CHP'de Zoom kaçamağı patladı
Seçimden sonra muhalefet partilerinde yaşanan travmanın devam ettiği, özellikle ana muhalefet partisi CHP’de genel başkana ve genel merkez yönetimine karşı tepkilerin arttığı bir dönem yaşanıyor. Kurultayın aylar sürecek uzun bir sürece yayılması ve bazı organlar ile yetkililerin görevine son verilmesinin de etkisiyle hizipleşme daha da hız kazandı.
CHP’nin tarihi, kurultaylar öncesinde hiziplerin yaptığı
toplantılarla doludur. Otellerde, çeşitli kapalı mekânlarda, evlerde yapılan
buluşmalar gibi, artık teknolojinin olanaklarını kullanarak dijital
platformlarda da toplantılar yapılabiliyor. Pandemi‘den sonra en yaygın dijital
platform Zoom, gizli kapaklı bir toplantıya ev sahipliği yapmış bulunuyor.
Toplantı CHP‘nin içindeki sessiz muhalif
cephenin Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığı
belki de ilk veya son toplantı değildi. Bu toplantı bir şekilde dışarıya servis
edildi. Toplantıya katılanlar evlatlar ve Brütüsler olarak ifade edebiliriz.
Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği toplantı bir saat kadar sürmüş.
Muhalif imzalarla Kılıçdaroğlu’nu PM’yi olağanüstü toplamaya zorlamanın
yollarının arandığı ve “alternatif bir kurultay sürecinin” de ele alındığı
toplantıda, Kılıçdaroğlu’na şok etkisi yapacak isimler vardı. Bunlar arasında
mevcut yönetimden CHP Grup Başkanı Özgür Özel ile CHP Grup Başkanvekili Gökhan
Günaydın. Kılıçdaroğlu’nun eski kurmayları Engin Altay, Bülent Tezcan, Muharrem
Erkek ve Tekin Bingöl de toplantıya katılırken, katılan isimler arasında Murat
Emir ile Veli Ağbaba’nın da adı geçiyor. İsimlerin içinde bakanlık bekleyenler
ve Kılıçdaroğlu‘nun evlat kontenjanında olanların olması ayrı bir trajedi.
Bu toplantı, Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında, Kemal
Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanlığı’ndan indirme planlarının yapıldığı ve
konuşulduğu darbe toplantısı gibi tertiplenen bu gizli zirve, Değişim Gerçeği
adlı YouTube kanalından sızdırıldı. Sızdırma belki de bu zirvenin amacı
olabilir. Kamuoyu ve partilileri bu fikre hazırlama süreci de diyebiliriz.
Kapalı kapılar ardında yapılmış olsa da ifşa olma ihtimali
yüksek olduğu için, ben bunun çok ta
gizli saklı bir toplantı olduğuna inanmıyorum… Birilerinin kulağına “kar
suyu kaçırmak” diyelim…
CHP’de değişim manifestosu, kaset savaşlarını beraberinde
getirdi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun ses kaydını yayınlamasından sonra, Zafer Partisi Genel Başkanı
Ümit Özdağ'ın, "Kılıçdaroğlu seçimi kazansaydı üç bakanlık ve MİT bize
verilecekti" iddiası patladı. Öncelikle Parti sözcüsü Faik Öztrak bu
iddiayı ret etti. Daha sonra Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında gündeme
ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Protokolde Özdağ'a İçişleri Bakanlığı dahil iki bakanlık sözü verip vermediği sorulan Kılıçdaroğlu, "O protokolle ilgili
konuşmam doğru
değil. İki
kişi arasında
yapılan ve iki kişinin namusuna teslim edilen bir protokoldür. Benim bu konuda
konuşmam en azından ahlaki olarak doğru değil. Protokol evet var, ikimizin
arasında imzalandı. Bu protokol kamuoyuna açık bir protokol değil. Dolayısıyla
ikimizin namusuna teslim edilmiş bir protokoldür” dedi ve bambaşka bir polemik sürecini başlattı.
CHP’de değişim isteyenler, Kılıçdaroğlu’nun eski takımıyla
bu sorunları çözemez. Kendileri de yıllardır parti yönetiminde olanlar, seçim
sırasında sahnede yer alanlar seçimin kaybedilmesinin sorumluları arasındadır
ve bugüne kadar yürütülen politikaları onlar da onaylamıştır.
CHP’deki sorun, ideolojik savrulmadır. Bu sorunun isimlerle,
programla ve izlenen yanlış politikalarla ilgili olduğu aşikar.
Muhalefetin görevi, parti içi koltuk yarışına odaklanmak
yerine, toplumun; siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarına alternatif politika
ve çözüm arayışında olması gerekirken her biri Brütüs olma yarışındalar.