Dolar (USD)
35.00
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2944.95
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Kasım 2021

​CHP'nin helalleşme yolculuğu ve kapatılma dedikoduları

Roma İmparatorluğu döneminde tarihin ilk ateistleri olarak kayda geçen Hristiyanlar uzunca yıllar baskı ve zulüm gördü.

313 yılında İmparator Kostantin ünlü Milan Fermanı’nı yayınlayarak Hristiyanların ve paganların diledikleri Tanrı’ya bağlanabileceklerini duyurdu.

Diğer tanrılara saygı duymadıkları için ateist olarak görülen ilk Hristiyanlar buna rağmen uzlaşmacı bir tavır ortaya koymadılar.

Roma’da Hristiyan imparatorluklar dönemi başladığında da “hoşgörüyü İsa başlattı” diyen Katoliklerin yaptıkları ilk iş Engizisyon mahkemeler kurmak oldu.

Sonrası malum, Ortaçağ boyunca kurdukları mahkemelerin insanları nasıl zulmettiğini tarih kayda geçirmiştir.

Rahmetli Aytunç Altındal “Çağların Sorumluluğu” adlı kitabında bu süreçleri detaylı bir şekilde izah eder.

Peki, bu tarihi hatırlatmayı neden yaptım?

İkna yoluyla kitleleri etrafında toplayan ideolojiler, partiler, yapılar gücü ele geçirdiklerinde inandırıcılığını yitirebiliyorlar. Demokrasi bir bakıma zayıfların gücü ele geçirme aygıtı olarak işlev görüyor.

Türkiye’de elitlerin partisi olarak boy gösteren CHP, 1977 seçimleri öncesi bir süreliğini de olsa paradigma değişikliğine gitti.

Bülent Ecevit, CHP’nin genel siyasetini “demokratik sol” başlığı altında kurumsallaştırarak sosyalistlerden ve komünistlerden de destek aldı.

O yıllarda CHP, “Kardeşi kardeşe düşman olmayan, yeni bir Türkiye doğacak bizden” diyordu. Neticede 27 yıl aradan sonra ilk kez mecliste çoğunluğu sağlayarak iktidar oldu.

CHP, emperyalizme, dışa bağımlılığa ve faşizme karşı genel olarak büyük bir mücadele içerisinde olacağını vaat etmişti.

Seçimlerin hemen sonrasında bu sözler unutuldu. NATO, Dünya Bankası, AET ve IMF’ye boyun eğildi. Onların her isteği kusursuzca yerine getirildi. Komünistlere karşı baskı ve devlet terörü uygulandı.

Yayınlarını yasaklattı, tutuklamalar ve işkenceler yaptırttı. CHP üst kademe yöneticileri ilan edilen sıkıyönetim aracılığıyla bu baskıları devam ettirirken diğer taraftan gençler de adım adım ölüme gönderildi.

Çatışmalar, baskınlar, kavgalar ve gençlerin öldürülmesi…

Örneğin Maraş katliamı hala hafızlarımızda diridir. CHP yönetimi bu kadarıyla kalmadı ardından ülkedeki ABD askerlerinin sayısı arttırıldı ve yeni casusluk ve saldırı tesisleri açıldı. Türk parası yüzde 100 oranında devalüe edildi.

1979’a gelindiğinde ara seçimler yapıldı ülkede. CHP malum olduğu üzere halktan o kadar çok kopmuştu ki bu sefer hiç beklemedikleri bir yenilgi aldılar. Güneş Motel rezaleti de siyasi tarihimizde kara bir leke olarak yerini korudu.

Kısacası 42. Hükûmet düştü ve yerine MHP ve MSP'nin dışarıdan desteği ile Adalet Partisi, bir azınlık Hükümeti olan 43. Hükûmeti kurdu.

Demem o ki, CHP bugün de benzer vaatlerde bulunmaktadır. Yalnız bu sefer Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Geçmişte partimizin de hataları oldu; helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım” diyor.

Daha evvel yine bu köşede şöyle bir cümle kurmuştum. “CHP’nin özellikle bu ülkenin çocuklarından, farklı inanca ve ırka sahip vatandaşlarından bir özür borcu vardır. Bu ülkenin insanı en verimli yıllarını CHP zihniyetinin ağır baskısı altında heder ederek geçirdi.

Dolayısıyla CHP’nin bu ülkeye bir özür borcu vardır.

İşin ilginç tarafı Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinden sonra birileri “CHP’nin kapatılması” imasında bulunmaya başladı. Medyada tartışma konusu bile edildi. Bu tartışmayı özellikle liberal görüşlü olanların başlatması ise daha da ilginç.

Şöyle bir zamanda CHP’nin kapatılması fikrini savunmak, AK Parti’ye, demokrasiye ve siyasete ne tür kazanımlar getirecektir? Aklı başında biri bunun makul bir izahını yapabilir mi? Birileri ülkede kaos mu istiyor yoksa CHP’yi birinci parti yapmaya mı niyetli?

Bu partiyi en çok eleştiren yazarlardan biri olarak kapatma fikrini kesinlikle olumlu bakmadığımı söylemeliyim. Geçmişte olduğu gibi partileri ancak halk kapatır o da sandık başında.

Bugün ülkenin en önemli sorunları arasında ekonomi, sağlık (pandemi) ve eğitim gelmektedir. Yazacak bir şey bulamayan arkadaşlara hatırlatmak isterim.