Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.43
Gram Altın
2957.70
BIST 100
9364.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Aralık 2016

CHP'nin Tarihsel Kürt Düşmanlığı

600 yıl boyunca 3 kıtayı "adalet, merhamet ve hoş görüyle" yöneten Osmanlı Devleti'nin son demlerinde halkı devletten soğutma tutumu başlamıştı. Bu tutum tek partili CHP döneminde büyük ivme kazandı. Devlet, insanına batılılaşma dönüşümünü dayattığı; milli ve manevi değerlerini, köklü tarihini, kültürel birikimini redd-i miras ettiği ölçüde kendi halkına yabancılaştı. Tek tipleştirici projenin 80 yıllık yanlış uygulamalarının sonucunda elde ettiği tek başarı(!) da terör ve şiddeti ülkeye kanlı bir miras bırakmak oldu.

Çok partili döneme geçildiğinde ise ilk defa halk karar vermeye, söz söylemeye ve tabiri caizse adam yerine konmaya başlandı. Kürtler de dayatılan tek tipleştirici ve asimile edici seküler toplum yapısına sert bir şekilde itiraz etmeye başladılar. Kültürel ve dini haklar konusundaki taleplerini yoğunlaştırdılar. Adnan Menderes ile başlayıp, Turgut Özal ile devam eden ve Recep Tayyip Erdoğan ile daha bir güçlenen şekilde Kürtlerin, özgürlük, demokrasi, adalet ve değişimle ilgili talepleri gerçekleşmeye başladı.

Kadimden beri tarihin hiçbir döneminde, bu ortak vatanımızda, aynı bayrak altında yaşayan Kürtler ve Türkler arasında kitleleri duygusal kopuşa götüren ciddi bir problem mevcut olmadı. Olduğu söylenen problem ise CHP'nin başını çektiği geçmişin yanlış idare anlayışı ve uygulamalarında, Kürtleri daima potansiyel bölücü ve tehlike gören "katı ırkçı" yaklaşımlardan kaynaklandı. Ancak ırkçı CHP'ye son zamanlarda bir haller oldu. CHP de bir Kürt sevdası almış başını gidiyor. Şimdi bu sahte aşıkların geçmişine şöyle bir yakından bakalım.

CHP VE KİMİ TEK TİPLEŞTİRİCİ IRKÇI YAKLAŞIMLARI

1930'ların CHP'li Başbakanı İsmet İnönü Sivas demiryolu açılışında: "Bu ülkede sadece Türk etnik ulusu ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiçbir ırkın böyle bir hakkı yoktur." demiştir. ( Milliyet 31.08.1930)

1930'ların CHP'li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Ağrı ayaklanması sırasında Ödemiş'te seçmenlere yaptığı bir konuşmasında: "Türk, bu ülkenin yegane efendisidir, yegane sahibidir. Saf Türk ırkından olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi ve köle olma hakkıu2026 Dost, düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bile." (Cumhuriyet 19.09.1930) ( Bu zat eğer CHP'nin adalet bakanı ise diğer bakanları varın siz düşünün!)

Yine 1930'ların CHP Genel sekreteri Recep PEKER, yaptığı bir konuşmasında " Hukuki ve siyasi haklar tüm ulus ve fertleri için geçerlidir. Ancak etnik kökene sahip olanlar ya da olduklarını düşünenler ulusal topluluğa katılamazlar. Çünkü ulusal topluluğun tek bir etnik kökeni vardır; o da Türklüktür.." ( Recep Peker İnkılap Tarihi ders notları)

CHP'nin 20. Yüzyıldaki Kürt düşmanlığı üzerine kurgulanan ırkçı yaklaşımları bitmemişti, 21.Yüzyılda aynı ırkçı zihniyet bu defa CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in 'Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz' sözleriyle kendini ele vermişti.

Yüzyıl geçse de kafa aynı kafa, CHP yine bildiğimiz CHPu2026 Oysa "Demokrasilerde insanların kökenine göre herhangi bir ayrım yapılmaz, bütün insanlar eşittir. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün vatandaşlarımız eşit haklara sahip olmalı."

CUMHURSUZ CUMHURİYETÇİLER Mİ DOST?

Yıllar yılı Kürtlerin varlığını dahi inkar eden, Türkiye sadece Türklerindir ve Türk etnik ırkından olmayanların bu ülkede sadece köle ve hizmetçi olma hakkı vardır diyen, çarşı pazarda Türkçe konuş çok konuş baskıları yapan, insafsızca Kürtlere işkence yapan, dışkı yediren, mahkemelerde yapılan Kürtçe savunmaları "bilinmeyen dil" diye tutanaklara geçirten, Gezi Olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleriyle ülkeyi uluslararası emperyalizme teslim etmeye çalışan, kirli ve akıl almaz bir koalisyonla "Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı" ortak paydasında yan yana gelen paralelciler, ulusalcılar, darbeciler bugün Kürt haklarını savunur olmuşlar. Peki ne oldu da maske değiştirdi bu Cumhursuz Cumhuriyetçiler?

KÜRTLER VE ERDOĞAN

Asırlık sabıkalılar Kürtlere dost oldu da; Kürt meselesine ilk kez bu kanlı geçmişi bize miras bırakan bürokratik ve vesayetçi yapıların ayak diremesine rağmen, büyük siyasi risk alarak sorunu uzlaşıyla ve toplumsal mutabakata dayanan çözüm bulmaya çalışan, bugün buz dolabına kaldırılsa da çözüm süreçlerini devreye sokan, gerekirse baldıran zehiri içmeye hazırım yeter ki analar ağlamasın diyerek Ohal'leri ve DGM'leri kaldıran, Kürtlerin red ve inkarına son veren, işkence ve fail-i meçhulleri bitiren, Kürtçenin tv, radyo ve okullarda serbest olmasını sağlayan, anadilde savunma imkanı getiren, dışlanmışlığı, geri kalmışlığı, ihmal edilmişliği reformlarla ortadan kaldırmaya çalışan, yaradılanı yaradandan ötürü severim diyerek Türkiye'nin tüm bölgelerinde milletin gönlünde taht kuran Recep Tayyip Erdoğan birden bire Kürt'e düşman mı oldu?

YEMİNLİ ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI

Eğri oturup, doğru konuşalım. Düşman da bellidir, dost da bellidir. Bugün eğer Kürtler korkmadan göğsünü gere gere istediği yerde ben Kürt'üm diyebiliyorsa, Kürtçe'yi özgürce konuşuyorsa, Ahmet Kaya'yı ölüme götüren Kürtçe şarkı söyleme hasretini bugün Kürt sanatçılar kolaylıkla dindirmişse bu gibi konularda sırtını halka ve hakka dayayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katkısı çok büyüktür arkadaş! Son zamanlarda peydah olan sahte dostlar bilsin ki, Kürtler yeminli Erdoğan düşmanlarının göstermelik, riyakar desteklerine muhtaç değildir. Onların 3 kuruşluk siyasi hesapları için, kullanmak isteyecekleri rakı masası mezesi de değildir. Bu böyle biline...