Cinayet ve Hıyanet Platformu
Terörü
stratejik silah olarak kullanıyorlar.
Yetmiş
yıldır terörden besleniyorlar.
Terör
örgütü PKK, Gara’da dokuz gün önce (13 Şubat 2021) on üç rehineyi katletti.
Terör
yandaşlarına ‘şeref madalyası’
takan, terör örgütünü her zeminde masumlaştırma çabasına girenler, Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı katil ilan ettiler.
ABD Dışişleri Bakanlığı da
bu açıklamayı desteklemek için “…eğer
PKK yapmışsa kınıyoruz.” diyerek hemen ‘dostlarını’ tahkim etme vaziyeti
aldı.
Haçlıların
günümüzde en etkili ve kullanışlı aparatı; terördür.
Haçlılar,
devşirmeleriyle ülkeleri, kendi içinde çatıştırıyor, çürütüyor.
Terör
ortamında yetişmiş bir nesil oluşturmak amacındalar.
İhanet, iliklerine işlemiş durumda.
Milletin
değerleriyle savaş halindeler.
28
Şubat 1997’de irtica “PKK’dan tehlikeli” diyerek terör örgütü masumlaştırılıyor,
onlarca bankanın içi boşaltılıyor, milletin malı yağmalanıyordu.
Bu,
gafletten de dalaletten de öte; hıyanettir.
Cinayet ve Hıyanet Platformu…
Zilletin bileşenleri…
Daha
bir yıl önce, 27 Şubat 2020 İdlib’de
Suriye Kasabı Esed, otuz dört Mehmetçiği şehit ettiğinde de salyalı
ağızlarıyla saldırmışlardı.
O
zamanda da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı
katil ilan etmişlerdi.
11
Mayıs 2013’te İMF’ye olan borcun son taksitinin ödendiği günlerde PKK, Reyhanlı’da
iki bombalı saldırıda elli üç
vatandaşı katlettiğinde de bu terör yalakası güruh, Başbakan’ı katil ilan etmiş, aynı günlerde Gezi darbe girişiminin tam göbeğinde yer almışlardı.
Şimdi de Boğaziçi Üniversitesi ve
Gara üzerinden yeni bir Gezi hesabındalar…
15 Temmuz darbe girişimini
de ‘kontrollü darbe / tiyatro’
diyerek FETÖ’cü alçakları
perdeliyorlardı.
Terör
örgütlerini telaffuz etmiyorlar, ağızlarına
almıyorlar.
Akıl
tutulması değil, ihanet nöbeti geçiriyorlar.
10
Ekim 2015’te Ankara’da Gar önünde terör örgütü DEAŞ, bombalı saldırıyla yüz iki vatandaşı katlettiğinde de aynı
nefretle zehirli dillerini çıkarıp saldırıya geçmişlerdi.
11
Ekim’deki manşetler ortada…
01
Ocak 2017’de Reina katliamını da
hükümete ve Diyanet’e yıkmaya çalıştılar.
2
Ekim 2018’de Cemal Kaşıkçı, Suudi
Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledildiğinde Türkiye’yi katil ilan
etmişlerdi.
Emperyalistlere
malzeme tedarikinde yarışıyor. Böyle yapınca kendilerine iktidar yolunun
açılacağını hayal ediyorlar.
Malum,
Joe’dan destek sözü almışlardı.
Yaklaşık
yüz yıl önce, Yakup Kadri
Karaosmanoğlu’nun İkdam gazetesinde
12 Nisan 1922 tarihli “ Mesele Bir Şahıs Davası mıdır?”
başlıklı yazısında anlattığı, düşmanla iş birliği yapan, millî mücadeleye kin
besleyen alçaklar bugün de hainliklerine devam ediyorlar.
İşte
bugünü de anlatan o ifadeler:
“
Düşmanlarımız bize karşı uydurdukları
suç vesikalarının birçoğunu Türk adı altında geçinen bu müfterilerin
sözlerinden ve neşriyatından aktarmışlar ve bunların sözlerini kendi
iddialarının doğruluğuna bir delil olarak göstermişlerdir. Bu sebeple, düne
kadar sadece bir ahlak düşkünlüğü ve nihayet fazilet sahiplerini tiksindiren bu
adamların alçaklığı - bu bakımdan – mütarekeden sonra bir hiyanet ve cinayet
mahiyetini almıştır.” (Ergenekon, 153)
Yıl:
1922-2021…
Melun
damar aynı:
Türkiye’nin
Gara garametiyle karşı karşıya
kalması, yüzlerce yıllık işgal planlarının devam ettiğini gösteriyor.
Mandacı zihniyet, terör örgütünü ağzına almıyor, başında taşıyor,