CİA Ajanı Ne Demek İstedi?
Geçen haftaki yazımızda Bill Gates ve Rockefeller gibi büyük yatırımcıların, kurdukları vakıflarla insanlığı ateşe atacak tehlikeli projeler üzerinde çalıştıklarını, korona meselesinde Bill Gates’in de parmağının olabileceğini ima eden bir yazı yazmıştım. Ardan henüz bir hafta geçmeden eski CIA Ajanı Robert David Steele, koronavirüs salgınıyla ilgili ‘Koronavirüs sahte bir salgın. Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı, Bill Gates’in telefon kayıtlarını dinlesin. İnsanları korkutarak Bill Gates’in öne attığı uluslararası bir aşıyı yaymak istiyorlar. Gates, dijital kimlik ile dünyayı etkisi altına almak istiyor’ ifadelerini kullandı.
Gates hakkındaki başka bir iddia ise benzer bir tezi öne sürüyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışmanlarından Roger Stone ise Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in insanlara mikroçip takabilmek için koronavirüs salgınını ortaya çıkarmış olabileceğini iddia etti.
Demek ki biz de şüphelerimizde pek de haksız değilmişiz. Demek ki bütün dünyada dijital devrimin liderliğini yapan Gates, gerçekten de insanlığın küresel çapta kontrol altına alınmasını sağlayacak bazı projeler peşinde. Eski CİA ajanının açıklamaları boşuna değil. ABD’de yakın zamanda gündeme gelen bir yasa tasarısı, tam da bu konuyla ilgili. Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in “dijital aşı pasaportu zorunlu olsun” çağrısı karşılığını buldu ve ABD’de demokratlar kongreye 6666 sayılı yasa tasarısını sundular.
Kovid-19 yasası da denilebilecek bu tasarıya göre izinsiz olarak evlere girilebilecek, teste karşı çıkılamayacak, ailenin izni olmadan çocukları alınabilecek, Kovid-19 aşısı olmayanlar sosyal hayattan izole edilecek, Bill Gates'in gündeme getirdiği dijital aşı pasaportu zorunlu olacak. Demokrat kanadın yasa önerisine göre; Kovid-19 aşısı olmayanlar; okullara, kiliselere, hastanelere akademik kurumlara giremeyecek. Bill Gates'in de söz ettiği dijital aşı pasaportu zorunlu olacak.
Buradan şunu anlıyoruz ki küreselciler salgının devam edeceğini öngörüyor ve hazırlık yapıyorlar. Bu hazırlığın merkez üssü olarak ise ABD seçilmiş. ABD’den başlayarak koronaya karşı tedbir olarak geliştirildiği iddia edilen aşı zorunlu olacak ve belki de bütün dünya çapında bu aşının uygulanması için girişimlerde bulunulacak. Geçen hafta işaret ettiğimiz gibi Bill Gates Vakfı’nın bazı temsilcileri Ankara’da bazı resmi kurumları ziyaret etmiş ve söylenenlere bakılırsa bir bakanlıkta toplantı yapmışlardı.
Demek ki Gates Vakfı ile koronaya karşı geliştirilen aşı ve dijital kimlik arasında yakın bir ilişki var. İddialara göre aşıyı Gates üretti ve şu an bütün dünyaya pazarlamaya çalışıyor. Tabi bu bahsedilen aşı belli ki sadece bir aşı değil. Bu aşı sayesinde belki binlerce insana dijital kimlik kazandırılacak ve biyolojik olarak insanları denetim altına almanın yöntemleri aranacak.
Peki bütün bunlar birer komplo teorisi olabilir mi? Sanmıyorum. Hatırlanacak olursa 5-10 yıl kadar evvel de Microsoft ve onun uzantısı ürünlerin, (özellikle internet tabanlı ürünler) birer açık kaynak istihbarat ağı olarak çalıştığı tartışılıyordu. Sonra ortaya çıktı ki gerçekten de ABD merkezli istihbarat kuruluşları Türkiye de dahil pek çok ülkenin mail trafiğini yakinen izliyor. Öyleyse teknoloji sadece insanların hayatlarını kolaylaştırmak üzere tasarlanmış bir aygıttan ibaret değil. Teknoloji başlı başına insanlığı bir sanal merkez ya da sanal hat üzerinde buluşturarak onların ortak eğilimlerini, tüketim alışkanlıklarını, haberleşme ağlarını, özel hayatlarını gözetim ve denetim altında tutmak için geliştiriliyor ve ticarileştiriliyor.
Şimdilerde teknoloji biyolojik bir silah ve dijital dünya arasındaki ilişki ağını yönetmek üzere kullanılan bir aygıt olarak ortaya çıkıyor. Pek çok bilim adamı gibi ben de Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına itibar etmiyor, Kovid-19’un insan eliyle tasarlanmış bir biyolojik silah olduğuna inanıyorum. Biyoteknolojinin imkanları kullanılarak dünyada yeni bir düzen kurulmak isteniyor. Bu yeni düzenin mimarları arasında da Bill Gates ve benzeri işadamı görünümlü paramiliter güçlerin olduğu artık kesinleşiyor gibi. İzleyelim bakalım arkasından başka neler çıkacak?