evlilik yaşı artarken, evlilikte çalışan kadın revaçta olmaktadır. Hatta kayınvalideler gelin adaylarını mesleğine göre ister olmuştur. Söylemler ortaktır. Bu devirde tek maaşla olmaz...

Hem beyin hem de hanımın çalışması lüks evleri daha fazla güzel yaşama beklentisine ulaşmak için boşaltmış, yük gibi algılanan çocukları istememeye de sebep olmuştur. Zira çocuğa bakmak büyük bir zaman, emek ve maddiyat işidir.

Modern düşünce böylelikle kadını ve erkeği birbirine düşman etmiştir. Eşi, toplumu ya da dini tarafından hakkının gasp edildiğini düşünen ve çoğu zaman da haklılık payı olan kadınlar, ezilmemek, haksızlığa uğramamak, ekonomik özgür ve kariyer sahibi olmak istemiştir.

Modern dünya kadını da erkeği de yerinden etmiştir. Mutluluğu hazza, bereketi çok para kazanmaya, aileyi de kurumların eline bırakmıştır.

Uykusunu alamadan kreşlerde gözlerini açan yavrular, tam dinlenme zamanında evinden edilen büyükler, gücünün üstünde ağır işlerin altında kalan zavallı anneler, evinde kendini yabancı hisseden, mutluluğu başka yerlerde arayan gücünü yitiren babalar...

Aslında her aklı olan yaratılışına ters yaşamasının kendisini mutlu edemediğinin farkındadır. Zira ne benim kadın olmam ne de erkek okuyucularımın erkek olması bize verilmiş üstünlük ya da mutsuzluk sebebi değildir.

Üstünlük ancak bu beden elbisesini gerektiği gibi yıpratmadan ve yaratılışına uygun bir şekilde kullanarak yaşadıklarımız ve sevdiklerimize yaşattıklarımızladır. Herkese gücünün üstünde yük verilmesi ise zaten zulümdür.

Bizler tabiatımıza aykırı yaşarsak asla ne mutlu ne de içimizdeki huzuru yakalayabiliriz. İçimizden gelen sesi yani vicdanımızı köreltirsek her zaman kendimiz ile çatışma halinde oluruz. Böyle olunca da ne kendimiz huzurlu olur ne de etrafımıza mutluluk verebiliriz.

Kadın ve erkek birbirine ayağımızdaki ayakkabılar gibi eştir. Eşit demek kadına yapılan en büyük zulümdür. Bu durum teşbihte hata olmaz söylemi ile bir karikatüre konu olmuştur. Ormanda kuş, balık, maymun, fil, aslan, tavşan ve kaplumbağa idi sanırım karşısına alıp aynı yarış yaptırılmıştır. Kadını ve erkeği de aynı işe koymak adalet değildir.

Hayatımızı zorlaştıran olgular bizim aldığımız yanlış kararlarımız ve bu yanlışta taviz vermeden hareket etmemizledir. Zararın neresinden dönülürse kardır. Yaratışımız gereği yaşamamak bize her zaman sıkıntı verecektir. Akdi takdir geçen zamandır. Asla bir daha geri dönmeyecektir.

Selam eş olup birbirini tamamlayanların üzerine olsun...