Cımbızlamak
Cımbızlamanın bir hastalık olduğunu sanmıyorum ama kesinlikle bir karakter sorunu olduğuna da eminim. Özellikle yobaz ve çağdışı kalmış kesim bu işi maalesef çok sık yapıyor ve buradan elde ettiği malzemelerle de olmadık işlere imza atıp yediği herzelere toplum olarak şahitlik yapıyoruz.
Örneklerin çokluğu malum ama bizzat kendimden bir örnek
vererek demek istediğimi daha iyi aktarayım.
2019 yerel seçimleri ile ilgili yazdığım bir makalede
İstanbul için AK parti ile ilgili bazı tespitlerimi aktarmış ve böyle giderse
kayaya toslanabileceğini aktarmıştım.
Bir önceki yerel seçimlerde AK Parti kayaya tosladı ama
geçen 5 yılda da İstanbullu Midyata pirince gideyim derken evindeki bulgurdan
oldu ve yakın geçmiş dönemlerde hiç yaşamadığı garabetleri yaşadı. Nerede ise
her saat bir kriz denecek kadar sıklıkta olayların bizzat canlı şahitleriyiz.
Akit Gazetesi’nde o günlerde çıkan bir makalelerimi mercek
altına alan belli mahfiller makaledeki bir cümleyi cımbızlayıp manşetlerine
aynen şöyle taşımıştı.
“AK Parti seçimlerde kayaya toslayacak oy vermeyeceğim”
Merak edenler yukardaki cümleyi internete yazarak makalemin
kaynağına ulaşabilir.
Oy vermeyeceğim yalanı üzerinden cımbızlama yapan bu işlerde
uzman malum kesim için kaynak bulmak o kadar kolay ki, sürüsüne bereket
demeyeceğim.
Yalan üzerine akademik ünvanlı kişilerden ilham alan aklı
kıtlar, bugünlerde yine yeniden arzı endam ettiler ve durumdan vazife çıkarma
peşindeler.
Yunan mezalimi kitabını yazmış merhum üstadım Kadir
Mısıroğlu’nun bir konuşmasından cımbızlanan üç kelime üzerinden kopartılan
fırtına ile nerede ise yer yerinden oynatıldı ve günlerce sakız gibi çiğnenerek
ne din ne diyanet bırakıldı, hakaretler küfürler ve dinimize yapılan
saldırıları unutmadık.
Özellikle sosyal medya platformlarında cımbızlamayı çok iyi
yapan ve pazarlayan büyük bir kesim var.
Maalesef pazarda bu zokayı yutanlarda azımsanmayacak kadar
çok.
Omurgasız muhalefet yaygınlaştıkça hem gönüllüler hem de
görevliler için malzeme üretenlerin seçim gününe kadar boş durmayacakları da
açık seçik görülmeye başlandı.
İBB sanki bir iş yapıyor da engelleniyormuş gibi bir algı
üzerinden engellenme edebiyatının pirim yapmadığını gören cımbızlıların yeni
hedefleri pireyi deve yapmak. Yeni entrikalara şimdiden hazırlıklı olalım.
Tahrik ve tahrip üzerinden sade vatandaşlar huzursuz
edilecek ve üretilen algı üzerinden insan hafsalasını aşan köpürtmeler
yapılarak oyun içinde oyunlar peydahlanacak.
İBB’nin reklam bütçesinin birçok yatırım bütçesinden daha
fazla olmasının sebebini birde bu gözle değerlendirmek gerekir.
Ne yapsalar ne etseler boş.
Peynir gemisinin lafla yürütülemeyeceği açık bir gerçek.
Kısa bir süre sonra bu edebiyat da diğeri gibi çökecek.
Ülke menfaati, halka hizmet ve hizmet ağırlıklı tercihlerden
yoksun olan gerici çağdışı yobazların başka hünerleri de var.
At gözlüklerini takacaklar ve sadece görmek istediklerini
görerek ve göstererek yine algı ticaretine devam edecekler.
Sırada bir sürü şey var.
LGBT, cinsel tercih, hak, hukuk, adalet, hürriyet, laiklik,
laisizm, kemalizm, anıtkabir, diyanet, din düşmanlığı vs daha neler neler….
Tercihlerde bu uçuk kavramlar etkin rol oynuyor.
Garip örneklere şahitlik yapabilirsiniz.
Mesela odun koysanız ben tercihimi odun üzerinden kullanırım
diyene mi bakarsınız yoksa daha ileri giderek tuvalet terliğine kadar tercihini
indirgeyene mi bakarsınız?
Bu kesim içerisinde sanatçısından gazetecisine, iş
insanından üniversite hocasına kadar ne ararsan var olunca insan bir hoş oluyor
ve gayri ihtiyari Allah’ım aklımı koru diyor.
Özellikle bazı şehirlerde ve ilçelerde seçimlerde aday
tercihi odun ve tuvalet terliği değeri üzerinden seçilebiliyor.
Ne diyelim bilemiyorum ama bunlar bizim yaşadığımız acı mı
acı gerçekler.
Tayyip düşmanlığı ve bürokratik oligarşi bu meselenin tuzu
biberi olmasa diyeceğim ama oluyor ve ülkemize de yazık oluyor.
Önyargı hastalığının tedavisinde aynalarla yüzleşmek ve
aynaları kullanırken de yüze bakarken sûretlere ve sîretlere de bakılabilse
tedavide bir yol kat edilebilir ama bu cesarette kimsede yok.
Cımbızlama uzmanlarının tuzağına düşmemek için
gördüklerimize, işittiklerimize, yazılanlara, çizilenlere çok ama çok dikkatli
bakmalı ve görmek için burun deliklerini bile kullanmalı insan.
Özellikle İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak İBB’nin
son 5 yılda yaşamı kolaylaştırıcı suya sabuna dokunur gözle görülür üç beş
vaatten başka bir hizmet ürettiğine şahitlik yapamayacağım.
Ön yargısız ve hayali gözlükle görmesini köreltmemiş birçok
insanımız da aynı durumdan muzdarip.
Böyle giderse ki, maalesef gidiyor.
CHP önümüzdeki seçimlerde kayaya değil dağa toslayacak.
Makalelerimden cımbızlama yapanla bu makalemden de
cımbızlama yapabilirsiniz.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle..