Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ekim 2021

CHP'nin dostları ve Kürt sorunu

Geçtiğimiz günlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çok enteresan bir açıklama yaptı:

"Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz…" Bu açıklamadan sonra her kafadan bir ses çıktı. İşin o kısmı çok ve gereksiz bir şekilde tartışıldı.

Sorun Kılıçdaroğlu’nun partisidir, hep böyleydi, şimdi de…

Kılıçdaroğlu icra makamında değil, üstelik Kürt sorunu, şimdi genel başkanı olduğu partinin 90 yıllık red, inkâr, asimilasyon ve imha politikalarının sonucudur. Önce çıkıp, “Biz CHP’nin yanlış, ırkçı, faşist politikalarından dolayı bu ülkede Kürt sorunu doğdu” desin, sonra çözüm için söz söyleme hakkına sahip olsun.

Tamam, bu cümlelerle değil, ama en azından Kürt Sorununun bu ülkede nasıl doğduğunu açıklasın ki dürüstlüğüne inanalım.

İkincisi, Sayın Kılıçdaroğlu, 1937’de 60 bin Tuncelili’nin hangi parti iktidarı döneminde uçaklardan atılan fare zehri ile öldürüldüğünü açıklasın, ki onu sahici bulalım.

Bugüne kadar 60 bini aşkın insanın canına mal olmuş bu sorunu konuşurken, başta siyasiler olmak üzere herkes hassasiyet göstermelidir. Bu konu istismara gelmez, bu konu koz olarak kullanılmaya gelmez, bu sorun konuşup konuşup unutulmaya hiç gelmez…

***

Evet,

Kürt sorununun tek müsebbibi, Kürtleri sorun görüp katleden parti, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP’dir.

“Kürt yoktur” diyen de,

Buna karşı çıkanları katleden de,

Katletmeyin” diyenleri ihanetle yargılayan da,

Kürtlerin dilini yasaklayan, Kürtlerin yaşadıkları şehirlerin, köylerin adını değiştiren ve en sonunda Kürtleri aşağılamak için, “Kürtler vardır, ama kuyrukludurlar” diyen de bu CHP’den başkası değildi.

Şimdi, AK Parti iktidarı döneminde Kürtlerin taleplerinin büyük bir kısmı karşılanmışken Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununu çözme söyleminin hiçbir temeli yoktur. Her şeyden önce Kılıçdaroğlu çözüm makamında değil ve üstelik ufukta o makama gelmesi de mümkün görünmüyor.

Tut ki Kılıçdaroğlu çözecek,

Meselâ Kılıçdaroğlu ne yapsa Kürt sorununu çözmüş olacak?

Meselâ Kılıçdaroğlu, HDP’ye, 2011’deAysel Tuğluk’un ilan ettiği Demokratik Özerklik hakkı mı verecek?

Meselâ Kılıçdaroğlu HDP’nin yönetmesi için bir bölgeye Otonomi mi verecek?

Ya da ne yapacak?

Samimiyse, dürüst ise ne yapacağını açıklasın görelim, doğruysa alkışlayalım, söz!..

***

Kürt sorunu gibi bir konuyu ağzına alan herkes niyetini, hedefini, amacını açıklamalıdır. Bu konu kandırmaca ile Kürt oylarına göz dikilecek bir mesele değildir, aman ha!

Elbette Kürtlerin devletlerinden talep ve beklentileri vardır. Bu ülkenin “nesi” olduklarını resmi olarak görmek isteyen Kürtlerin haklı talepleri “Bölünürüz!” algısıyla değerlendirilmemeli. Zazaca artık unutulan, kaybolan diller arasına girmiş bulunuyor. Bunlar haklı, meşru, makul ve karşılanması gereken taleplerdir.

Ama Kılıçdaroğlu’nun derdi de amacı da bu değil. Asıl amacını kamufle etmek için Kürt Sorununu ortaya attı.

Kılıçdaroğlu’nun o açıklamasındaki şeytani ifade Kılıçdaroğlu’nun asıl söylemek istediği şeydi lakin gören olmadı. Kimse görmese de muhatapları gördü.

İşte kimsenin görmediği Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı o şeytani cümle:

Bu ülkeye barışı dostlarımızla getireceğiz!..

Tanıdık cümle.

Bu ülkeye… barışı…

Dostlarımızla… getireceğiz…

Size bir şey hatırlatmadı mı?

“Türkiye’de muhalefeti destekleyeceğiz… Dostlarımızla Erdoğan’ı devireceğiz…” diye bir zırva vardı ya…

Kime aitti bu zırva?

Tabi ki ABD Başkanı Biden’a.

Başkan olmadan önce ABD medyasına bu açıklamayı yapmış ve muhalefetimiz de bu açıklamayı bayram sevinciyle karşılamıştı.

İşte Kılıçdaroğlu’nun mide bulunduran bu açıklaması, Kürt sorunu zumu yüzünden kayboldu gitti. Lakin bizim ıskaladığımız mesajı ABD’deki dostları alıp kayda geçirdi.

Kılıçdaroğlu’nun dostları Irak’a, Afganistan, Libya, Suriye’ye getirdikleri barışı Kılıçdaroğlu’nun destekleri ile Türkiye’ye de getirecek(!).