Çinli doktorun fendi…
Korsan devlet İsrail’in Gazzeli çocuk ve kadınların binlercesini katlettiği bu 50 günün ardından gelen 4 günlük ateşkes bizim de her yönüyle yorgunluğumuzu gidermemize, moralimizi düzeltmemize vesile olur temennisiyle sizleri bugün biraz gülümsetelim istedim.
…
Çinli biri göçtüğü Amerika'da tıp tahsilinden
sonra doktor olur. Çinli doktor bütün aramalarına rağmen hastanelerde iş bulamaz
bunun üzerine kendi kliniğini açamaya karar verir.
Bir süre uğraştıktan sonra kliniği açan Çinli
doktor hasta kabullerine başlar.
Çinli doktor hastalara kendisini nasıl
tanıtabileceğini düşünürken aklına Amerika'da tutacağından emin olduğu bir
slogan gelir:
“İYİLEŞMEYEN
HASTALARA ÜCRETİN BEŞ KATI İADE!”
Tabelayı görenler, sonradan duyanlar akın akın
muayeneye olmaya gelirler. Kısa sürede Çinli hekimin ünü Amerika'nın her tarafına
yayılır.
Günün birinde bir avukat kliniğin kapısındaki
sloganı görür ve tabelanın altında daha küçük puntolarla yazılan:
"TEDAVİ
MALİYETİ 20 DOLAR, TEDAVİ EDEMEZSEK SİZE 100 DOLAR ÖDEYECEĞİZ" yazısını fark eder. Avukat bunun 100 dolar
kazanmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünür ve hemen içeri girer. Sıra
kendisine gelince muayene odasına alınır.
Doktor muayene edeceği avukata, "Şikâyetiniz nedir?" diye
sorar.
Avukat,
"Tat alamıyorum, galiba tat alma duyumu kaybettim" der.
Doktor hemen asistanına seslenir:
Lütfen 14 numaralı
kutudan ilaç getirir misiniz?
Hemşire elinde ilaçla gelir. Doktor, “hastamızın diline üç damla damlatın"
der.
Hemşire ilacı avukatın diline damlatmak için, "Lütfen sağlıklı damlatabilmem için ağzınızı
güzelce açar mısınız?" der. Avukat hemşirenin ricası üzerine ağzını
iyice açtıktan sonra hemşire ilacı hastanın diline damlatır. İlaç avukatın
diline damlatıldıktan hemen sonra avukat öksürür, tükürür, ağzını, dilini
peçeteyle siler:
"Bu ne?
Ama ilaç değil ki doktor, gazyağı bu!"
der.
Doktor istediği cevabı almıştır ve avukata:
"Geçmiş
olsun, tat alma duyunuz yerine geldi, bakın gazyağı tadını aldınız. 20 dolar
lütfen."
Avukat oldukça bozulur, çaresizce doktora 20
dolar öder ve muayenehaneden çıkar.
Avukat kaybettiği 20 dolar ile kazanacağını
düşündüğü 100 doların acısını unutmaz. Ve Çinli doktordan 100 dolar almaya
kararlıdır.
Derken birkaç gün sonra avukat tekrar muayene
olmak için doktora gelir. Doktor içeri giren avukatı hemen tanır.
Doktor, "Hoş
geldiniz, yine mi siz?" deyince avukat: "Özür dilerim, daha önce tanışmış mıydık? Görüyorsunuz işte,
hafızamı kaybettim, var mı çaresi?" der.
“Olmaz olur
mu?” der doktor ve hemen asistanına-hemşireye
seslenir: "Lütfen 14 numaralı
kutudaki ilaçtan hastamızın diline üç damla damlatın" der.
Hemşire damlayı avukatın ağzına damlatır ama öncekinden
daha çok öksürüp tüküren avukat son derece sinirli bir şekilde doktora: "Bu nasıl ilaç? Bu bir önceki
gelişimde tat almam için damlattığınız gazyağının aynısı” der.
Sinsi sinsi gülen Çinli doktor avukata, "Demek hatırladınız? Tebrikler, bakın
hafızanız anında geri geldi. 20 dolar alayım lütfen."
Aynı darbeyi alan avukat son derece sinirli
bir şekilde doktora 20 doları öder ve kapıyı çarparak Çinli doktorun
muayenehanesinden çıkar. Bir hafta boyunca doktora kaptırdığı paranın acısını
unutamayan avukat son bir numara ile doktora gider ve "Gözüm çok zayıfladı. Sanırım kör olacağım doktor, var mı çaresi?"
der.
Doktor üzülür gibi yapar ve "Maalesef bunun için ilacım yok, bu yüzden
sana 100 dolar veriyorum." der. Avukat Çinli doktora daha önceki 2
muayenesinde kaptırdığı 40 dolara ilaveten 60 dolar alacağını düşünüp gevrek
gevrek gülerken Çinli doktor avukata 20 dolar uzatır, “buyurun 100 dolarınız” der.
Avukat parayı alır doktora döner, "Ama bu 20 dolar, 100 dolar değil ki!"
der.
Doktor hınzırca gir gülümsemeyle: "Tebrikler, görme probleminiz anında düzeldi.
20 dolarımı ve muayene ücreti artı 20 dolar daha alayım lütfen." der.
Avukat ödemeyi yaptıktan sonra ensesini kaşıya
kaşıya muayenehaneden çıkar…