Cihatı sahih olarak anlamak
Suruç katliamı, karşımıza iki genç insan profili çıkarmaktadır. Birinci grup, yakılıp yakılan yerle bir edilen Kobani'de park yapmak, kütüphane kurmak, çocuklara çocukluklarını hatırlatacak oyun aktiviteleri tertip etmek ve değişik sanatsal etkinliklerde bulunmak amacıyla bir araya gelen üç yüz kişilik gençten oluşmaktadır. Bu gençler, ölümün, şiddetin ve terörizmin yıktığı bir kente kendilerince katkıda bulunmaya gidiyorlardı. Kobani'de hayatın ve insanlığın yeşermesi için mütevazi bir adım atmaya çalışıyorlardı.
İkinci profil ise yapmış olduğu intihar saldırısıyla onlarca insanın ölümüne neden olan terörist kişiliktir.Terör saldırısını yapanın kim olduğu, ne tür bir patlayıcı kullandığı ve ona kimlerin destek olduğu istihbarat ve emniyeti ilgilendiren konulardır.Teröristin kişiliği, teolojisi, sosyolojisi, değer dünyası, aile çevresi, sosyal ilişki ağı, kısacası terörist kişinin antropolojisine dair çok ciddi analizlerin yapılmasına gerek vardır.Terörist kişinin bombası ve örgütü üzerinde durulmasına rağmen, terörist saldırganın antropolojisi bir bütün olarak ihmal edilmektedir. Terörizm, bir insan faaliyetidir. Terörizmi antropolojik bir olgu olarak ele almadan, onu istihbari ve polisiye bir olguya indirgemek, hem insanı hem terörizmi anlamamak demektir.
Terörizmin antropolojisini, teoloji olmadan anlamak mümkün değildir. Günümüzde her türlü terörizm, aynı zamanda kendi teolojisini üretmektedir. Terörizm tahribatını bir teolojiye dayanarak gerçekleştirmektedir.Üç T olarak ifade ettiğimiz terörizm, teoloji ve tahribat olguları bir bütünlük içinde değerlendirilmelidir.
Kobani'nin imar ve inşasına katkı yapmak isteyen gençler ile intihar saldırısını gerçekleştiren terörist kişi arasındaki en önemli fark, ölüm ve hayat, insan ve eşyaya dair anlayışlarında ortaya çıkmaktadır. Kobani'nin yeniden insanca yaşamanın koşullarına kavuşması için motive olan grup, ölümü değil hayatı önemsemektedir. Kobani, bir ölüm kenti değil, yaşam kenti olmalıdır. İnsanlar, Kobani'de yaşamalı, okumalı, oynamalı ve gezmelidir. Terörist perspektif için ise Kobani, ölümün ve korkunun hakim olduğu harabe bir yer olmalıdır. Orda insanlar olmamalı, terörizmle vahşileşen DAİŞçiler orada egemen olmalıdır.Terörizm için en değersiz olan şey, hayattır. Terörizm, ölme ve öldürmeyi kutsallaştıran bir vahşet tutumu, ideolojisi ve teolojisidir.
Terörizm, hayatı değersizleştirdiği gibi, insanın bizzat kendisini de sıfırlamaktadır. Terörist teoloji için insanın bir iğneden hiç farkı yoktur. İnsanın nesneleştirilmesi, doğal olarak insan varlığının herhangi bir nesne gibi kırılmasına, yaralanmasına ve yok edilmesine imkan hazırlamaktadır. Terörist, kendisine nesne olarak baktığı gibi, diğer insanlara da nesne olarak bakmaktadır. Terörizmin antropolojisinin ve teolojisinin özünde insanın nesneleştirilmesi sapkınlığı bulunmaktadır.Kendini ve diğer insanları nesne olarak gören bir intihar bombacısı, hem kendisini hem diğer insanları yok etmeyi, kendisi için yüce bir kutsal görev olarak görmektedir.
İnsanın insanı nesneleştirmesinin ve yok etmesinin adı olan terörizm, kendi sapkınlığını meşrulaştırmak için dini ve teolojiyi manipüle etmekte, kullanmakta ve istismar etmektedir. Terörizm sapkınlığının en çok saldırdığı, tahrip ve istismar ettiği din İslam'dır.Modern terörizm, İslam'ı ve cihadı saptırmaktadır. İslam ve Cihat, terörizmin elinde bir şiddet teolojisine dönüşmüş durumdadır.
İslam, insana sıradan bir nesne olarak değil, yaratılanların en şereflisi olarak bakmaktadır.Eşref-i mahlukat olan insanın, yok edilecek bir nesne düzeyine indirgenmesi, günümüzün en büyük sapıklığı ve sapkınlığıdır. İnsana eşref-i mahlukat olarak bakmayan bütün anlayışlar, insani olmadıkları gibi İslami de değildirler.
İslam, insana yaratılanların en şereflisi olarak baktığı gibi, insan hayatına da Allah'ın insana vermiş olduğu en büyük nimet ve değer olarak yaklaşmaktadır. İslam'a göre bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeye, bir insanın hayatını kurtarmak da bütün insanlığın hayatını kurtarmaya eştir.Hiç bir kişi, grup veya gücün insan hayatını ortadan kaldırma hakkı yoktur. İnsan hayatını ortadan kaldırmanın hiçbir meşru gerekçesi, ideolojisi veya teolojisi yoktur.
Cihat olgusu, İslam'ın insan ve hayat yaklaşımı çerçevesinde yeniden tanımlanmalıdır. İslam'a göre cihat, yaratılanların en şereflisi olan insanın hayatının hukuk, felsefe, bilim, sanat, kültür, sanat, siyaset, ahlak, eğitim ve maneviyat açılarından olgunlaşması için her türlü yapıcı ve yaratıcı cehdin, gayretin ve çabanın gösterilmesidir.
Cihat, günümüzde insanı ve hayatı korumanın, geliştirmenin ve olgunlaştırmanın cehdi olarak değil, insanı yok etmeyi kutsallaştıran bir şiddet teolojisi şeklinde saptırılmıştır. Cihadizm, cihadı terörizm için meşrulaştıran ve araçsallaştıran bir cahili sapkınlığı ifade etmektedir. Cihadın, şiddet ve terörizm teolojisi anlamında cihadizmden ayrılması gerekmektedir. İslam'ın tevhit mesajı çerçevesindeki insan anlayışına uygun bir şekilde cihat, insanı ve hayatı sahih bir şekilde koruma, geliştirme ve olgunlaştırma çabası ve cehdi olarak yorumlayan taze bir teolojiye ihtiyaç bulunmaktadır.