CHP'nin İkinci Yüzyılı
Bir mani olmazsa önümüzdeki 6 ay içinde Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini tamamlamış olacak. 2018 seçimlerinin üzerinden 4,5 yıl geçti dolayısıyla önümüzdeki aylar çok ama çok hararetli geçecek.
Bu seçimler YÜZYILIN SEÇİMLERİ olarak
tarihe geçecek. 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti önümüzdeki aylarda 2. yüzyılına
girmiş olacak. Bu açıdan bakıldığında bütün iddialı partilerin gönlünde 100. yılında
ülkeyi yönetmek olması gayet makul bir temennidir.
Kimi partiler 100 yıl önceki kuruluş
felsefesini sürdürmeyi isterken, kimileri de yeni yüzyılı geçen yüzyılın olumsuzluklarından
kurtulmuş olarak görmeyi hedeflemektedir.
Bu seçimlerin önemli bir sebebi de partilerin
hayatta kalmaları ile alakalıdır. Çünkü bu seçimleri kaybedip, “5 yıl sonraki seçimlere kadar çalışalım…”
diyecek bir mesela İYİ Parti, bir DEVA ya da GELECEK Partisi düşünülemez. Buna
rıza gösterecek bir kitleden yoksun partilerin teşkilatları da bekleyin, beş yıl sonra bahar gelecek, diyecek
halleri yok. Bu yüzden kimi partilerin hayat-memat meselesi olması bu seçimi
daha bir “kırdılı” geçirecek.
Nasıl mı?
Şöyle anlatayım:
Eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
bilerek basına yansıttığı şekliyle, “cumhurbaşkanlığı
ve başbakanlık uçağıyla uyuşturucu taşındı” açıklamasını hatırlatırım.
Olayın Davutoğlu’nun açıklamasının detaylarındaki aslı, daha önce
cumhurbaşkanları ve başbakanların kullandıkları uçak çok eskimiş, kullanılamaz
hale gelmiş ve bu uçak satılmış. Satıldıktan sonra uçakla uyuşturucu taşınmış.
Ama basına özellikle paslanan taraf Sedat Peker’e özenen bir yöntemle, “devletin uçağı uyuşturucu taşıdı(!)”
şeklindeydi. Geçelim Davutoğlu’nu, bu kadar bile fazla.
Evet, Kılıçdaroğlu haftalardır “3 Aralık’ı bekleyin” diyordu. 3 Aralık
günü İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI diye
onlarca başlıkta topladığı seçim manifestosunu açıkladı. CHP bu açıklama ile
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında iktidar olmaları halinde neler yapacaklarını
açıkladı. Maddeler üzerinde durmayacağım, milletin takdiri her zaman
kabulümüzdür lakin söz konusu CHP olunca tezekkür etmek kolaylaşıyor çünkü
CHP’nin geçmişi var bu ülkede, izi var bu millette. Bu yüzden geçen yüzyılın CHP’sine
bakarak 2. Yüzyıl’daki CHP’yi değerlendirebiliriz.
CHP’nin birinci yüzyılına bakıp İkinci
Yüzyılını değerlendirelim:
CHP’nin İkinci Genel Başkanı İsmet
İnönü ABD mandasını istedi. Bu tutmayınca İngilizlerden valilik talebinde bulundu,
Musollini’ye hediye ettiği Ege
Adaları’nın Yunanistan’a geçmesini sağladı,
Şapka giymediği için vatandaşları
idam etti,
Çarşaf giyen hanımları cezaevine
tıktı,
Evinde Kur’an-ı Kerim bulunduranları
hapishanelere attı,
Mevlid okumayı yasakladı,
Ezanı Türkçeleştirdi,
Laiklik gerekçesiyle dindarları ezim
ezim ezdi,
Alevileri doğduklarına pişman etti,
Kürtleri yok saydı,
Çerkezler’i geldikleri yere göndermek
istedi,
Azerbaycan âlimlerini idam edilmek
üzere Ruslara teslim etti,
Ekmek karne ile dağıtılıyordu,
Uçak yapan Türkleri Amerika hatırı
için itibarsızlaştırılarak uçak fabrikalarını da kapattı,
Sanayinin lafını etmedi, bunun yerine
Avrupa’dan tarım ürünleri ithal etti.
…
Listeyi uzatabiliriz. CHP Birinci
Yüzyılında yukarıda saydığım icraatlara imza attı. Yani istisnai durumlar
dışında (mesela Atatürk, İnönü ‘Amerikan mandası isteyelim’ deyince buna karşı
çıkmıştı) CHP’nin iktidar olduğu dönemlerde millet yararına, devlet yararına
değil, sadece ve yalnızca batılı şeflerinin yararına icraatlarda bulundu.
İşte bu CHP İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI diye
maddeler sıralıyor…
Gelin beraber 2. Yüzyıl diyen CHP'ye üç
soru soralım:
1) Jeremy Rifkin adındaki Amerikalı
neden CHP’ye ekonomi danışmanı oldu? IMF adına mı, yoksa uluslarüstü küresel
güçler adına mı? Çünkü bir ülkenin ekonomisinin bağımsızlığı o ülkenin bekası
ile direkt alakalıdır.
2) Mesela CHP savunma sanayimiz
konusunda hangi projelere sahip?
CHP de biliyor ki bir devlet silahını
dışarıdan alıyorsa o devletin geleceği yoktur. Türkiye gibi bir devletseniz ve
bu jeostratejik ve jeopolitike sahipseniz milli silahlarınız yoksa büyük güçler
sizi asla rahat bırakmazlar.
3) CHP Doğu Akdeniz ve/ya Suriye
konusunda ne düşünüyor?
Bunu neden mi merak ediyorum?
Çünkü bugüne kadar CHP’nin bu konular
hakkında Türkiye lehine bir tek açıklaması olmadı da ondan.