Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2968.73
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Eylül 2013

Cicim Yılları Bitti (Mi?)

11 yıl bir iktidar için, hele bir de Türkiye'de ise önemli bir zaman dilimi. AK Parti'nin bu süreç içerisinde yaptıkları/yapamadıkları hiç şüphesiz zaman geçtikçe daha iyi değerlendirilecektir. Yapılan üç genel seçimde AK Parti oylarını artırarak her seferinde iktidar olmayı başardı. Bu sosyolojik olarak üzerinde durulması gereken önemli bir vakıa.

AK Parti redd-i miras yapmasına rağmen, Milli Görüş'ün mirası ve birikimleri üzerine yükselmiştir. Şayet Erbakan Hoca'nın her anlamdaki müktesebatı olmasaydı, Erdoğan'ın böyle bir ekiple çalışması mümkün olmazdı. Refah Partisi'nin İslamcı söylemi, zamanında postmodern darbe ile kesintiye uğrayınca, AK Parti onun daha gerisinde ve daha geniş kitlelere hitap eden muhafazakar söylemle ortaya çıktı. Böylece yeni dönemde İslamcıların yediği dayakları yememeyi planlıyordu AK Parti ile yola çıkanlar.

AK Parti doğru zamanda doğru yerde durdu. Dünya sistemi, tüketim toplumunu yaygınlaştırmak ve ulusaşırı sermayeye kalıcı yer sağlama bağlamında ulusalcı direnişleri tasfiye ediyordu. Türkiye'de ordu ve geçmiş iktidarlar böyle bir çerçevenin içinde kaldıklarından tasfiyeye uğradılar. Bu iş bir boyutuyla AK Parti'nin eliyle oldu, ama tamamen Türkiye'nin ve AK Parti'nin dinamikleriyle değil. Fakat bu olayın tüm olumlu getirileri AK Parti'nin hanesine yazıldı.

AK Parti, muhafazakarlığın genel kodlarını Türkiye'de tüketim toplumu lehinde mobilize etmeyi başardı. Böylece Türkiye insanının eskiden beri içinde ukde olan "Avrupa'da ne varsa bizde de olsun" söylemi, bir yönelim olarak gerçekleştirim alanı kazanıyordu. Muhafazakarlığın içinde kaybolması mümkün olmayan ama özünde işlevsel olan "dini" aroma ise, tüm bu söylem ve eylemlerin İslami meşruiyet noktalarının işareti olarak kavranmaya devam ediyordu. Tayyip Erdoğan'ın şahsiyeti başta olmak üzere, ailesi, akrabası, geçmişi muhafazakarlıktan bakıye kalan bu ruhaniyeti her zaman toplumda deşifre eden göstergeler olarak kaybolmadılar.

Tayyip Erdoğan karizmatik bir liderdir. Bu faktörün iktidarının sürekliliğinde etkisi olduğunu biliyoruz. Fakat Erdoğan'ın iktidarına güç veren daha önemli bir faktör varsa, o da geçmişte özellikle 28 Şubat darbesinin toplumsal dokuda açtığı derin yaralardır. Darbelerin yaptığı tahribat, yeni durumda toplumun Tayyip Erdoğan iktidarını riske etmesini zorlaştırmaktadır. Bu da, AK Parti iktidarı ve Tayyip Erdoğan'ı bütün eksiklerine rağmen tolere etme katsayısını bu zamana kadar arttırmıştır.

Tayyip Erdoğan Ortadoğu ve Suriye konusunda yakın zamanlarda Amerika başta olmak üzere küresel aktörlerle problemler yaşadı. Kanaatimce gezi parkı olaylarının ortaya çıkışı ve yayılışını buralarda aramak lazımdır. Gezi olayları, Amerika başta olmak üzere küresel aktörlerin Türkiye'ye bir gözdağı verme ve silkeleme girişimleridir. Bu durum, Erdoğan'ın gerçekten Ortadoğu politikalarının sağlıklı olduğundan mı yoksa dışarıdan gelen taleplere artık kulak tıkamasından mı kaynaklanmaktadır sorusunun cevabı olarak pek birinci şıkkı işaretleyemeyeceğim. Kimileri ikincisinin de aynı kapıya çıktığını iddia edebilir ama benim açımdan değil.

Şimdi Türkiye önemli bir dönemeçten geçiyor. Bu dönemeç, Türkiye'nin dinamiklerinin ne durumda olduğunu da bize aslında gösterecektir. Gezi parkı olayları dış güçlerle onların içerideki uzantılarının iktidarı bir değiştirme denemeleri idi. Başarılı olamadı ama bence hareket bitmedi ve şu anda tatile girdi. ODTÜ ağaç nöbetçileri bu tatilden uyanışın, göstergeleri olarak önümüze geliyor. Okul açıldıktan sonra çokça dile getirildiği gibi, gelecek sene seçim sonuçları alınıncaya kadar bu tür hareketlenmelerin olacağı zaten hep dile getirilmektedir.

Türkiye Gezi parkı olaylarından sonra doların sürekli yükselişine tanıklık etti. Şu anda 2 Tl'nin üzerine dolar tırmanmaya devam ediyor. Ülkeden ciddi bir para çıkışı var. Bunları biz daha önce de görmüştük. Merkez Bankası başkanı Başçı ise, bu gelişmeler karşısında faiz artırımına gitmeyeceklerini söyledi. Ben bunu Gezi Parkı olayları sırasında, Başbakan'ın faiz lobisine dikkat çekmesi ile ilintilendirmeye çalışıyorum. Bunun Türkçesi faiz ve döviz sarmalında Türkiye'nin yeniden sallanmaya çalışıldığıdır.

Daha da önemlisi Küresel aktörlerin Suriye'ye müdahalesidir. Bu yazıyı okurken belki bu müdahale başlamış ve hatta bitmiş olabilir. Başından beri Türkiye'nin Suriye'ye bu çok istekli müdahalesinin ne gibi sonuçlar getireceğini kestirmek henüz mümkün değil. Ekonomik, sosyal, siyasal vb. birçok açıdan iç politikada iktidarın elini oldukça zorlayabilir. Diğer yandan çözüm sürecinin ilerlemesinde meydana gelecek sorunlar da iktidar açısından bir başka imtihan alanı. Hasılı AK Parti'yi zor bir dönemeç beklemektedir. Muhalefetin sükuneti sona ermiş gibi durmaktadır. Özellikle küresel aktörlerin AK Parti'yi rölantiye aldığının işaretleri de gelinceu2026