CİMER öğretmen şikâyet hattı!
Bir ara, bir milyon öğretmenin performansını öğrencilere, meslektaşlarına ve velilere ölçtürmek suretiyle eğitimde kalitenin artacağını iddia ediyordu MEB.
Bende dönemin Milli
Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a şöyle bir soru sormuştum; Bu uygulamadan sonra
örneğin Bağdat Caddesi’nde görev yapan başörtülü bir öğretmene buradaki veliler
ve öğrenciler acaba kaç puan verir?
Kaldı ki sosyal medyada, öğrenciler öğretmenleriyle dalga
geçmeye başlamıştı bile; “Şimdi yandın
hocam”, “Hocam 100 ver, ben de 100 vereyim”, “Hocam sözlüleri daha girmedim
haberiniz olsun”, “Bir düşük ver de göreyim” türünden bir sürü paylaşım
yapılıyordu.
Sonra kamuoyunda şikâyet hattı olarak algılanan ve gerçekten
de bir şikâyet hattına dönüşen Alo 147
hattı kuruldu. Yapılan bir araştırmaya göre en çok da okul idarecilerinden ve
öğretmenlerden şikâyetçi olundu.
Bereket versin Millî
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bu şikâyet hattını kapattı da öğretmenler daha
fazla rencide edilmekten kurtuldu.
Meslek Kanunu kapsamında yapılan öğretmenlik kariyer
basamakları sınavında çıkan soruları da ilave edersek “öğretmenlik mesleğinin”
itibarının gittikçe düşürüldüğünü söyleyebiliriz.
Henüz asıl vahim meseleye gelmedim.
Bilindiği gibi medyada “dayakçı
öğretmen” başlığı altında sayısı az ancak tesiri ve algısı kuvvetli
haberler vardır.
Bir öğretmenin öğrencisine uyguladığı şiddet haberini
günlerce ekranlarından servis eden medya nedense veliler ve öğrenciler tarafından şiddete maruz bırakılan ve hatta
öldürülen öğretmenleri görmemeyi tercih ediyor.
Öğrencisine şiddet uygulayan öğretmenleri destekleyecek
değiliz elbette gereği neyse yapılmalı ve cezasını çekmelidir.
Peki, iki öğrencisi
tarafından pompalı tüfekle öldürülen ve medyanın da umurunda olmadığı, MEB’in
dört gün sonra sadece taziye yayınlamakla yetindiği rahmetli Ayhan Kökmen
Hoca’yı nereye koyacağız?
Peki, ya öğrencisi tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülen rahmetli Necmettin Kuyucu Hoca. Bu
öğretmenlerimizin tek suçu öğrencilerinin iyi birer insan olmaları için gayret
göstermeleriydi.
Peki, siz Mesleki ve
Teknik Anadolu liselerindeki bayan öğretmenlerin neler yaşadıklarını biliyor
musunuz? Okulda öğretmenlerin emdiği sütü burnundan getiren öğrencileri bu
duruma düşüren eğitim sistemini, yönetmelikleri en önemlisi de bu ilgisizliği
sorgulamayacak mısınız?
Alo 147 şikâyet hattı kapanmış olabilir ancak şimdi de CİMER
var.
Geçenlerde bir öğretmen dostumuz anlatıyor. Derste önemli
bir konuyu anlatabilmek ve bu doğrultuda sınıfına hakim olabilmek için sadece
sesini yükselterek öğrencilerinin derse odaklanmasını sağlamak istiyor.
Sonuç; veli, 5. Sınıf
bir öğrencinin ağzıyla açıyor bilgisayarını ve çocukların psikolojisini bozuyor
gerekçesiyle öğretmeni CİMER’e şikâyet ediyor.
Sonra CİMER, Valiliğe, Valilik, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne
oradan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne oradan okul idaresine oradan da öğretmene
kadar uzanan bir savunma telaşesi.
Sonuçta şu oluyor; öğretmenin
şevki, motivasyonu kırılıyor ve veli de bundan mutlu oluyor. MEB görevlileri de
işini yapmış oluyor.
Yine daha yakın bir zamanda bir öğretmen dostum, sınıfta
öğrencisinin kendine “mal” diyerek hakaret ettiğini söylüyor.
Şimdi bu öğretmen o
çocuğu uyarsa CİMER bir tık ötede ve başına bir sürü bela almış olacak.
Uyarmasa bu sefer otoritesi sarsılacak ve o sınıfta artık rahatlıkla dersini
anlatamayacak.
Demem o ki, velileri ve öğrencileri dokunulmaz kılarak
öğretmenlerini ortada çaresiz bırakan bu sistemi daha fazla sürdüremeyiz. Zira
iş çığırından çıkmak üzere.
Bakınız toplumda öğretmenlerin itibarı neredeyse sıfırlanmak
üzere. Öğretmenleri savunacak olduğunuzda en büyük tepkinin muhafazakâr dindar
insanlardan gelmesi de manidar.
Oysa öğretmenin değerini bilmeyen bir toplum çürür.