Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Aralık 2023

​Cihannüma gönüllüsü

Doğruluğuna inanılıp gerçekleşmesine uğraşılan görüş, ülkü ve ideali olanlara “dava adamı” deniliyor. Dava adamı inandığı değerler için fedakârlık göstererek ve beklenti içine girmeden gözünü budaktan sakınmadan gece gündüz koşturur. Güvenilir ve samimidir. Tarafı haktır.

Cihannüma toplantısı için Tokat’ta bir araya gelen dostlarla yaptığımız sohbetin merkezinde “samimiyet” vardı. Sadece Allah rızasını gözetmek. Aramızda duvarların örüldüğü şu zamanda içindeki dava şuurunu kaybetmeden sorumluluk alan kaş kişi kaldı? Kaç kişi kalkıp da kendisi için değil de bir dostunun, kardeşinin veya aynı yoldaki birisinin sıkıntısı için çaba sarf eder? Onun derdini dert bilir? Uykularımızı kaçıran sıkıntılarımız olduğunda bunu kime anlatır, kime güvenir, kimden, kimlerden destek isteriz, isteyebiliriz? Bir araya gelişlerimiz hangi sebepledir? Sorulacak soru çok, alınacak cevap az. Hepimizin ortak derdi bu. Ancak çoğumuz bu dert için adım atmıyoruz. Attığımız adımlar zayıf, hedefe ulaşamıyoruz. Başkalarını yargılamadan kendimize bakıp düşünmemiz lazım ama yüzleşemiyoruz.

Dertli adamların çıktığı ve bir araya geldiği Cihannüma, kaybettiğimiz “dava” ruhunu ve şuurunu bize hatırlatıyor. Bunun için toplantılar, akademik çalışmalar, kamplar, geziler tertip ediyor. Uzun zamandır Cihannüma’nın çalışmalarını takip etmeye çalışıyorum. Cihannüma Genel Başkanı Av. Rıza Yorulmaz ve bölge illerinden gelen dostlarla dertleştik, halleştik. Nedir halleşmek? İçimizi döktüğümüz, hasbihâl ettiğimiz kimler kaldı? Bunun için hasbî insanlara ihtiyaç var. Hasbî yani bir karşılık beklemeden gönüllü olarak yapılan, Allah rızâsı için olan, karşılıksız olan demek. Karşılık beklemeden adım atan bulmak kolay değil. Karşılık olmasa bile zararım olur mu, diye düşünüyor çoğu insan.

Yaşadığı şehirden başlayarak kardeşlik hukukunu gözeten ve bir araya gelen samimi dostların davası müşterektir. Kendisi için istediğini sevdikleri için de ister. Duasında sevdiklerine de yer verir. “Gel!” delince koşar. Kendisine tevdi edilen göreve hazırdır, kolay kolay itiraz etmez. “Dava adamı” diye bir kavramımız vardı. 90’lı yıllara kadar duyduğumuz ve müşahhas olarak da gördüğümüz dava adamları vardı. Onlar öncüydü, liderdi. Ardından kitleleri koştururdu. Sözleri senetti. Hayatlarını inandıkları değerlerle bezemiş böyle şahsiyetler topluma liderlik eder, umut olurdu. İşte Cihannüma böyle bir ruhu yeniden tesis ve temin etmek gayesiyle yola çıkmış hasbî insanların adresi olmak istiyor. Temelinde bilhassa MGV’de bulunan veya yolu MGV’ye düşen insanlar var.

Cihannüma’nın Kurucu Genel Başkanı Yusuf Tekin. Daha sonra Mustafa Şen başkan oldu. Şu anda da Av. Rıza Yorulmaz ile yoluna devam ediyor Cihannüma. Entelektüel bir zemin var. Her alandan, her disiplinden yetişmiş kıymetli insanlardan oluşan Cihannüma bizlere dünya meşgalesi sebebiyle unuttuğumuz değerleri hatırlatıyor. İş birliği yaparak vefa programları düzenliyor. Geçen yıl Sezai Karakoç adına Diyarbakır’da, bu yıl da Necip Fazıl Kısakürek adına Erzurum’da sempozyumlar düzenledi. İhtiyacımız olan samimiyet ve vefadır. Bu iki hasleti kazandığımızda aşamayacağımız yol, açamayacağımız kapı, atamayacağımız adım olamaz. Çünkü niyet nefsi değil. Umum için yapılan dualardan birisi kabul olsa herkesin duası kabul olabilir. Muhabbetin olduğu mecrada samimiyet, samimiyetin olduğu yerde himmet olur. Peki, himmetin olduğu yerde ne olur? Şair Bâkî bunun cevabını veriyor: “Bu mesel-i meşhûrdur dağlar dayanmaz himmete

Himmet-i merdân ile olur âsan her müşkil iş”

Cihannüma gönüllüsü dostların himmetiyle müşküller çözülüyor, dertlere derman olunuyor. Gösteriş gibi algılanmaması, samimiyetin zarar görmemesi için yapılan himmetin izharına gerek olmadığını düşündüğümden bazı güzelliklere burada yer vermek istemiyorum ama biliyor ve inanıyorum ki hasbî dostlar imkânını, zorda ve darda kalan kardeşleri için esirgemiyor. İşte bizi selamete erdirecek ruh bu, işte dava adamlığı bu, işte Cihannüma gönüllüsü bu! Vesselâm!